Vehbi Koç

Güncelleme Tarihi:

Vehbi Koç
Oluşturulma Tarihi: Haziran 01, 2007 21:44

Vehbi Koç, 1901 yılında Ankara'da Çoraklık semtindeki yazlık evde, "üzüme alaca düştüğü" günlerde doğdu. Doğduğu günü hiç bilmedi. Annesi "üzüme alaca düştüğü günlerde" deyince, sonradan çocuklarıyla birlikte 20 Temmuz'u doğum günü kabul etti.

Haberin Devamı

 VEHBİ KOÇ FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYIN

 

BİR CUMHURİYET ÇINARI

 

Soyu, Kütükçüzadeler olarak anılan ana tarafından 600, Koçzadeler olarak anılan baba tarafından da 250 yıllık Ankaralı ailelere dayanıyordu. Babası Koçzade Hacı Mustafa Efendi, annesi Kütükçüzade Fatma Hanım'ın ilk çocuğuydu. Sonra iki kardeşi daha doğdu: Zehra ve Hüsniye.

 

Koçzade Ahmet Vehbi, 5 yaşında mahalle mektebine başladı. Hacı Bayram Camii'nin yanındaki "Topal Hoca'nın Mektebi"nde ilk tedrisini aldı. Mahalle Mektebi'nden sonra yine Hacı Bayram Camii'nin yanında kiralık bir evde ders görülen ilkokula başladı. Bu okulu birincilikle bitirdi. Daha sonra, bugün Tıp Fakültesi Ihtisas Hastanesi'nin bulunduğu yerde olan "Taş Mektep" denilen Ankara Idadi'sine (lise) gitti. Ancak idadi hayatı uzun sürmedi.

 

Haberin Devamı

Dedesi Koçzade Hacı Mehmet Efendi, Vilayet Meclisi Umumi Azalığı yapmış, Ankara'da iyi tanınmış, zaman zaman taahhüt işlerine girmiş, buğday ticaretiyle uğraşmış hareketli bir insandı. Babası medreseye devam etmiş, hoca olmuş ancak bu konuda çalışmamıştı. Babası, o günlerde Ankara'nın en güzel caddelerinden biri olan Karaoğlan Caddesi (bugünkü Anafartalar Caddesi) üzerinde olan evlerinin altındaki dört dükkánı ticaret yapan gayrimüslimlere kiralık vermişti.

 

O zamanlarda, tüm Osmanlı'da olduğu gibi, Ankara'da da ticaret gayrimüslimlerin elindeydi. Müslüman Türkler, çoğunlukla ticaret erbabının emrinde çalışan, basit hayat süren kimselerdi.

 

BAŞLANGIÇ

 

Ahmet Vehbi 15 yaşında ticarete atılmak için okuldan ayrıldı. Dedesi ve babasıyla görüşerek esnaflığa başladı. Karaoğlan Caddesi'nde oturdukları evin altındaki dükkán, bir sandık ayakkabı lastiği, bir sandık şeker, birkaç teker kaşar peyniri, zeytin, makarna gibi mallarla bakkal dükkánı haline getirildi ve üzerine "Koçzade Hacı Mustafa Rahmi" tabelası kondu. Sermayeleri 120 liraydı.

 

Haberin Devamı

Onun görevi, dükkánı açmak, süpürmek, tozlanan malları temizlemek, müşterilerin aldığı malları tartmak ya da saymak, mangalı yakmak, camekánları temizlemekti. Kısacası, hademe, satıcı ve muhasebeci görevlerini birarada yürütüyordu. Babası, tezgáh başında oturup, satılan malların parasını alırdı.

 

Zaman geçip, piyasada iş yapanları gördükçe ustalaştı. Kaliteli mallar getirtip satmaya başladı. Bir süre sonra Istanbul'a mal almaya gitmeye başladı. Ayakkabı lastiği işine girdi. Ticaret yapan gayrimüslimleri izledi. Kösele işi cazip geldi. Ankara'daki en büyük kösele satıcısı gayrimüslim bir tüccarın yanındaki Kosti adlı satıcıyla anlaştı ve kösele işine girdi. Sonra ayakkabı yapımında kullanılan malzemeler için ikinci bir dükkán daha açmaya karar verdi. Kösele dükkánına bitişik kendilerine ait dükkánı ayakkabı, hırdavat mağazası olarak açtı. Koçzade Ahmet Vehbi'yi lise mezunu olmadığı için askere almadılar. Ancak Kurtuluş Savaşı sırasında, o da bir şeyler yapmak istiyordu. Büyük Millet Meclisi açıldıktan sonra, Genel Sekreter Recep Peker'e bir dilekçe vererek, Meclis'te bir memuriyet istedi. 1920 yazında Meclis Matbaası'nda Cevat Fehmi Başkut'un yanında musahhih yardımcısı olarak işe başladı.

 

Haberin Devamı

İLK FİRMA KURULUYOR İÇİN TIKLAYIN

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!