Okul öncesi matematik eğitimi

Güncelleme Tarihi:

Okul öncesi matematik eğitimi
Oluşturulma Tarihi: Aralık 19, 2022 11:08

Okul öncesinde matematik öğretiminin nasıl olması gerektiği önemli bir konudur. Bu soruya matematiksel düşüncenin hangi yaşta başladığı, bu düşüncenin öğretilmesi için ortam ihtiyaçlarının neler olduğu ve öğretim sürecinde çocuğu etkileyen çevresel faktörlerin belirlenmesi hususlarında cevaplar aranması gerekiyor.

Haberin Devamı

Okul öncesinde, okul zamanı ve okul sonrasında bireyin yaşantısını kolaylaştıracak kazanımları elde etmesi bireyin yaşadığı çevrede hayatını mutlu şekilde idame ettirebilmesine, doğadaki matematiği hangi düzeylerde anlayabildiğine ve anlamlandırabilmesine bağlıdır.

MATEMATİK ESTETİK VE ZARİFTİR
Okul öncesi matematik öğretimi estetik ve zarif, doğadaki gibi ahenk içinde olmalı. Matematik öğretimi, öğrenen ve öğreten için estetik duyguları harekete geçirebilmeli ve doyuma ulaştırabilmeli. Gerek geometrik şekillerdeki gerekse sayıların sembolik gösterimlerindeki estetiği fark edebilmek için çocuğun, etrafındaki zihnindeki sevimli canlılardan yararlanılmalı. Matematik, estetik ve zariftir. Bu sebeple estetik duygulara hitap edilerek yapılması kolaylık sağlayacaktır.

Haberin Devamı

Matematik, okul öncesinin bütün eğitim süreçlerinde somutlaştırılarak öğretilmeli. Matematik insanlık tarihinin de öncesinde, kâinatın yaratılmasıyla var olmuş bir bilimdir. Dolayısıyla bütün ilimlerin de temelidir. İnsanlık tarihinin gelişimine paralel şekilde matematiğe duyulan ihtiyaç ve bu ihtiyacı karşılamak için zaruri olan matematik yapma isteği, zihinsel olarak bu bilgiye sahip olma ve gerektiğinde kullanabilme durumları matematik öğretimini kaçınılmaz kılmıştır. Yani ilk insanların, çevresindeki olayları, evrendeki dengeyi, kâinattaki nizam ve intizamı anlayabilmesi için gösterdiği çabayı dünyaya gelen her çocuk göstermeli.

Çocukların söz konusu süreçleri örneklendirilerek ve anlaşılabilir şekilde öğrenilebilmesi her şeyden önce sistematik bir matematik öğretimiyle mümkündür. Bu bağlamda geçmiş zamanlarda insanların matematiği öğrenme süreçleri günümüzde de okul öncesi çocuklarının benzer süreçleri çağın koşullarına uyarlayarak matematiği daha etkili şekilde öğrenmelerine ışık tutacaktır. Galileo, matematiği “Doğanın büyük kitabı, yalnızca onun yazıldığı dili bilenler tarafından okunabilir, bu dil matematiktir” sözleriyle betimlerken doğanın matematik olmadan anlaşılamayacağını vurgular.

ZİHİNSEL HAZIRLIK OLUŞTURULMALI
Okul öncesinde matematik öğretimi, çocukların öncelikle kendi yaş dönemine uygun ihtiyaçları karşılayacak düzeyde planlanarak verilmeli. Böylelikle ilerleyen dönemlerinde onların gereksinim duyabileceği matematik kazanımlarına yardımcı olabilir. Örneğin okul öncesi dönemde çocuğun 1’den 10’a kadar sayabilmesi sonraki süreçlerde 1’den 100’e kadar doğal sayıların toplamını kısa yoldan yapabilmesine yönelik zihinsel hazırlık oluşturmakta. Buna örnek olarak Alman matematikçi Gauss’un çocukluk dönemini gösterebiliriz. Sonraki öğretim süreçlerinde İntgeral kavramı içinde yer alan hesaplamalarda da sınır değerleri anlamlandırılırken bu sayma önemli olmakta.
Mantık, söz söyleme sanatıdır. Çocuk da düşüncelerini doğru, düzgün ve tutarlı bir şekilde ifade ederken konuşma ve söz söyleme sürecinde, akıl yürütmede mantığını kullanır. Bu süreç, okul öncesi dönemde hızlı bir şekilde gerçekleştirildiğinde artık akıl, matematik yapma isteğini zorlamakta ve çocuğun sezgileri bu yönde gelişmeye başlar. Bu dönemde çocuğa geometrik şekillerin tanıtılarak ve çizilerek oyun yoluyla öğretilmesi somutlaştırma açısından daha yararlı olur. William Hull: “Eğer çocuklara konuşmayı biz öğretmeye kalksaydık, asla öğrenemezlerdi” derken yaparak ve yaşayarak öğrenmenin önemine işaret eder. Matematik açısından da çocuğun matematik yapabilmesi, öncelikle doğal ortamında kendi öğrenmelerini gerçekleştirebilmesine bağlıdır. Bu, doğal ortamın temelinde sevgi ve oyunun bulunmasıdır. Örneğin, geometrik şekillerin kavratılmasında çocukların el ele tutuşarak halka oluşturması ya da beden dilinde elleriyle ifade etmesi gibi etkinlikler hem çocuklar arasındaki sevgiyi pekiştirecek hem de öğretim sürecine olumlu yansıyacaktır. Okul öncesi eğitimde öğrenmenin özünde sevgi ortamının bulunması yatar. Bu ortam oyunlarla desteklenir. Bu değerler, kültürümüzde zaten mevcuttur. Dünyanın yaratılışındaki hesap, ahenk ve uyumun anlaşılmasına yönelik insanoğlunun çabası, matematiğe olan ilgi ve sempatiyi artırır. Okul öncesi çocukların matematik öğrenmelerindeki kabiliyetlerinin ortaya çıkarılması, öğrenme ortamındaki matematiksel nesnelerin, materyallerin, teknolojik araç ve gereçlerin onların ruhsal, zihinsel ve bedensel gelişimleriyle uyumlu olmasıyla yakından ilişkili. Okul öncesi çocukların, matematik öğrenme sürecinde kendilerine zarar vermeden matematik yapabilmeli, sonraki davranışlara, kazanımlara ulaşabilmesi için kalıcılığı sağlayacak pekiştireçler kullanılmalı, uygun düzeyde tekrarlar yapılmalı, öğrendikleri matematik yaşantılarıyla ilişkilendirilmeli.

Haberin Devamı

HİBRİT EĞİTİM DAHA ZEVKLİ VE EĞLENCELİ
Matematik alanında ezber yapılanöğrenmelerin, ezbere öğrenmeye yol açtığı düşüncesi yanlıştır. Örneğin, okul öncesi çocuğun bazı kısa şiirleri ezbere okuması, sayıların 1’den 10’a kadar veya daha fazlasını ezbere söyleyebilmesi ezbere öğrenme olmadığı gibi ritmik saymalar da bazı kavramları akılda tutmayı kolaylaştırır. Bu, ezberden ziyade beynin faydalı fonksiyonlarından biridir. Çocuğun, sayıların çarpımlarını hafızasında tutmasının zararlı olduğu iddia edilemeyeceği gibi 1’den 10’a kadar sayıları sayması da ezbere öğretim anlamına gelmiyor. Sonraki öğrenme aşamalarında çocuğun öğrendiklerini kullanması gerektiğinde hafızasından çağırabilmesi onun matematik yapabilme yeteneğini geliştirir. Öğrenme, doğal ortamda, çocuğun yaş gurubuna uygun, matematik materyalleri kullanılarak hibritleştirilmiş şekliyle yapıldığında daha zevkli ve eğlenceli hale gelir. Hibritleştirilmiş öğrenme ortamında çocuk bir yandan matematik yaparken diğer yandan fen, Türkçe ya da müzik gibi alanları yapabilecektir. Tabii ki teknoloji de öğretim aracı olarak bu ortamlardan ayrı düşünülemez. Sınıf ortamına getirilemeyecek öğretim içeriklerinde ya da bazı risklerden dolayı çocukların doğal ortamlara götürülemeyecek olması gibi durumlarda teknolojik imkânlar önemli olur.

Haberin Devamı

Okul öncesi çocukların matematik yapmasında çevre ve aile tesirini olumlu hale getirmek de son derece önemli olan diğer bir husustur. Aile, çocuğun öğrendiklerini evde de uygulayabileceği bir ortam oluşturmalı, çocuğun öğrenme sürecindeki kazanımlarını ifade edebilir imkânları sunmalıdır. Çocuk bir şarkı öğrendiğinde, matematiksel bir beceri edindiğinde evde onu ailesine anlatabilmeli, yaptığı yanlışlıklar olumlu tepkilerle düzeltilmeli. Örneğin çocuk, sayıları saymayı, bazı geometrik şekilleri öğrendiğinde evde de anne ve baba meraklı bir şekilde çocuğun sayıları saymasına veya geometrik şekilleri göstermesine ortam sağlamalı. Okul öncesinde matematik öğretimi sevgi ve oyunla yapılmalı. İşin özünde sevgi ve oyun olduğu asla unutulmamalı.

Haberin Devamı

PROF. DR. CENK KEŞAN KİMDİR?
Prof. Dr. Cenk Keşan,  Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi, Fen Bilimleri Eğitimi Matematik Öğretmenliği Bölümü’nü bitirdi. Keşan, Dokuz Eylül Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Matematik Eğitimi Bölümü’nde yüksek lisansını, yine aynı üniversitede 2001 yılında doktorasını tamamladı. 1997-2003 yılında araştırma görevlisi, 2003-2013 yardımcı doçent, 2013-2019 doçent doktor olarak çalışan Keşan, 2014-2017 yılları arasında Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdür Yardımcılığı ve Buca Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcılığı görevini yürüttü. Aynı üniversitede 2019’dan beri Profesör Doktor olarak görev yapıyor. Ülkü adında da bir kızı var.

BAKMADAN GEÇME!