İzmir Valisi: Suriyeli öğrencileri çadır kentlere yönlendiriyoruz

Sınırda çadır kentlerde eğitim imkanları olduğunu anlatan Vali Toprak, “Sığınanların olması gereken yer çadır ve konteyner kentlerdir. Bize gelenleri oraya yönlendirmek zorundayız” dedi.

İzmir Valisi Mustafa Toprak, ülkelerindeki iç savaştan kaçarak kente gelen Suriyelilerin eğitim çağındaki çocuklarına okul açılması talebine yönelik, İzmir’de bu yönde altyapının bulunmadığını oysa çadır kentlerde eğitim imkanları olduğunu anlattı. Vali Toprak “Sığınanların olması gereken yer çadır ve konteyner kentlerdir. Bize gelenleri oraya yönlendirmek zorundayız” diye konuştu.

Vali Toprak, İzmir’de Suriyeli sığınmacı sayısını tespit etmenin mümkün olmadığını dile getirdi.100 bine ulaştığı iddialarının ise abartılı olduğunu söyledi. Tespit ettikleri sığınmacıları sınır hattında kurulan konteyner ve çadır kentlere yönlendirdiklerini anlattı. Vali Toprak şunları söyledi:

“Sığınanların olması gereken yer Mardin, Kahramanmaraş, Gaziantep ve Kilis’te kurulan çadır ve konteyner kentlerdir. Bize gelenleri oraya yönlendirmek zorundayız. Arkadaşlarımız sığınmacıları gördüğü zaman bu bölgelere gitmek durumunda olduklarını ifade ediyorlar. Ama buradan gönderiyorsunuz öbür taraftan yine geliyor. Bir kısmı çalışma amaçlı getiriliyor. Burada çok dikkat etmek gerekiyor. Herkesin alın terine saygı duymak lazım. ‘Bir fırsat buldum kullanayım’ demekle olmaz.”

Suriyelilerin sağlık sorunları noktasında insani boyutu kapsamda hastanelere başvuran sığınmacıların tedavi masraflarının karşılandığını anımsatan Toprak, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ama eğitim derseniz olmuyor. Bunun bir vatandaşlık hukuku boyutu var. ‘Onlar için okul yapılacak’ dediğiniz zaman farklı bir noktaya geliyorsunuz, çünkü böyle bir altyapı yok. Şu anda zaten ihtiyaca yetmediği için bin 600 derslik yapıyoruz. ‘Bir binaya 5 öğretmen verelim, o çocukları dolduralım’. Bunu ilk planda yapabilmek kolay değil. İnsani boyutun gerektirdiği noktalarda mümkün olduğu kadar katkılar sağlanıyor. Ama çekim merkezi burası değil sınır hattı. Çadır kentlerde eğitim imkanları var. Burada pasaport yok, kayıt yok, ‘Ben geldim’ diyor, nereden geldiği belli değil. Bu durumda onlar için bir yer açmak sıkıntılı bir durum.”

“Üzgünüz”

Suriye’deki iç savaştan kaçarak kente gelen sığınmacıların sorunlarını çözmek için kurulan Suriyeli Mültecilerle Dayanışma Derneği Başkanı Salih Muhammed Ali ise 3 okulun günün belli saatlerinde Suriyeli öğrencilere tahsisi yönündeki taleplerinin reddedildiğini, bunun kendilerini çok üzdüğünü belirtti.
Suriye’nin Halep kentinden 4 ay önce İzmir’e gelerek Çimentepe semtinde bir eve yerleşen 7 çocuklu Velid Muhammed’in ailesinin evinde konuşan Ali, İzmir’de resmi olmayan rakamlara göre sayıları 100 bine yaklaşan Suriyeli sığınmacıların güç şartlarda yaşamlarını devam ettirmeye çalıştığını söyledi.

Sığınmacıların en fazla sağlık ve eğitim konusunda sıkıntısının bulunduğunu anlatan Ali, ailelerden gelen talep üzerine bir proje geliştirerek Milli Eğitim İl Müdürlüğü’ne başvurduklarını belirterek, şöyle konuştu:

“Milli Eğitim Müdürü ile görüştük. Konak, Buca ve Karabağlar ilçelerinde belirlediğimiz 3 okulun Türk öğrencilerin kullanmadığı saatlerde Suriyeli sığınmacı öğrencilere verilmesini istedik. İzmir’de çok sayıda öğretmenimiz var. Ders kitaplarını da biz temin edeceğiz. Sadece derslik istiyoruz. Ancak derslik ayrılması yönündeki talebimiz Milli Eğitim Bakanlığı tarafından reddedildi. Biz çok umutluyduk. Türkiye’de değişik kentlerde bu sorun çözüldü. İzmir’e ise ne yapacağımızı düşünür duruma geldik. Çok üzgünüz. Bize çocuklarının ne olacağını soran ailelere yanıt veremiyoruz.”

“Destek bekliyoruz”

Çözüm bulmak için farklı projeler geliştirmeye çalıştıklarını anlatan Ali, hayırseverlerden ders verilebilecek salon temin edilmesi noktasında yardım beklediklerini belirtti.
Türkiye’de Suriyeli öğrenciler için okul kurulmasına yönelik tepkilere değinen Ali, bu tepkilere anlam veremediklerini ve üzüntüyle karşıladıklarını anlattı. Ali, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Çocuklarımız için okul kurulması taleplerine gösterilen tepkiler bizi utandırdı. Bizler burada misafiriz. Çocuklarımızın eğitim görmesini istememizde ne gibi bir sakınca ya da tehlike olabilir. Onlardan halimizi anlamalarını istiyoruz. Aileler, zaten savaşın acılarını çeken çocuklarını eğitimden mahrum bırakmamaya gayret ediyor. Yüreğimiz zaten yanıyor, lütfen bizi anlayın. Ülkemizde güvenlik sağlandığı takdirde burada kimse kalmayacak. Burada kalıcı değiliz. Buna emin olun.”

10 yaşındaki Sidra Mustafa da ülkelerindeki savaştan kaçarak geldikleri İzmir’de günlerinin evde oturarak geçtiğini, okula başlayacakları günü beklediklerini söyledi. Evlerinde defter ve kitaplarının bulunduğunu, okula gidemeseler de ders çalışmaya çalıştıklarını belirtti. Mustafa, Türk arkadaşlarını okula giderken gördüklerinde çok üzüldüklerini, bazı arkadaşlarının ağladığını anlattı.