Eğitime ebeveynler de katılmalı

Güncelleme Tarihi:

Eğitime ebeveynler de katılmalı
Oluşturulma Tarihi: Haziran 20, 2007 14:16

3-6 yaş arasındaki çocukların, fiziksel ve psikolojik açıdan sağlıklı birey olabilmesi için bakın neler yapmak gerekiyor;

Haberin Devamı

ÇUKUROVA Üniversitesi Eğitim Fakültesi Okul Öncesi Eğitim Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Çocuk Gelişimi Uzmanı Yrd.Doç.Dr. Ebru Deretarla Gül, 3-6 yaş arasındaki çocukların, fiziksel ve psikolojik açıdan sağlıklı birey olabilmesi için paylaşmayı ve hayal dünyasını geliştirmeyi öğrenmesi gerektiğini belirterek, “Çok iyi öğretmenle çocukların eğitiminden söz etmek mümkün değil. Anne-babanın da mutlaka eğitime katılması gerekir. Ülkemizde okul öncesi eğitim zorunlu olmadığı için aileler bu konuda bilinçlendirilmeli” dedi.

‘Önce Okul Öncesi Eğitim Projesi’ ile ilgili toplantıda konuşan Yrd.Doç.Dr. Ebru Deretarla Gül, anne ve babaların çocuğun öğrenme anını yakalamaya çalışması gerektiğini vurgulayıp, çocuğun merak ettiği şeyle ilgili sık sık soru sormasının öğrenme anına girdiğini gösterdiğini anlattı. Yrd.Doç.Dr. Gül, bu sorular ve merakların görmezden gelinmemesini isteyerek, çocuğu bu konuda araştırmaya, bilgi edinmeye teşvik etmek gerektiğini, bazı şeyleri deneme-yanılma yöntemi ile öğrenen çocuğu deney imkanı tanınması gerektiğini, çocuğu düşünmeye ve hayal kurmaya yönlendirmek gerektiğini kaydetti.

Haberin Devamı

ASLA ÇOCUĞUN İŞİNİ YAPMAYIN
Yrd.Doç.Dr. Gül, ailelerin çocuklarının yetişmesinde rehber öğretmenlere yardımcı olması gerektiğini belirterek, “Bilinçli bir ailede büyüyen çocuklar, topluma daha faydalı birey olur. Ülke olarak daha iyi yerlere geliriz. Çocuklar merdiven çıkmak istediğinde, işlerini kolaylaştırıyoruz. Ebeveynler olarak, ‘ya düşerse’ gibi korkuya kapılıp, bütün merdivenleri çıkarırız. Oysa ona yardım etmek yerine, kendisinin çıkmasına izin verilmeli. Çocuk aslında, ‘Ben yapacağım, ben bireyim’ diyor. Onlarla ortak dili, aynı bakış açısını yakalarsak, çok farklı olacağız” dedi.
Yrd.Doç.Dr. Gül, ailenin çocuğun yetişmesinde temel taşı olduğunu belirterek, “Çocuklar her zaman bizim dikkatimizi çekmeye çalışır. Bu yaş grubu böyle bir özellik taşıyor. Onlar çevreyi araştırırken öğrenir. Öğrenirken, farklı bakış açıları, farklı boyutlar yakalar. Onlar her şeyi farklı bakış açılarıyla görür. Çocuğumuza evde oyuncaklarını kırıp, dökmesine, kapı, duvarı boyamasına itiraz ediyoruz. Aslında onlar bunu öğrenmek için yapıyor. Çocuklar için her yeni materyal keşif hissini artırıyor. Bazen şaşırıyoruz, ‘acaba nereden gördü’ diye. Çocuk sadece anne-babanın düzenlediği materyallerin dışında çevresinden gördükleriyle de yetişiyor” diye konuştu.

Haberin Devamı

FAS’IN GERİSİNDEYİZ
Yrd.Doç.Dr. Gül, 1923’de ülkemizde 80 okulda okul öncesi eğitim hizmeti verildiğini açıklayıp, bugün ise bu sayı 20 bine ulaşmasına, ayrıca 865 anaokulu, 13 bin 300 anasınıfı olmasına karşılık Türkiye okul önce eğitimde durumun pek parlak olmadığından yakınarak, şöyle devam etti:
“Türkiye bu büyümeye rağmen yine de dünyada okul öncesi eğitimde en düşük orandadır. Fas’ta bile okul öncesi eğitim oranı yüzde 59.7, Meksika’da yüzde 75.8’dir. Okul öncesi eğitim kapsamının dışına çıktı. Dünyada Erken Çocuk Eğitimi (EÇE) yaklaşımı benimseniyor. Artık, yeni doğan çocuktan başlayarak eğitim veriliyor. Bu çocuğun ilk yıllarını kapsıyor. Anne Çocuk Eğitim Vakfı’nın (AÇEV) araştırmasına göre, dünyada EÇE düzeyinde okullaşma oranı yüzde 40 seviyesinde. Dünyada gelir düzeyi düştükçe maalesef okullaşma oranı da düşüyor. EÇE’de okullaşma oranında ise yüzde 14 seviyesindeyiz. Bu konuda Almanya, Belçika, Hollanda ve Danimarka ilk sırada.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!