Rektörlerden muhtıra gibi açıklama

Güncelleme Tarihi:

Rektörlerden muhtıra gibi açıklama
Oluşturulma Tarihi: Nisan 05, 2007 13:30

YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç, Cumhurbaşkanının devletin başı sıfatıyla Türkiye Cumhuriyeti'ni ve Türk Milletinin birliğini temsil etmenin yanı sıra Anayasal kurumlar arasında dengeyi, düzenli ve uyumlu çalışmayı gözetme yetkisi ve görevine de sahip olduğunu belirterek, “Böylesi bir işlevin yerine getirilmesinin tarafsızlığı gerektirdiği kuşkusuzdur. Tarafsız bir cumhurbaşkanı siyasal rejimimizin güvencesidir” dedi. Prof. Dr. Teziç, 3 Kasım 2002 seçimlerinde Meclis’te oluşan temsiliyet zaafının cumhurbaşkanlığı makamına taşınmamasını istedi.

Haberin Devamı

Rektörler Komitesi, Teziç'in başkanlığında YÖK'de toplandı. Teziç, toplantının ardından, üyelerin ittifakıyla hazırlanan Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin açıklamayı düzenlenen basın toplantısında okudu.

Son bir yıldır, yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili “tartışmalar ve gergin bir ortamın yaşandığını” belirtilen metinde tartışmaların ağırlık noktasını bu makama tarafsız bir kişinin seçilebilmesinin oluşturduğu ifade edildi.
Anayasada “devletin başı” sıfatıyla Türkiye Cumhuriyeti'ni ve Türk Milletinin birliğini temsil etmenin yanı sıra Anayasal kurumlar arasında dengeyi, düzenli ve uyumlu çalışmayı gözetme yetkisi ve görevinin de Cumhurbaşkanına verildiği ifade edilen metinde, “Böylesi bir işlevin yerine getirilmesinin tarafsızlığı gerektirdiği kuşkusuzdur. Tarafsız bir cumhurbaşkanı siyasal rejimimizin güvencesidir” denildi.

Haberin Devamı

YEMİNDE "TARAFSIZLIK" VURGUSU

Milletvekili andında yer almayan “tarafsızlık” sözcüğünün Cumhurbaşkanı andında özenle vurgulandığı ifade edilen metinde, “seçim yetkisinin TBMM verildiği, seçim şeklinin belirlendiği ve seçilen kişinin partisiyle ilişiğinin kesilerek milletvekili sıfatının sona ereceği” vurgulandı.

Metinde, Cumhurbaşkanının tarafsızlığına ve partiler üstü konumuna yönelik bu çerçevenin geçmişe ve geleceğe dönük temenni ve ölçütleri de içerdiği belirtilerek, “Meclisin Cumhurbaşkanı yetkisini ve görevini bu doğrultuda özenle kullanması anayasanın amir hükmü gereğidir” denildi.

“UZLAŞMANIN GERÇEKLEŞMESİ KAÇINILMAZDIR”

Ortak metinde şu ifadelere yer verildi:

“Anayasamız cumhurbaşkanının cezai açıdan yalnızca vatana ihanetten sorumlu olabileceğini öngörüyor. Bu makama aday olacak kişilerin geçmişte sorumluluk doğurabilecek bir suçlandırma veya şaibe altında olmamaları da büyük önem taşımaktadır. Bu doğrultuda adayların öz geçmişinin yanı sıra başta laiklik ilkesi olmak üzere Cumhuriyetin değiştirilemeyecek niteliklerini ve bunun ayrılmaz parçası ve temeli olan çağdaş bilimi benimsemiş ve sindirmiş olmaları da anayasal bir zorunluluktur.

Haberin Devamı

MEVCUT MECLİS'TE TEMSİL ZAFİYETİ

3 Kasım 2002 seçimleri 1950'den bu yana yapılan genel seçimler içinde en adaletsiz sonuçlar doğuran bir seçim olmasının üzerinde yüzde 45 oranındaki geçerli oyun Mecliste temsil edilmemesi nedeniyle aynı zamanda bir temsil zafiyeti de yaratmıştır. Bu temsil zafiyetinin Cumhurbaşkanlığı makamına taşınmaması için cumhurbaşkanı seçiminde TBMM'de bir uzlaşmanın gerçekleşmesi de kaçınılmazdır.

Öte yandan Anayasanın 102. maddesinde nitelikli toplantı ve karar yeter sayılarını belirleyen özel hüküm cumhurbaşkanı seçiminde uzlaşma sağlanabilmesinin hukuki çerçevesini oluşturmaktadır. Yeter sayılara 'ulaşılamaması halinde ve dolayısıyla cumhurbaşkanı seçilemediği takdirde derhal TBMM seçimleri yenilenir' hükmü de uzlaşamamanın yaptırımıdır ve sorunun çözümü de halkın hakemliğine sunulmaktadır.

Haberin Devamı

UZLAŞMANIN ÖNEMİ

Bu bakımdan Anayasamızın 102. maddesi hukuki yorum yöntemleri ihmal edilmeden sağduyu ile değerlendirilerek varılacak uzlaşma gelecekte cumhurbaşkanlığıyla ilgili meşruiyet tartışmalarını da gündemden kaldıracak bir emsal oluşturacaktır.

Bu aşamada, içinde bulunduğumuz son derece gergin ortamın daha da endişe verici boyutlara tırmanmaması için laik, demokratik hukuk devleti ve çağdaş bilime inanmış bir cumhurbaşkanın seçilmesinde hepimize sağduyu ile uzlaşıcı sorumluluklar düşmektedir.”

367 ÜYE ZORUNLULĞU İDDİASI

YÖK Başkanı Erdoğan Teziç, Rektörler Komitesi toplantısından sonra, hazırlanan ortak metni okumasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Haberin Devamı

Erdoğan Teziç, “Anayasa'nın 102. maddesiyle ilgili kastettiğiniz CHP'lilerin de iddia ettiği 367 rakamına ulaşılamadan genel kurulunun toplanamaması görüşü konusunda ne düşünüyorsunuz?” sorusu üzerine, Anayasa'nın 102. maddesine göre Cumhurbaşkanının, TBMM üye tam sayısının üçte iki çoğunluğu ile ve gizli oyla seçildiğini anımsattı.

Teziç, Cumhurbaşkanı en az üçte iki oyla seçileceği ve TBMM Başkanı oy kullanamayacağı için, oturumun en az bu sayıyla açılması gerektiğini söyledi. Erdoğan Teziç, şunları kaydetti:

“Bu bakımdan parlamentonun, Meclis Başkanı hariç, üçte iki çoğunluk toplantı nisabı olmadan herhangi bir karara gitmesi mümkün değildir. Zaten ilk iki turda da üçte iki çoğunluk aranıyor. Muhakkak Meclis'te Cumhurbaşkanlığı seçimi için başkan oturumu açtığında kendisi hariç 367 üyenin içerde olması zorunludur. Üçte iki çoğunlukla örtüşür, genelde daha fazla olur bu sayı ancak buradan bir sonuç alınamazsa son aşamaya gelindiğinde yani salt çoğunlukla adayların belirlendiği döneme gelindiği zamanda gene toplantı nisabının üçte iki olma zorunluluğu vardır. Üçte ikinin altındaki bir sayıyla Meclis toplanır, oylama yaparsa bu Anayasa'ya aykırı olur.”

Haberin Devamı

“İSTEYEN KATILIR”

Bir gazetecinin, 14 Nisan'da yapılacak “Cumhuriyet Mitingi”ne üniversitelerden katılım olup olmayacağını sorması üzerine, Teziç, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının “kimsenin tekelinde olmadığını” belirterek, “İsteyen katılır. Böyle bir merkezden alınmış karar söz konusu olamaz. Özgürlükleri kullanmak bu aşamada Anayasal çerçevede herkesin tercihine bağlı bir husustur” dedi.

BAŞBAKAN'IN GÖREVDEN ALMA YETKİSİ

“Cumhurbaşkanı olması durumunda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın sizi görevden alma yetkisi var” diyen bir gazeteciye de Teziç, “Ne yetkisi anlamadım. Öyle mi yazıyor? Ben okumadım” dedi.

Teziç, görüş açıklamanın, üniversitelerin en doğal tutumu olduğunu vurgulayarak, ülke sorunlarıyla ilgili görüş açıklamanın herkesin sorumluluğunu gerektirdiğini kaydetti.

SİYASİ KARAR DEĞİL

“YÖK'ün bir siyasi karar alma yetkisi var mı?” sorusuna karşılık, Teziç, ”Biz siyasi bir karar almıyoruz. Nereden çıkardınız?” dedi.

Üniversitelerin toplumu aydınlatma görevi de bulunduğuna işaret eden Teziç, “Bu konudaki görüşümüzü dile getirmemiz, bunun hukuki zeminini hatırlatmamız en doğal görevlerimizden biridir” diye konuştu.

TEZİÇ, 14 NİSAN MİTİNGİNE KATILMIYOR

“Seçilecek kişinin tarafsız olması gerektiğini önemle vurguladınız. Bu konuda endişe taşıyorsunuz herhalde değil mi?” sorusu üzerine, Teziç, “O endişeyi Anayasa taşıyor. Yürürlükteki Anayasa da herkesi bağlıyor” dedi.

Teziç, 14 Nisan'da yapılacak Cumhuriyet Mitingi'ne katılıp katılmayacağının sorulması üzerine, kendisinin, Anayasal kurumun başında olduğunu belirterek, ”bir eyleme, yürüşe katılmasının söz konusu olamayacağını” bildirdi.

“İsimler tartışılıyor. Bu tartışmalarla birlikte Anayasal sürecin işlemesine karışıldığını düşünüyor musunuz?” sorusuna, Teziç, şu yanıtı verdi:

“Hayır, demokratik bir toplumda toplum kurullar ve kurallar dengesidir. Kurullar, herkes görüşlerini açıklayabilmelidir. Liberal demokratik düzende kurallar, kurullar dengesi olunca da kurullar kendi sorumlulukları çerçevesinde görüşlerini paylaşırlar. Üniversiteler de zaman zaman bu tür açıklamalar yaparlar. Yaklaşan seçimler bütün toplumu ilgilendirdiği için, bunun içinde üniversiteleri de ilgilendirdiği için bizlerin görüşlerini açıklaması bir Anayasal sorumluluk anlayışıdır.”

MECLİS KARARINA KARŞI ÇIKMAK SÖZ KONUSU DEĞİL

“Seçimlerin sonucuna bir tepkiniz olacak mı?” sorusu üzerine, Teziç, ”Böyle bir Meclis kararına karşı çıkmam söz konusu olamaz. Bütün bu süreçler, bir hukuk devletinde yargısal denetleme yollarıyla tamamlanır” dedi.

Erdoğan Teziç, bir başka soru üzerine, açıkladıkları ortak metinle ilgili tüm rektörlerle görüştüklerini bildirdi. Teziç'in “Burada mevcut rektörlerin hepsinin ittifak ettiği bir metindir” demesi üzerine salonda bulunan rektörler açıklamanın sonrasında yaptıkları gibi uzun süre alkışlayarak, Teziç'e destek verdiklerini gösterdiler.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!