Vah 'Garip'im vah!

Güncelleme Tarihi:

Vah Garipim vah
Oluşturulma Tarihi: Kasım 27, 2000 00:00

Haberin Devamı

İZMİR'de, Burhan Özfatura'nın Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde ihale kazanıp kent içi toplu ulaşımda 106 araçlık büyük filo çalıştıran Nil-Er'in sahibi Vehbi Garip, banka borçlarını ödeyemeyerek mali sıkıntıya düşünce otobüslerine haciz konuldu. Karşılıksız çek nedeniyle 11 ay cezaevinde yatan Garip, sahte evrakla kredi çektiği iddiasıyla halen yargılanıyor.

ÜZERİNDEKİ haciz ve teşvik belgesi nedeniyle satılamaz kaydı bulunan 13 otobüsünü yurtdışındaki turlarda işletmesi için Özcan Ergün'e kiralayan Vehbi Garip, cezasını tamamladıktan sonra alamadığı kirasının peşine düştü. Garip, Polonya'ya götürülen otobüslerden 4'ünün satıldığını, 9'unun ise Krakov Gümrük Antreposu'nda tutulduğunu öğrenince çılgına döndü.

Hukuk mücadelesi

VEHBİ Garip, otobüslerini almak için İzmir ve Krakov Cumhuriyet Savcılıkları'na başvurdu. Sahte Nil-Er faturalarıyla otobüsleri sattığını iddia ettiği Ergün hakkında dolandırıcılık ve sahte evrak düzenlemekten İzmir'de suç duyurusunda bulunan Garip, Krakov savcılığına da otobüslerin satılmaması için ihtiyati tedbir kararı konulması için başvurdu.

KRAKOV Mali Polisi, Vehbi Garip'in savcılığa başvurusu üzerine otobüslerin satışının yapıldığı Nil-Er faturalarını gerçek olup olmadıklarının tespiti için Türkiye'ye gönderdi. Bu arada, Krakov gazeteleri, ‘‘Türk Türk'ü aldattı’’ başlığıyla gelişmeleri haber yaptı. Haberde, Özcan Ergün'ün Garip'e ait otobüsleri Polonya Otobüs Merkezi'ne yüksek fiyatlarla sattığı öne sürüldü.

Düşenin dostu olmuyor

POLONYA'da otobüslerini geri almak için çaba harcayan Vehbi Garip, sonuna kadar mücadele edeceğini söyledi, ‘‘İnsan düşmeye görsün, düşenen dostu olmuyor. Benim ve şirketlerimin borçları var. Bunları tasfiye etmek benim görevim. Dolandırıcı değilim, sahtekar asla. Yapan cezasını çekecek. Bizlerin sırtından çalıp çırparak 7-8 kişinin mal, mülk, servet ve kariyer sahibi olmasına asla müsade etmeyeceğim’’ dedi.

TOPLU ulaşımda İZULAŞ tarafından kendisine verilen sözlerin yerine getirilmediğini öne süren Garip, teşvik iadesi alamaması, iki bankanın kredi vermekten vazgeçmesi nedeniyle 1997 yılında mali sıkıntıya girdiğini söyledi. Bu süreçte şirketin başından hastalığı nedeniyle uzak kaldığını söyleyen Vehbi Garip, avukatlarının para hırsı nedeniyle yaptıkları yanlış yönlendirmeler sonucu 450 kişinin işsiz kaldığını iddia etti. Şirketin başına getirdiği Kaan Abay isimli kişinin de yanlış yönetimi sonucu otobüslerin perişan durumu düştüğünü kaydetti. Karşılıksız çek nedeniyle cezavinde yattıktan sonra işleri toparlamak için harekete geçtiğini söyleyen Garip, bıraktığında faal durumda olan otobüsleri parçalanmış halde bulduğunu söyledi.

ÖZCAN Ergün'e kiraladığı otobüslerin Polonya'da çalışmadığını, 4'ünün de satıldığını öğrendiğinde şok olduğunu söyleyen Vehbi Garip, ‘‘Ergün'e Türkiye'ye dönerek otobüsleri geri vermesi için ihtarname çektim. Ancak, arkasında bazı güçler olduğunu tahmin ediyorum ki, yanıt bile vermedi. Cumhuriyet savcılığına da suç duyurusunda bulunmama rağmen sonuç alamadım. Özcan Ergün, şimdi, Polonya'da gümrük antreposunda bulunan otobüsleri sahte faturalarla satıyor’’dedi.

İşçilikten ulaşım imparatorluğuna

1996'da İzmir Büyükşehir Belediyesi şirketlerinden İZULAŞ'la anlaşarak toplu ulaşım işine giren Nil-Er'in sahibi Vehbi Garip'in Urla'da fırın işçiliği ve minibüs şoförlüğünden başlayan macerası en büyük filoya sahip patron olarak sürdü. Sessiz sedası büyüyen Garip'in ulaşım ihalesinde kayrıldığı da iddia edildi. Yeni otobüsler alan, bankalardan kredi kullanan işadamı, birkaç ay sonra çıkmaza girdi. Bankalara borcunu ödeyemeyen Vehbi Garip, konkordato yoluyla kurtulmak istedi. Ancak, başaramadı. Ortalarda bir süre görünmeyen, kaçtı söylentilerinin ardından Mart 1997'de kendini gösteren Garip, Hürriyet Ege'ye toplu ulaşıma girmekle hata yaptığını belirterek, bazı kişilerin kendisine pembe taplo çizdiğini belirtmişti. 10 milyon marklık kredi kullandığını, tüm mallarını ipotek ettiğini belirten Vehbi Garip, MAN otobüslerini aldığı firmanın 155 milyarlık alacağı nedeniyle 30 otobüsüne icra koydurttuğunu söylemiş, ‘‘Kontordato ilan ettim. 1 trilyonluk borcumu taksitlendirdim. Artık sorunumuz kalmadı’’demişti. Garip, İZULAŞ'ın kendisine kıyak yapmadığı gibi gecikmeden doğan alacakları için faiz uyguladığını söylemişti. Cezaevine girmeden 13 otobüsünü kiralayan Vehbi Garip'in diğer otobüsleri Atatürk Stadı önündeki garajda tanınmaz hale gelinceye kadar kaldı. Bu arada Garip, eşi, babası ve çocuklarıyla birlikte sahte evrakla bankadan kredi çektiği iddasıyla açılan dava 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde sürüyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!