Şiirleriniz

Güncelleme Tarihi:

Şiirleriniz
Oluşturulma Tarihi: Ekim 03, 2000 00:00

Yöneten Talata KIRCAN
Haberin Devamı

Hüzne çeyrek kala

ÖĞLEDEN sonra dostlarımız Sema Kaynar, Bülent Kaynar, Semiha Çevik ve Ethem Çevik ile oturmuş, kötü bir sohbete dalmıştık. Aslında kötü olan sohbet değil, konusuydu. 5 yıldır Ankara'da oturan, ancak İzmir'e dönmeye karar veren Işık Başdemir ile Baki Başdemir'in parçalanmış aile dramını konuşuyorduk. Baki, İzmir'deki görevine başlamış, çocukları okullara kaydolmuştu, ancak Işık öğretmenin tayini bir türlü çıkmıyordu ve Ankara'da kalmıştı. Hepimizin ortak dostu olduğu için bu berbat konudan başka bir şey bulamıyorduk konuşacak. Biraz konuyu dağıtıyor, sonra yeniden Başdemirlere dönüyorduk.

Eski bir dostu görmüş gibi

AMA bu sırada, günün pasını alıp giden harika iki şey oldu. İlki kış sonlarında bilinmedik bir yerlere göçüp giden nar bülbülleri yeniden döndü ve bunlardan biri boynunun altındaki kızıl-kahverengi halkasıyla bahçedeki küçücük gül dalında göründü. Çok eski bir dostu görür gibi sevindiysem de, sonbaharın yakın olduğunu da anladım, hüzünlendim. Çünkü bizim oralara sonbahar hep böyle geliyordu. Önce hava serinliyor, sonra bu küçücük bedenden nasıl bu sesi çıkardığına bir türlü akıl erdiremediğim nar bülbülleri görünüyor birer ikişer.

Kırmızı küpeleriyle

ÖNCELERİ yeni taşındığı mahalleye alışmaya çalışan küçük çocuklar gibi hiç sesi çıkmaz. Boynunu içine çeker, sessiz ve hareketsiz öylece durur. Bir alıştıktan sonra da susturabilene aşkolsun. Zaman zaman yerlere bir şeyler serpelerim, sırf yesinler de, başka yerlere gitmesinler diye. Bülbüllerin gelişini izleyen günlerde de fırtınalarla güz sağanakları gelir. Daha sonra da karşı tepelerdeki kocayemişleri, kırmızı küpeler gibi sallanarak bodur ağaçlarını süsler. Sonrası... Sonrası genellikle mart sonuna kadar süren bitmek bilmeyen yağmurların damlardaki patırtısı ile geçen rüzgarlı, uzun geceleri olan bir kış...

YENİDEN bülbüle döndüm. Birşeyler bulup da vermek için kalktım, birden dalların arasında kayboldu. Olsun, bir kez gelmişti ya, yine görünürdü aralıklarla.

Çam yapraklarındaki billur

İKİNCİSİ bir yağmur başladı. Bir yandan da güneş vardı yer yer. Yağmur incecikti. Damla desem damla değil, toz desem, toz değil. Yalnızca çamların iğnelerinin ucunda billur damlalar haline geldikten sonra görülebiliyor, bir de toprağın ıslaklığında. Sanki o anı yaşamış da, sanki o an için yazmış da, diye düşündüm ve gönül dostum Ali İşçimen'in şiirlerini yeniden taradım. Hayal meyal aklımda kalan şiirini bularak herkesle paylaşmak istedim:

SENİN DÜŞLERİN VAR DİYE

Senin düşlerin var diye,

Güneş yükseldi tepelerden.

Gezdi bahçede, çiçekten çiçeğe.

Yoksa arı, yapmazdı bal gelincikten.

Senin gülüşlerin var diye,

Bir rüzgar esti ağaçların içinden.

Bu ince yağmur, öyle deva ki içime.

Yoksa kuşlar dönmezdi ötelerden.

Senin düşlerin var diye,

Yollar uzandı yıldızlara evimizden.

Bu sevda, bak koşuyor düğüne,

Yoksa ninem, etmezdi dua yüreğinden.

BİR hüzünlü mevsimin kapımızda olduğunu anlatsa da, dostlarımla birlikte bir ikindi çayını içtiğim için, daldaki küçük bülbülü, yağmur değil de, bulut erimesi içindeymişim gibi bir ıslaklıkta seyrettiğim için dünyaya geldiğime, şu an yaşadığıma sevindim ve Sabahattin Kudret Aksal'ın bir dörtlüğünü geçirdim aklımdan:

Merhaba yeni gelen gün

Gökyüzünde beliren aydınlık

Denizde çivit mavisi

Merhaba yaşama gücüm!

SONRA akşam olmaya yüz tuttu, yer yer bulutlu olan gökyüzü yeniden mavi atlasını kuşandı, konuklarımız gitti, hava kararmaya başladı. Biraz sonra, dünya yıldızlarla bezeli yorganın üzerine çekerek, dinlenmeye çekilecek. Ben de herkes gibi gidip yatacağım.

En derin uykularda

KİMİ yatarken yastığının altına tabancasını koyar, yanına kinlerini, düşmanlıklarını, korkularını da katarak. Kimi yastığının altına cüzdanını koyar, yanına da tutkularını, cimriliklerini ekleyerek. Ben yatarken yastığımın altına sevdayı, sevgiyi ve dostluklarımı koyarım. Bir de o küçücük, kırmızı boyunlu bülbülün sesini. Gecenin sabaha dönüştüğü, karanlığın aydınlığa kestiği saatlerde, en derin uykularımın içinde ötmeye başlar. Yastığımın bir ucundan tutarak yavaşça kaldırırım. Ancak orada, sadece sevdayı, sevgiyi, dostluklarımı, bir de o ince yağmurun ferahlatan serinliğini bulurum. Bülbülün sesi pencerenin yanındaki ağaçtan gelmektedir aslında. T.K.

SEVDA KALICIDIR

Kayboldum

Bir köpeğin bir çocuğu beklediği gibi

Hasretle kamaşık yüreği

Kayboldum

Bağırırlar, seslerinin yankısı

Dönemez bir türlü

Kayboldum

Çevrilir sayılar sonuncuya değin

Ansımaz sonuncu kaçtı, biter telefon

Kayboldum

Herkesin adı okunur, düşmüştür onunki

Kayboldum

Yıllarca beraber uyumak uyanmak

Suya ve ekmeğe uzanmak birlikte

Tartışmak, küsüşmek, sevişmek

Ama sevda nerde sevda nerde

Kayboldum

Kimlere hüzündü kimlere nostalji

Kimler tutkun idi kimler unuttu

Siz hepiniz ölüleri ve mezarları seversiniz

Çoğa sürmez bir gün ben de beklerim

Gülten AKIN

YARIN

Yağmurlar yağardı sensizlik içinde

Fırtınalar kopar düştüğüm sokaklarda

Sen kalmıştın geçmişten

Bir de hatıraların

Güneşin doğmayı unuttuğu

Ya da doğduğunda

Lanetler ettiği

Sonbahar akşamlarında

Hep seni beklerdim

Uykularımın çırılçıplak saatlerinde

Yaşanası bir aşk aradım;

Ölmecesine

Ya da hiç yaşanmamacasına

Gelip giderken iklimlerde

Sevgiyi

Seni aradım

Belki bulurum diye...

Alper AKDENİZ

YALNIZLIĞIM

En çok sevdiğim çiçek; leylak...

Beni en fazla üzen,

Kanadı kırık,

Cami avlusunda kalmış; leylek

Neşelendirir beni hep,

Dünyaya gelen

Bir beğeğin çığlığı...

Kederlere boğar,

Dünya çocuklarının açlığı...

Sevinçten uçasım gelir,

Doğan güneşi görünce...

Gözlerimi buğulayan ise,

Kaybolan güneş,

Yokluğun

Ve yalnızlığım...

Şadi ALALP

Haftanın şiiri

ANIMSIYORUM

Vakit çoktan gece yarısı oldu

Birgün daha düne teslim oluyor

Ve ben yine yalnızım

Yavaşça kalkıyorum yerimden

Kapıyı açıyorum, balkondayım

DDışarısı zifir karanlık

Mis kokulu bir yağmur

Tatlı bir bahar rüzgarı esiyor

Usul usul saçlarıma dokunuyor

Ellerimi anımsıyorum

Başımı göğe kaldırıyorum

Kapkara bulutlar

Bir damla yağmur geliyor dudaklarıma

Dudaklarını anımsıyorum

Uzaklarda şimşekler çakıyor

Gökyüzü ışıl ışıl aydınlanıyor

Gözlerini anımsıyorum

Rüzgar hızlanıyor

Yağmur sağanağa dönüyor

Ürperiyor bedenim

Seni anımsıyorum

Tekrar içeriye giriyorum

Kapıyı kapatıyorum

Seni rüzgarda

Seni yağmurda

Seni şimşekte

Seni bulduğum yerde bırakıyorum

Yavaşça yerime oturuyorum

Yalnızlığımı anımsıyorum

ONLAR ANLATIR HERŞEYİ

Gözlerim aynasıdır yüreğimin,

Göstergesidir buğulu gözlerimin,

Ve uzun gece nöbetlerinde

Sırdaşı, yoldaşıdır hasretimin.

Görebilirsin onlarda senin hasretini,

Okuyabilirsin yalnızlığın nefretini,

Sadece benim gözlerimde bulursun,

Yaralı geçmişin merhametini.

Gözlerim herşeyi anlatır sana,

Yalnız, çaresiz, sürgün günlerimde

Dertli çarpan yüreğim, kararan gözlerimde,

Derin bir huzur buldum

O esrarlı, rehin alan sesinde.

Uzun zamandır sesine de hasretim

hayalinle avunur buğulu gözlerim,

Sensiz sessizliğin isyanını yaşar,

Kalemimden çıkan yaslı sözlerim.

Bir gün elbet ben de sessizliğe gömüleceğim,

Uzun bir süre görünmeyeceğim,

O sensiz, sessiz, çaresiz yıllara

Yüreğimde, hasretinle isyan edeceğim.

Çünkü sen varsın yüreğimde hasretinle,

Sen varsın uykusuz gözlerimde hayalinle,

Bir de korku, umutsuzluk var,

Seninle güzel olan, benzersiz düşlerimde.

Bu duygularımı ifade etmek

İmkansız görünüyor bana.

Sana olan hasreti,

Sensizliğe duyulan nefreti,

Gittikçe büyüyen masum sevgimi,

Anlatmak zor geliyor bana.

Gözlerime bakman yeterli,

Onlar herşeyi anlatır sana.

Tayfun UMAR

GERÇEK

Yalan dolu dünyada

Gerçeği bulamadık

Öyle bir ayrıldık ki

Dost bile kalamadık.

Dolu dolu yaşadık

Acı çektik sonunda

Hasreti yüklendik de

Hiç mutlu olamadık.

Neşe Argun S.

VARLIĞIN ANLAMI

Hepsi bitti, bırakıp gittiler

Terk ettim ve terk edildim

Karanlıklarda, yalnızlıklarımı

ve acımı dinledim

Korkutucu soğukluğu.

Yalnızlıklarımla yoğruldum

Hatalarımı taşıdım

Sorumlulluklarıma sahip çıktım

Ezile ezile ağırlığıyla.

Ve yaşama sarıldım

Acılarımı acılarla söktüm

İsteklerimi yapmak için özgür oldum

Yaşadıklarımın bedelini verdim.

Vazgeçilmiş aşklar cehennemi

Vazgeçemediğimiz sevginin kıyısındadır

İncelenmiş ise hayatın derinliğine

Varlığın anlamlıdır, yaşamalısın.

Tahsin KURTULUŞ

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!