Pazar Sohbeti

Güncelleme Tarihi:

Pazar Sohbeti
Oluşturulma Tarihi: Kasım 05, 2000 00:00

Haberin Devamı

İzmir'e yazık oldu

1 No'lu Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu Başkan Yardımcısı Ünal'a göre, İzmir'deki yanlışlar Nazım Plan'ın bozulmasıyla başladı.

KAMUOYUNDA ‘‘SıT Kurulu’’ olarak adlandırılan İzmir 1 No'lu Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu, son 10 yıldır Konak ve Kordon gibi merkezi bölgelerle, başta Çeşme Yarımadası olmak üzere ilçelerde aldığı kararlarla şimşekleri üzerine çekti. Kurul üyeleri yatırımları engelledikleri iddiasıyla ‘‘vatan hainliği’’ne varan suçlamalarla karşı karşıya kaldı. Kararlarında direnip, uygulamaların bilime ve akla uygun olmadığı yolundaki savunmaları ise bazı meslek örgütleri ve çevreciler tarafından destek gördü. Bir süredir sessiz sedasız çalışan Kurul'un yeni başkan yardımcısı Tankut Ünal, çok sayıda dosyanın ele alınıp, çözümlendiğini söylüyor. 1970'lerde İzmir'in Nazım Planı'nı da yapan Ünal, bu haftaki konuğumuz.

Kurul, yerel yönetimler ve vatandaşlar arasında niye tartışma yaşanıyor?

KURULLARLA belediyeler arasındaki temel sorun; İzmir Nazım Planı'ndaki bozulmadan kaynaklanıyor. 1973'te yapılan nazım plan 1980'li yılların ortalarında belediyelerin imar planı yapma yetkisini almasıyla, kentin uzun vadeli gereksinmelerine cevap verebilecek nitelikte plan yerine, kişilerin noktasal yatırım tekliflerine öncelik veren politikalara dönüştü. Bu da sıkıntı yarattı.

27 yıl önce İzmir için öngörünüz neydi. Ana planda neler vardı?

KUZEY-güney aksında Menemen, Büyük Çiğli, Karşıyaka, Halkapınar, Gaziemir yerleşmeleri boyunca çift hat demiryolu ile toplu ulaşım sistemine dayalı lineer bir form öneriliyordu. Bu plan, batı yönünde ise Çeşme aksına doğru yeşil ve yaya ağırlıklı bir servis yolu önerisini getirmişti. Ancak, yerel yönetimler bu aks üzerinde otoyol planlayarak makro formu ve nazım kararları bozdu. Bunun sonucu İnciraltı, Balçova, Narlıdere bölgeleri çok katlı ve yüksek yoğunluk içeren yapılara sahne oldu. Çeşme'nin sahilden otoyola bağlanması, Nazım Plan'da limanın kent dışına çıkarma kararının uygulanmaması tüm sıkışıklığı belli merkezlerde topladı. Alsancak ve Konak'ta ‘‘yık - yap’’lar başladı. Demiryolu ise Alsancak ve Basmane'nin birleştirilip, Halkapınar'da Merkez Gar düşüncesine uygun düzenlenmedi. İzmir'in bugünkü taş, tuğla, beton yığını görünümüne bakarsak, planlama sürecinden bir geriye gidiş olduğunu söyleyebiliriz.

Mevcut durumda çözüm öneriniz nedir?

BÜYÜK şehirlerin öncelikle önümüzdeki dönem yeniden planlama alışkanlığı edinmesi, makro formlarını üretmeleri lazım. Böyle parçacı anlayışla bugün Alsancak, yarın sahil bandı, öbür gün İnciraltı gibi tek proje yerine, 15 - 20 yıllık bir geleceğe yönelik planlama yapması şart. Bu makro formda kentin ne olacağı, nereye gideceğinin yanıtı aranmalı. Sahili dolduralım, bilmem nereye bağlayalım; derseniz yanlış olur. Dolgu neye göre yapılacak, kentin gelişimi ne olacak, özel sektör mü, sanayi mi, tarım sektöründe çalışan olacak mı gibi birçok sorunun yanıtı bu planda belirlenmeli.

Bu çalışma nasıl gerçekleşebilir?

BÜYÜKŞEHİR Belediyesi'nin öncelikle Nazım Plan Bürosu kurup, çalışmaya start vermesi gerekiyor. Danışma Kurulu oluşturulabilir. Üniversite, kamu kuruluşları, özel sektör veya sivil toplum örgüt temsilcileri zaman zaman ilçe belediyeleri biraraya gelip ana kararları tartışır, araştırmalar yapılır. Bu sadece arazi kullanım kararı değil, ulaşım da koruma kararlarını içerir. Koruma tek başına konserve gibi hiçbir şey yapılmamak üzere bir kutuya hapsedilmek değildir. Bu planda kullanma - koruma dengesini sağlayan kararlar alınmalıdır. Özetle, plan kararı olmayan yerde kurulları planlama aracı gibi devreye sokmanın sıkıntısıydı tartışmalar. Bu kentte planlama süreci yaşansaydı kurul devreye girmezdi.

Kurul daha az eleştirilen bir dönemi yaşıyor.

ÇÜNKÜ yerel yönetimleri de çağırıp ikna ediyoruz. Vatandaşın başvurusu varsa çağırıp dinliyoruz. Açıkçası diyalog eksikliğini giderecek bir yol izliyoruz. Kesinlikle söylemek gerekir ki, kurul üyeleri gerçek bilim adamları ve bilime inanmış kişilerden oluşuyor. Doğrusu neyse o karar alınıyor. Haftanın beş günü kesintisiz çalışıyoruz. Konuları yerinde inceliyor, ilçelerde toplantılar yapıyoruz. Demokratik bir ortamda, ikna ederek çözüm arıyoruz.

İzmir hizmet kenti olabilir

‘‘İZMİR'in üniversiteleri var. Örneğin hizmet kenti olmasına yönelik bir tartışma yaşanıyor. Globalleşen dünyada tüm metropol kentler hizmet kentidir. İstihdam ağırlığı hizmet sektörüne kayar. Bunun için havaalanının uluslararası trafiğe açılması lazım. İzmir kentine uluşlararası iniş yok. Floransa gibi küçücük bir kente dünyanın her yerinden uçak inip kalkıyor. Hergün bu kente ulaşılabiliniyor. İzmir'in niteliği tartışılırken, bu planlama da yapılmalı.’’

2000 nüfusu 500 bin kişiydi

‘‘İZMİR'in 1950 yılında kentiçi nüfusu 227 bin, ilçeleri ile birlikte 266 bin kişiydi. Bu dönemde imar planı hazırlıkları başlatıldı. Yarışma düzenlendi. Şartnamede Alsancak'ta yeni liman kurulması, Alsancak ile Basmane'deki demiryolu istasyonlarının Halkapınar'da birleştirilmesi, sanayi alanlarının belirlenmesi, fuar alanının yerinde kalıp kalmayacağı tartışılması, Turan'da akaryakıt depolarının kaldırılması hedefleri vardı. Bu yarışma şartnamesinde İzmir'in 2000 yılı nüfusu ise 500 bin kişi olarak öngörüldü. Bu tahmin 1970 yılına varıldığında aşıldı. Kent nüfusu 520 bine, ilçelerle birlikte 800 bine çıktı.

METROPOLİTEN nazım imar plan çalışmaları 1965 ile 1984 yılları arasında gerçekleşti. İzmir'in 1969 yılında kurulan Plan Bürosu'nun yaptığı çalışmalar 4 Ocak 1973 yılında sonuçlandı. Bu tarihte, İzmir'in 12 ilçeyle birlikte bütünü 1 / 25000 ölçekteki Nazım İmar Planı yapıldı. Bu planın ardından çevre belediyelerinin imar planları 1982 - 1983 yılında tamamlandı. Ancak, daha sonra plan yetkilerinde gerçekleşen değişiklik ile nazım plan büroları kaldırılınca çalışmalar amacına ulaşamadı.’’

Kimdir?

1939 yılında Aydın'da doğdu. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Mimarlık Bölümü'nü 1962 yılında tamamladı. Kopenhag'da Royal Of Fina Arts'da Kent Planlaması üzerine Yüksek Lisans eğitimi gördü. İngiltere'de yeni kentler üzerine araştırmalar yaptı. İmar İskan Bakanlığı'nda çeşitli görevler üstlendi. 1976'de bakanlıkta büyük kentlerin nazım planlarından sorumlu Daire

Başkanlığı, 1978'de Planlama ve İmar Genel Müdür Yardımcısı oldu. 1984'de Yapı İşleri Genel Müdür Yardımcılığı'na atandı. 1987 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı Turizm Genel Müdürlüğü, 1990 yılında ise Bakanlıkta Müsteşar Yardımcılığı'nı üstlendi. 1994 - 1997 yıllarında Gazi Üniversitesi'nde öğretim üyeliği yapan Ünal, kent planlaması ile ilgili yarışmalarda ödüller kazandı. Ünal, kentleşme ve imar ve turizm üzerine yayınladığı kitap, makale ve bildirileri bulunuyor. İngilizce bilen Ünal evli ve bir çocuk babası.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!