Egenomi

Güncelleme Tarihi:

Egenomi
Oluşturulma Tarihi: Şubat 09, 2000 00:00

Haberin Devamı

Babalar ve oğullar

SELÇUK Yaşar, sadece İzmir ve Ege Bölgesi'nin değil, Türkiye'nin sanayi duayenlerinden. YAŞAR soyadını ticaretten sanayiye taşıyan, 70'i aşkın yaşına ve 40 dolayındaki işletmesinin başına getirdiği profesyonel yöneticilerle kurumsallaşma yolunda önemli adım atmasına rağmen gece gündüz işbaşında olan sanayici, 12 Eylül sonrasında bedelini ödediği bir yanlış parti tercihi dışında, siyasi iktidarlarla arasındaki mesafeyi hep korumakla tanınıyor. Daha açık bir deyişle, hiçbir hükümetle ‘‘kötü olmama'' ilkesini titizlikle koruyor Baba Yaşar. Grubundaki binlerce çalışanının siyasi faaliyette bulunmasına izin vermemesi de bu ilkenin en somut göstergesi.

İkinci büyük sıkıntı

İZMİR'i ‘‘holding'' kavramıyla tanıştıran Selçuk Yaşar'ın, bugünlerde Yaşarbank dışında ikinci bir ciddi sıkıntısı olduğu kulağımıza geliyor. Sıkıntının kaynağı ise Selim Yaşar, yani biricik oğlu. Son birkaç yılda holdingle bağlarını yavaş yavaş koparan Selim Yaşar, sonunda yönetim kurulundaki görevinden de ayrıldı. Yaşar Holding'le iş, yönetim anlamında hiçbir bağı kalmadı. Dahası, önce ‘‘anne tarafımdan dede mesleğim'' dediği bir kozmetik şirketinin çoğunluk hissesini aldı, ardından ‘‘Yaşar Holding kuralları dışına çıkmak için kendi işimi kuruyorum. Artık düşüncelerim beni bağlar ve rahatça görüşlerimi ifade edebilirim'' dedi. Dediğini de yaptı. Son zamanlarda sesi en gür çıkan sanayiciler listesinde ilk sırada yeralan Selim Yaşar, mensubu bulunduğu mesleki kuruluşların kürsülerinden hükümetse hükümeti, cumhurbaşkanıysa cumhurbaşkanını, bakansa bakanı rahat rahat eleştiriyor.

Holding’te politika yasak

ANCAK kendi şirketini kurup, baba grubundan ayrılmak, Selim Yaşar'ın ‘‘Yaşar Holding'in veliahtı'' olarak kabul görmesini engelleyemiyor. Bir değil, on şirket de kursa, ağzından çıkan her sözün, dönüp dolaşıp Yaşar Holding'e maledilmesi çok doğal. Dolayısıyla her dönemde hükümetlere karşı ılımlı politika izleyen Baba Yaşar'ın, bu durumdan çok rahatsız olduğu konuşuluyor. Bir çocuğun baba işini devam ettirmek zorunda olmadığını, kendi başına iş yapmak istiyorsa bunun en doğal hakkı olduğunu her zaman savunan Selçuk Yaşar, şu ‘‘veliaht'' sözüne de takılıyor. Son derece de haklı. Veliahtlık, padişahlıkla birlikte kalktı. Aile şirketlerinin hızla profesyonelleştiği bir dönemde, veliahtlık ne demek?

Selim Yaşar’ın kendi görüşü

KISACASI, geçmiş yıllarda Ege Bölgesi Sanayi Odası'nın iki başkanlık makamında da oturan, ucundan da olsa politikaya bulaşan, önümüzdeki mayıs ayında Odalar Birliği Birliği Sanayi Konseyi başkanlığı için mücadeleye hazırlanan genç Yaşar'ın görüşlerini kürsülerden ifade etmesinde yadırganacak birşey yok. Ama dinleyenlerin bu sözleri ‘‘Yaşar Holding görüşü'' olarak yorumlamalarının anlamı yok. Selim Yaşar, ‘‘Sadece kendi görüşlerimi ifade ediyorum'' diye baştan belirtiyor.

İşçi Bulma Kurumu gibi

GEÇEN hafta, Ticaret Odası Meclisi Başkanı Necip Kalkan'ın, iki kişinin Tariş'e alınması için Sanayi Ticaret Bakanı Kenan Tanrıkulu'na yazdığı bir ‘‘rica dilekçesi''ni yayınlamıştık. Kalkan'dan hemen cevap geldi. ‘‘Masam biyografi dolu'' diyor Kalkan. Üstelik öyleleri var ki görseniz ‘‘Bunlar nasıl iş bulamaz'' diye ağzınız açık kalır. Türkiye'de çalışabilir nüfusun yüzde 20'sinin işsiz olmasının kendi suçu olmadığını söylerken, ‘‘Kötü birşey yapmıyorum. Holdinglerin davası için de savaşmıyorum. Sadece garibana yardımcı olmaya çalışıyorum'' diyor.

ÜNİVERSİTE bitirmiş, dil bilen gençlerin işsiz kalmasını, ‘‘Türkiye'nin acı gerçeği'' diye nitelerken, meselenin çok ciddi olduğunun altını çiziyor. İşe yerleştirmek için bazı işverenlerin istediği kefalet senedini bile imzaladığını anlatırken, ‘‘Siz sadece 2 ismin yeraldığı bir yazıyı yayınladınız. Ben masamda duran 102 ismi tek solukta sayarım'' diyerek ekliyor; ‘‘TİCARET Odası'nın beşinci katındaki odam, İş ve İşçi Bulma Kurumu'nun İTO şubesi gibi çalışıyor.''

Bakan da dertli

İŞSİZLİK sorunu sadece Necip Kalkan'ın değil, diğer işadamlarının da gündemindeki en önemli konu. Geçen hafta İzmir'i ziyaret eden Devlet Bakanı Tunca Toskay, Aralık ayında 500 sanayiciyle Ankara'ya çıkarma yapan Ege Bölgesi Sanayi Odası'na iade-i ziyarette bulundu. Ekonomik program, sanayinin enflasyonla mücadeleye desteği derken söz döndü dolaştı istihdam üzerinde kilitlendi.

GEÇEN yılı büyük bir krizle kapatan Ege Bölgesi'nde fabrikalar boşaldı. Atatürk Organize'de 6 bin, Menemen Deri Serbest Bölgesi'nde 10 bin kişi işsizler ordusuna katıldı. İstihdam sorununun tırmanmasıyla sosyal patlamadan korkan işadamları, ekonomide şimdilerde başlayan hafif kımıldamalarla umutlanıyor. Nisan'dan itibaren enflasyon düşecek, ihracat artacak, üretim kapasiteleri daha fazla kullanılır hale gelecek. Krizin izlerini silmek kolay değil. Bu nedenle Atıl Akkan, Toskay'a endişelerini dile getirirken ağırlıklı olarak istihdam üzerinde durdu. İstenen para-pul değil. Fabrikaların kapısına gelen onlarca işsize olumlu cevap verebilmek için istihdam teşviği istiyorlar. Bu olursa üretim artışına paralel olarak işsiz azalacak.

TOSKAY'a göre bu formül akıllıca. Belki önümüzdeki aylarda düşünülebilir. Ama şimdilik zor. Ve bir itiraf, ‘‘Ben de aynı dertten muzdaribim. İşveren olmadığım halde günde 500 kişi iş talebiyle bana geliyor.''

KOLAY, istihdam teşviğini verin, EBSO da 500 kişilik kontenjan açsın.

Gönenç anısına yarışma

TÜKETİCİ Yasası denildiğinde akla Erdinç Gönenç gelir. İki yıl önce beklenmedik ölümüyle İzmir'i yasa boğan Gönenç, artık aramızda olmasa da ‘‘tüketici haklarının babası'' olma sıfatını taşıyor. Tüm yasayı ezbere bilen, bırakın diğer illerdeki meslektaşlarını, çoğu kez bakanların bile bu konuda danışma ihtiyacı duyduğu Gönenç'in, yasanın uygulamasındaki katkıları hiç unutulmayacak. TANSAŞ da bu gerçekten yola çıkarak Erdinç Gönenç anısına tüketici yarışması düzenliyor. ‘‘Bilinçli Tüketici Ödülü'' için son başvuru tarihi 15 Şubat. Bilinçli tüketicilerin yaşadıkları olayların belgeleri ile birlikte TANSAŞ'a başvurması gerekiyor. Katılım ne kadar yüksek olursa, son yıllarını tüketicinin mağdur olduğu konularda yasal haklarını sonuna kadar kullanma konusunda çabalamakla geçiren Gönenç'in ruhu o kadar rahat olacak.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!