Çevre

Ali KAYADİBİ

Zirvede şafak

DOĞANIN zirvesindeyseniz, güneşin doğuşunu ve batışını ilk gören siz olursunuz. Ya da ay ışığının muhteşem parıltısını farkedersiniz. Antalya Dağcılık İl Temsilcisi Kemal Güneş, ‘‘Dağlarıyla Anadolu’’ adlı iki kitabından sonra ‘‘Zirvede Şafak’’ ın hazırlıklarına başladı. Dağcılıkla ilgili rehber niteliğindeki 600 sayfalık kitapta ilginç fotoğraflar yeralacak. Güneş, dağcılık anlayışına yeni bir anlayış eklemeye çalıştıklarını belirtti, ‘‘Kitabı hazırlarken 2 - 3 bin metre yükseklikteki dağlarda geceledik. Güneşin sabaha karşı doğuşunu, akşam batışını, gece ay ışığını fotoğraflayıp kitaba yansıttık’’ diyor.

Yere tükürmek serbest!

ÇEVRE Bakanı Fevzi Aytekin, Çevre Kanunu'nun ihlali halinde 2001 yılında uygulanacak idari para cezalarının miktarını açıkladı. Geçen yıla oranla yüzde 56 oranında arttı.

YERE tükürmenin cezası yeni asgari ücretin yaklaşık 4.5 katı. Yani 466 milyon lira. Huzur ve sükunu bozacak şekilde gürültü yapmanın cezası 233 milyon liradan başlıyor. Deniz, boğaz, liman ve körfezleri kirletenlere uygulanacak cezalar ise 233 milyar lirayı buluyor.

İNSANIN çevreyle ilişkisini düzenleyen kanunlar, uygulamada varsa değerlidir. 1970'li yıllarda ‘‘kirlilik’’ olarak anlaşılan çevre sorunları, 2000'li yıllarda para cezasıyla çözülmeye çalışılıyor. Çevrenin zarar görmesini önlemek için öngörülen cezalar, eskiden de vardı. Ancak sokağa tükürdüğü için para cezası uygulanan kimseye rastlamadım. Yasa uygulayıcılar, hakedenlere gereğini yapmıyorsa suçlu duruma düşmezler mi? Kanunda belirtilen cezayı hak eden o kadar çok kişi var ki!

ÇEVRENİZE dikkatlice bakın. Yürürken ortalama 50 adımda bir tükürüp, 100 adımda yere çöp atma alışkanlığını, birisiyle konuşurken 60 desibelin üzerinde gürültü çıkarabilme yeteneğini bir arada taşıyanları rahatlıkla görebilirsiniz. Şimdi bunlara kim ceza verecek. Ya da ihbar edenlere itibar edilecek mi? Denizleri, limanları, körfezleri, dereleri kirletmeden hangi işlem yapılıyor?

SOKAĞA tükürmenin hâlâ kanunla önlenmeye çalışılması ne kadar yaralayıcı. Çevreye hangi yolla olursa olsun, zarar vermenin bedeli parayla ödenecekse, inanın kimsenin buna gücü yetmez. Yere tükürmek, çöp dökmek, suyu, havayı kirletmek uygar bir toplumun ayıbıdır. Parayla ayıp ne kadar örtülebilir? Utanmayan tükürsün. Yere tükürmek serbest!

Çevre kimlik değiştirdi

DOKUZ Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zerrin Toprak Karaman, yüzyıllarca devletin güvenliği askeri açıdan ele alınırken, son 10 yılda daha geniş bir tehdit olarak ‘‘ekolojik güvenlik’’ in ön plana çıktığını söylüyor. Karaman, ‘‘Çevre konusunda sorumluluklarını yerine getirmeyen merkezi ya da yerel yönetimler için katı, uluslarüstü yaptırımlara gidilmesi mümkün olacaktır’’ diyor. Karaman'a göre, devlet ‘‘Halk paniklemesin’’ diye bilgi akışını engelliyor. Asıl panikleyen tarafın devlet olduğunu vurgulayan Karaman, vatandaşın çevre konusunda devlete güveninin azaldığını ve yabancılaştığını savunuyor.

Doğa savaşçısı

SOĞUK Dağ'daki uzun yaz gecelerinden sonra sakin bir köyde kışın geçmesini beklemek umut verici. Mutluluğun sağladığı şeylerin özlenmeye, mutsuzluğunkilerin ise övülmeye değer olduğunu da doğadan öğrendim. Soğuk Dağ'da hep kar vardı. Gündüzleri güneş, geceleri ay ışığı parlardı zirvesinde. Ağaçları, kuşları, kurtları, akarsuları bu sayede sevdim. Yaz geceleri bile sessiz ve karanlıktı Soğuk Dağ'da. O zaman yüreğime kar yağardı. Soğuğun ne kadar üşüttüğünü de o zaman anladım. Bir tek ay ışığı ısıtırdı içimi. Geceleri o yoksa, dağ da kaybolurdu sanki. İyi ki varsın!

Çevre Prensibi

Sahip olduğunuz her fazla şey, yeni sorunlar yaratır. (Aşırı Tüketim)