Alternatif ikinci ürün olacak
Güncelleme Tarihi:
AYDIN’ın Söke Ovası’nda 15 yıl sonra ekimi yapılan soya fasulyesinin hasadı yapıldı.
Söke İlçesi Güllübahçe Mahallesi’ndeki ana tahliye kanalının yanındaki arazide düzenlenen tarla günü etkinliğine Söke Ziraat Odası Başkanı Kemal Kocabaş ve çok sayıda üretici katıldı. Sökeli çiftçi Musa Muslu’ya ait olan arazide gerçekleşen tarla günü etkinliğinde, Söke Ovası’nda 15 yıl sonra ilk kez bu yıl ekilen soya fasulyesinin hasadı yapıldı. Başkan Kocabaş, Birlik Tohum firmasında çalışan Ziraat Mühendisi Rıfat Özkaya’dan bilgi alarak ara ürün ekiminde soya fasulyesinin önemine dikkat çekti. Birinci ürün olarak 110 dönümlük arazide gerçekleşen buğday ekiminden sonra 26 Haziran’da soya fasulyesi ektiklerini belirten Ziraat Mühendisi Özkaya, "Soya fasulyesi, pamuktan maliyeti daha düşük ve hasadı daha erken yapılan bir ürün. Eğer pamuk ekimi gerçekleştirseydik 15 Kasım’da hasat yapacaktık. Ancak şu an itibariyle soya fasulyesi hasadına başladık" dedi. Dönümde 400-450 kilogram verim aldıklarını ve soya fasulyesinin fiyatının borsalarda 1.2 TL’den işlem gördüğünü belirten Özkaya, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın 50 kuruş prim desteği verdiğini hatırlattı. Pamuktaki maliyetler nedeniyle ikinci ürün arayışına girdiklerini söyleyen Özkaya, Sökeli üretici açısından olumlu netice aldıklarını ifade etti.
"PAMUĞA ALTERNATİF İKİNCİ ÜRÜN OLACAK"
Pamuğun dönem içinde yağışlardan en fazla etkilenen ve en ufak yağışta kalite kaybına maruz kalan bir bitki olduğuna değinen Söke Ziraat Odası Başkanı Kemal Kocabaş, "Gördüğüm kadarıyla soya fasulyesinde yağıştan etkilenecek bir durum söz konusu değil. Soya fasulyesinin Türkiye’deki kullanım alanı geniş. Türkiye’de hayvan işletmeleri çoğaldı. Yemin ham maddesi mısır ve soya fasulyesidir. Yağ açığımıza da doğrudan katkıları olacak. Pamuğa alternatif ikinci ürün olacak" diye konuştu.
Bu yıl Söke Ovası’nda buğday ekim alanlarının çoğalacağını dile getiren Başkan Kocabaş, Türkiye’de az üretildiği için dışa bağımlı bir duruma gelindiğini kaydetti. Hem ithalatı durdurmak hem de çiftçiye katma değer sağlamak için soya fasulyesi ekimini önemsediklerini vurgulayan Kocabaş, "İkinci üründe çiftçinin en çok mağdur olduğu konu domuzdur. Domuz, soya fasulyesinin tüylü yüzeyinden ötürü bu ürüne ilişmiyor. Kendi memleketimizin yerli bir çeşidi olması ve GDO içermemesi de çok önemli" dedi.