Yılmaz'dan AB yemeğine boykot

Güncelleme Tarihi:

Yılmazdan AB yemeğine boykot
Oluşturulma Tarihi: Aralık 12, 1997 00:00

Haberin Devamı

Avrupa Birliği'ne üyelik sürecindeki diğer 11 aday ülkeden farklı muamele gören Türkiye, bu tutumu protesto amacıyla AB'nin önerdiği ‘teselli yemeğini’ geri çevirdi. Başbakan Yılmaz, diğer aday ülke liderlerinin çağrılmadığı, AB dışından sadece kendisinin davetli olduğu yemeğe katılmayı reddetti.

TÜRKİYE, kendisine ‘üye adayı’ statüsü vermemekte direnen Avrupa Birliği'ne (AB) tavrını koydu. Başbakan Mesut Yılmaz, AB'yi protesto etmek için, bugün başlayan Lüksemburg zirvesinden sonra davet edildiği akşam yemeğine katılmıyor.

Yılmaz kararını önceki akşam Lüksemburg'da bir araya geldiği AB dönem Başkanı ve Lüksemburg Başbakanı Jean-Claude Juncker'e bildirirken, Ankara'da da ‘Yemeğe bakan düzeyinde bile katılmama’ kararı alındı. AB ülkeleri bugün zirvenin ilk gününde bir araya gelecekler. Yarın ise öğleden sonra 11 aday ülkenin devlet ya da hükümet başkanları ile bir toplantı yapacaklar. Eğer Yılmaz kabul etseydi, AB üyesi 15 ülkenin hükümet ya da devlet başkanları, yarın akşam Yılmaz'la akşam yemeği yiyecekler, bu yemeğe 11 aday ülke katılmayacaktı.

Yılmaz'ın bu kararında, Juncker'in, diğer AB ülkeleriyle temaslarının ardından hazırlayıp kendisine sunduğu, bugün Lüksemburg'da başlayacak AB zirvesinde ele alınacak nihai bildiri taslağı etkili oldu. Juncker, bildiri taslağında yer alacak, Türkiye ile ilgili bölümü Yılmaz'a anlatırken, Türkiye'nin statüsünün diğer 11 aday ülkeden ‘farklı’ olacağını söyledi. Juncker Türkiye için, diğer adaylar için uygulanacak ‘üyeliğe hazırlama mekanizması’ ya da ‘katılım mekanizması’ yerine, ‘yakınlaştırma mekanizması’ adı altında bir oluşuma gidileceğini anlattı. Lüksemburg Başbakanı, bu mekanizmanın ise gerek AB Komisyonu, gerek Türkiye tarafından getirilen, Gümrük Birliği'ni derinleştirmeyi amaçlayan önerilerin birleştirilmesiyle oluşturulduğunu kaydetti.

Taslakta 15 AB üyesi, 11 aday ülke ve Türkiye'nin davet edileceği Avrupa Konferansı ise ‘genel konuların görüşüleceği ve işbirliğinin arttırılacağı’ bir diyalog platformu olarak yer alıyor. Konferans ile AB genişleme süreci arasında bağ kurulmuyor, Türkiye'nin adaylığı da tescil edilmiyor. Taslakta ayrıca, Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerin gelişmesi yine Kıbrıs, Yunan, Kürt sorunları ile insan haklarında iyileşmeye bağlanıyor. Yılmaz önceki akşamki yemekte Juncker'in sunduğu bu taslağın Türkiye'yi tatmin etmekten çok uzak olduğunu vurguladı. Yılmaz tepkisini ‘Biz özel bir üyelik öncesi mekanizmasına evet diyebilirdik. Ancak ayrımcılığı kabul etmeyiz. Siz ayrımcılık yapıyorsunuz’ diyerek gösterdi.

Bu arada Almanya Başbakanı Klaus Kinkel, zirve öncesinde parlamentoda yaptığı konuşmada ‘Bu toplantıda, AB üyeliğine aday olan 11 ülkeye de gelecek açısından kesin işaretler vermeliyiz. Onları üyelik açısından umutlandırmalıyız’ dedi. Kinkel, Türkiye'nin de üyeliğini desteklediklerini, ancak bunun insan haklarındaki düzelmeye ve serbest dolaşım konusunda yapılacak özel anlaşmaya bağlı olduğunu belirtti.

Lüksemburg'da bugün başlayacak zirvede AB'nin genişleme ufku kesinlik kazanacak. AB liderlerinin Kıbrıs Rum Yönetimi, Polonya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Slovenya ve Estonya'yla üyelik görüşmelerine başlanması yönünde karar almaları bekleniyor. Tam üyelik başvurusunda bulunan diğer beş ülke; Slovakya, Bulgaristan, Romanya, Letonya ve Litvanya ise resmi üyelik görüşmeleri için henüz hazır görülmüyor. Bu ülkelere uygulanacak üyelik öncesi prosedürün daha ağır işlemesi öngörülüyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!