Talat: AB'nin görevi Kıbrıs'ın birleşmesini sağlamaktır

KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, AB'nin tutumunu eleştireREK, ”Kıbrıslı Türklerin hakları, Türkiye'nin AB üyeliği sürecinin bir mezesi veya piyonu değildir” dedi. Talat, "AB'ye düşen görev, bölünmüş olarak AB'ye giren Kıbrıs'ın yarattığı anomaliyi ortadan kaldırmaktır, Türkiye'nin bu anomaliyi tanımasını istemek değildir" diye konuştu.Cumhurbaşkanı Talat, 6. Yerli Ürünler Fuarı için KKTC'de bulunan Mersin Sanayi ve Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Kadri Şaman ve beraberindeki heyeti kabulünde yaptığı konuşmada, “Kıbrıs'ın Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) sürecinde çok fazla konu edilerek Kıbrıs Türkünün haklarının budanmak istenmesinin büyük bir haksızlık olduğunu” söyledi. Talat, “Kıbrıslı Türklerin hakları, Türkiye'nin AB üyeliği sürecinin bir mezesi veya piyonu değildir, olmamalıdır. Kıbrıslı Türklerin bunu kabul etmesi mümkün değildir” diye konuştu. AB'nin tutumunu eleştiren Cumhurbaşkanı Talat, “AB üyesi olmuş ama Avrupalı olamamış Güney Kıbrıs'ın bu konudaki saldırgan tutumunun birliğe yakışmadığını ve AB'nin bu soruna bir an önce çare üretmesi gerektiğini” söyledi. Konuşmasında, AB dışişleri bakanlarının dünkü gayri resmi toplantısına değinen Talat, “Türkiye'nin AB sürecinde Kıbrıs'ın bu kadar fazla konu yapılarak Kıbrıs Türkünün haklarının budanmaya çalışılmasının büyük bir haksızlık olduğunu” kaydetti. Türkiye'nin AB sürecindeki sorunlarının yine Türkiye tarafından çözümleneceğine işaret eden Talat, Kıbrıs Türkünün buna katkı koymasının mümkün olmadığını söyledi. Kıbrıs sorununun çözümünün de Kıbrıs Türkü ile Kıbrıs Rumuna ait olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Talat, “Herhangi bir kurumun Türkiye'ye baskı yaparak, bize verdiği desteği ortadan kaldırarak, Kıbrıslı Türkleri açıkta bırakarak, ekmeğini elinden alırcasına haklarını almaya çalışması kabul edilemez. Buna izin vermeyeceğiz” dedi.     "AB, KIBRISLI TÜRKLERİN OLMADIĞI BİR DEVLETİ TANIMAMALI"    Cumhurbaşkanı Talat, şöyle devam etti: “Kıbrıslı Türklerin hakları uzun yıllar içerisinde oluştu. Kıbrıs Cumhuriyeti'ndeki siyasi eşit hakları, daha ileri boyutlara yükseldi ve BM kararlarıyla tescil edilerek Kıbrıs'taki ilişki bir azınlık-çoğunluk ilişkisi değil, eşitlerin ilişkisi haline geldi. İki eşit tarafın, iki eşit devletin bir çatı altında birleşeceği federal bir çözüm, BM'nin temel parametreleri haline gelmiştir. O yüzden bunları ortadan kaldıracak şekilde bugün Türkiye'nin 'Kıbrıs Cumhuriyeti'ni tanımasını istemek, hem gerçekleşmesi mümkün olmayan bir taleptir, hem de büyük haksızlıktır. Kıbrıslı Türklerin olmadığı bir devleti AB'nin de tanımaması gerekir. Kıbrıslı Türklerin ayrılıkçı bir politika yürütmediklerini 24 Nisan referandumunda ortaya koymasından sonra artık dünyanın hiçbir ülkesi Kıbrıs Türklerinin bulunmadığı bir Kıbrıs Cumhuriyeti'ni yasal ve meşru kabul etmemelidir.”     “AB'YE DÜŞEN GÖREV”    “Eski uluslararası ilişkiler nedeniyle bugün hala daha gayri meşru Güney Kıbrıs Rum yönetiminin yasal hükümet kabul edildiğini” ifade eden Talat, “Bunun değiştirilmesi gerekirken, tersine, bu yasa dışı hükümeti Türkiye'nin de tanımasını istemek, inanılır gibi değildir” dedi. Cumhurbaşkanı Talat, şöyle konuştu: “AB'ye düşen görev, bölünmüş olarak AB'ye giren Kıbrıs'ın yarattığı anomaliyi ortadan kaldırmaktır, Türkiye'nin bu anomaliyi tanımasını istemek değildir. Yani AB'nin Kıbrıs sorununun çözümünü öne çıkarması gerekir. Hem Rum tarafına hem de bize demelidir ki 'Kıbrıs sorununu bir an önce çözmek zorundasınız. Çözmek zorundasınız çünkü AB, bölünmüş bir ülkeyi bünyesinde taşıyamaz.' Sorunun tarafları Kıbrıslı Türkler ile Rumlardır. Türkiye, Yunanistan ve İngiltere garantör ülkelerdir ve Garanti Anlaşmaları ile adanın güvenliği çerçevesinde söz hakları vardır ve o aşamada müzakere sürecine katılabilirler. AB'ye düşen görev, Kıbrıs'ın yeniden birleşmesini sağlamaktır. Yeniden birleşmeyen Kıbrıs'ın mevcut 'Kıbrıs hükümetini” meşru kabul etmemelidir.”  �