Rum kesiminde korku ve nefret

Güncelleme Tarihi:

Rum kesiminde korku ve nefret
Oluşturulma Tarihi: Nisan 24, 2004 01:46

Güney’de Papadopulos yorgun ve sinirli. Miting alanındaki kalabalık da ‘Ohi’ diye bağırırken bir o kadar huzursuz. Gazetelere yansıyan ve ‘Evet’ diyen Rumlara ölüm tehditlerine varan tatsız olaylar herkesi etkilemiş. Tüm bu hava arasında Ohi oranı yüzde 65-70 arasında olacak gibi görünüyor.

LEFKOŞA’nın Elefteria meydanındayım. Meydanın ortasında kurulan iki dev ekranda Rum Cumhurbaşkanı Tasos Papadopulos konuşuyor.

Dev ekranların karşısındaki plaformda oturanların arasında ön sırada, Türkiye ile Yunanistan’ı savaşın eşiğine getiren Kardak krizinin mimarı, Savunma eski Bakanı Yerasimos Arsenis’i görüyorum. Yanında Abdullah Öcalan’ın en güçlü savunucularından biri olan Kamu Düzeni eski Bakanı Stelyos Papatemelis var. Papadopulos’u desteklemek için gelmişler.

Meydana 1000-1500 ‘Ohi’ci toplanmış. Yorgun ve sinirli görünen Papadopulos’u dinliyorlar. Papadopulos, ‘’Ohi deyin. Hem de güçlü bir Ohi olsun’’ diyor ve ekliyor:

‘1 Mayıs’tan sonra daha iyi çözüm olacak. Sakın korkmayın kimse KKTC’yi tanımayacak.’

Meydanı dolduranlar zaman zaman ellerindeki Ohi balonlarını ve pankartlarını sallıyor ve bağırıyorlar: ‘İşgali unutmuyoruz. Şantajı kabul etmeyeceğiz. Duy sesimizi Powell. Duy sesimizi Annan. Ohi!’

Elefteria meydanındaki ‘Ohi’cilerin çoğu genç. Hepsi de ‘Planı kabul edin’ diye çağrı yapan Kofi Annan’a, günlerdir Rum liderleri telefon yağmuruna tutan Powell’a öfkeli.

Yarım saat önce Kuzey’e geçip izlediğim ‘Evet’ mitiginde yaşadığım dinamizm ve heyecan burada yok. Bir kilometre uzaklıklaki bu iki meydan 30 yıldır yaşananların bir aynası gibi.

İKİ MEYDAN FARKI

Elefteria meydanı ışıl ışıl. Düzgün kaldırımlar. Pırıl pırıl caddeler. Yol kenarları çiçeklerle süslenmiş. Herşey Rumların zenginliğini yansıtıyor. İnönü meydanı miting icin aydınlatılmış ama çevre sokaklar karanlık. Boyasız evler ve kirlice sokaklar.

Ama Papadopulos’u dinleyen ‘Ohi’cilerin aksine, İnönü meydanını dolduran Kıbrıslı Türkler, öylesine mutlu ve sevinçli ki, mitingi birlikte izlediğim Amerikalı dostlarım şaşırıyorlar.

Western Policy Center’in direktörü John Stilidis İnönü meydanını saran binalara asılan pankartları tek tek soruyor. Bir gece önce Glafkos Klerides’in küçük bir gruba konuştuğu ‘Evet’ mitingini izleyen Stilidis şaşırmış durumda. ‘’Kıbrıslı Türkler çok mutlu. Burada inanılmaz bir heyecan var’’ diyor.

İnönü ve Elefteria meydanlarının arası 1 kilometre. Ama İki meydandaki atmosfer gündüzle gece kadar farklı. İnönü meydanından mutluluk, sevinç ve demokrasi fışkırıyor. Elefteria meydanına ise gerginlik, korku ve nefret çökmüş gibi.

‘OHI’LER ÜRKÜTÜCÜ

Sandık başına gitmeye 24 saat kala Cyprus Mail gazetesinin yazdıkları Güney’deki havayı yansıtıyor. Gazete, Baf’tan, Lefkoşe’den, Limasol’den gelen tatsız haberlerle dolu:

Lefkoşe’de evet diyen 18 yaşındaki bir öğrenciyi, arkadaşları ölümle tehdit etti.

Baf’ta otomobiline ‘Evet’ stikerı yapıştıran bir kadına, ‘Ohi’ci öğrenciler saldırdılar.

İngiliz Okulunda duvara, ‘En iyi Türk ölü olandır’ diye yazdılar.

Eski genel Savcı Aleks Markides, Adalet Bakanlığı’na çağrı yaparak, ‘Evet’çi öğrencilerin terörist saldırılarını durdurmalarını istedi.

Rum tarafında yapılan kamuoyu yoklaması hem düşündürücü hem de ürkütücü. Referandumda Rumların ‘Ohi’ oranının yüzde 65-70 arasında olacağı tahmin ediliyor. ‘AKEL, hayır dedikten sonra, bu oran yüzde 70’in de üstüne çıkabilir’’ diyenler de var.

Büfeci Marios:Türk askeri bizle savaşmaz

GENÇ Kıbrıslı Türk meslektaşım Oshan Sabırlı’yla birlikte yine Lefkoşe sokaklarına çıkıyoruz. İlk durağımız AB ve BM fonlarıyla restore edilen Bayraktar Camii.

Caminin kapısına kocaman bir kilit asılmış.

Caminin önündeki genç ve sevimli büfeci Marios’la sohbet ediyoruz Marios, ‘Sadece özel günlerde açıyorlar’ diyor. Marios’a, ‘’Referandumda ne olacak’’ diye soruyorum.

‘’Tabii ki Ohi. Kuzey’e gitmek için yine yıllarca mı bekleyeceğiz. Kasıma kadar bazı düzenlemeler yapılıp yeniden referanduma sunulacak’’ diye anlatıyor. İki gündür konuştuğum birçok Yunanlı ve Kıbrıslı Rum gibi o da 1 Mayıs’tan sonra müzakerelerin başlayacağından emin.

‘’Türk askerinden korkuyor musun?’’ diye üsteliyorum.

‘’Yok canım. Ne yapacak Türk askeri? Bizimle mi savaşacak? Artık inanmıyorum. Planı pek bilmiyoruz. Ama şimdi Ohi. Bakın zaten biz Avrupa’ya giriyoruz. Zenginiz. Paramız var. Önemli olan da para. Türkler de gelsinler. Bakın burada Bangladeşliler de var. Pakistanlılar da Ruslar da. Onlara bir şey mi yapıyoruz?’’

Marios, önce haç çıkartıyor sonra da namaz kılar gibi öne arkaya eğilip ellerini göge doğru açıyor ve ekliyor:

‘’Dua etsek ne olacak? Para önemli para! Her şeyi para düzeltecek. Gerisini boşver.’’

İmam: Evet deseler de Türkler de camime gelse

HAZRETİ Ömer camiine gidiyoruz. Camii açık. İçeriye domatesle pişirilen yumurta kokusu yayılmış. Caminin imamı, içindeki küçük odasından çıkıp bize ‘’Merhaba’’ diyor. Suriyeli genç imam Hüseyin 6 ay önce Lefkoşe’ye gelmiş. Maaşını Libya’dan alıyormuş.

‘’Cemaatim Bangladeşli Pakistanlı ve Afganlılar. Türk yok’’ diyor.

‘’Sence referandumdan sonra Türkler de gelir mi?’’ diye soruyorum.

Gülüyor. ‘’Zor. Hayır diyecekler. Keşke evet deseler de Müslüman Türkler de gelse’’ diye söyleniyor.

Ömer Camii’nin arka sokağında da Tahtalı Kale Camii var. Restore ediliyor. Restorasyonu yapan kadınlı erkekli grubun yanına gidiyoruz. Aralarından biri camiyi BM ve ABD fonlarıyla Kıbrıs Arkeoloji bakanlığının restore ettirdiğini söylüyor. Yine aynı soruyu soruyorum:

‘’Referandumda ne olacak?

Genç hanımın yüzünü acı bir gülümseme kaplıyor

‘’Maalesef hayır diyeceğiz.’’
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!