Kara koyun siyaseti
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Ekim 15, 2007 00:00
İsviçre’nin her daim sütliman siyaseti, aşırı sağcı fırtınayla çalkalanıyor.
Ülkenin en büyük partisi olan SVP’nin lideri Christoph Blocher’in aşırı sağcı söylemini giderek sertleştirmesi, muhalefetin "faşizme doğru gidiyoruz" eleştirilerine neden oldu. 21 Ekim’deki seçimler öncesi favori olan Blocher rahat, ama yabancı yatırımcılar gidişattan çok tedirgin.
İSVİÇRE’de dört partili koalisyonun ortaklarından olan ve son kamuoyu yoklamalarına göre halkın yüzde 27’sinin desteğini alarak en güçlü parti konumuna gelen İsviçre Halk Partisi (SVP) hakkındaki endişeler, seçimlere bir hafta kala iyice arttı. Parti son döneme kadar zaten aşırı bir sağcı siyaset izliyordu, fakat seçim kampanyasında kullanılan afişlerde ülkedeki yabancıların kara koyun olarak gösterilmesi ve beyaz koyunlar tarafından tekmelenerek dışarı atılması tartışmaları iyice alevlendirdi.
İngiliz The Observer Gazetesi, ülkenin başbakansız kabinesinde Adalet Bakanı olarak görev yapan Blocher’in gittiği her yerde kutuplaşma yarattığını yazdı. Seçim afişleri saldırıya uğrayıp yırtılan tek siyasi partinin SVP olması, düzenlenen yürüyüşlerde şiddetli çatışmalar çıkması bunun kanıtı, ancak parti tabanının genişlediği de bir gerçek. İsviçreli araştırma şirketi GfS’nin son anketine göre gelecek pazar günü yapılacak seçimler öncesinde halkın yüzde 27’si SVP’ye oy verecek. Blocher, seçimde zafer kazanıp sadece sağcılarla bir hükümet kurmayı ve sosyalistleri bu kez dışlamayı hedefliyor.
AVRUPA’YA DA KARŞI
Sıkı bir Avrupa karşıtı olan, İsviçre askerlerinin denizaşırı görev almasını reddeden, sosyal devlet ilkesine karşı çıkan ve herşeyin ötesinde tavırlarıyla, uzlaşma iklimine alışmış İsviçre’yi şoka uğratan Blocher’ın "neo-Nazi" olduğunu iddia edenler bile var, ama genel görüş, onun "tam bir popülist" olduğu yönünde.
Isınan havadan en çok İsviçre ekonomisi etkilenecek gibi. İsviçre Ekonomi Bakanı Doris Leuthard, genel seçim kampanyasında aşırı sağcı söylemin artarak kullanılmasının yabancı yatırımcıyı ürkütebileceğini söyledi. NZZ am Sonntag’a konuşan Hıristiyan Demokrat Leuthard, "İnsanlar bunların yurtdışındaki etkilerini küçümsüyor. Yabancı yatırımcı korkup ülkeyi terkedebilir" dedi.
Kim bu kara koyun
Göçmen karşıtı tutumunun dozunu iyice artıran İsviçre Halk Partisi’nin Genel Başkan Yardımcısı Blocher, tartışma yaratan afişteki kara koyunun "İsviçre vatandaşı olmayan ve suça karışan yabancıları" temsil ettiğini, bunların ülkeden sınırdışı edilmesinin de meşru olduğunu savunuyor. Blocher, "Yabancılar hoşgelir, ama kara koyunlar değil" diyor. Aşırı sağ karşıtı gösterilerde ise "öfkeli kara koyun" imgesi ön plana çıkıyor.
İsviçre’nin Duçe’si
Ülkenin en güçlü partisinin lideri Blocher’ın hükümette bulunan meslektaşları tarafından bile İtalya’nın faşist diktatörü Benito Mussolini’ye atfen "Duçe" diye anılmaya başlaması, "İsviçre’ye faşizm mi gelecek" endişesine neden oldu. Blocher’ın yükselişiyle birlikte göçmenler "kara koyun" diye anılmaya başladı, minare inşaatlarının yasaklanması gündeme geldi, çarşaflı kadın resimlerinin üstüne "Baaden mi Bağdat mı" yazılarak ajitasyon yapılır oldu.
İSVİÇRE’de dört partili koalisyonun ortaklarından olan ve son kamuoyu yoklamalarına göre halkın yüzde 27’sinin desteğini alarak en güçlü parti konumuna gelen İsviçre Halk Partisi (SVP) hakkındaki endişeler, seçimlere bir hafta kala iyice arttı. Parti son döneme kadar zaten aşırı bir sağcı siyaset izliyordu, fakat seçim kampanyasında kullanılan afişlerde ülkedeki yabancıların kara koyun olarak gösterilmesi ve beyaz koyunlar tarafından tekmelenerek dışarı atılması tartışmaları iyice alevlendirdi.
İngiliz The Observer Gazetesi, ülkenin başbakansız kabinesinde Adalet Bakanı olarak görev yapan Blocher’in gittiği her yerde kutuplaşma yarattığını yazdı. Seçim afişleri saldırıya uğrayıp yırtılan tek siyasi partinin SVP olması, düzenlenen yürüyüşlerde şiddetli çatışmalar çıkması bunun kanıtı, ancak parti tabanının genişlediği de bir gerçek. İsviçreli araştırma şirketi GfS’nin son anketine göre gelecek pazar günü yapılacak seçimler öncesinde halkın yüzde 27’si SVP’ye oy verecek. Blocher, seçimde zafer kazanıp sadece sağcılarla bir hükümet kurmayı ve sosyalistleri bu kez dışlamayı hedefliyor.
AVRUPA’YA DA KARŞI
Sıkı bir Avrupa karşıtı olan, İsviçre askerlerinin denizaşırı görev almasını reddeden, sosyal devlet ilkesine karşı çıkan ve herşeyin ötesinde tavırlarıyla, uzlaşma iklimine alışmış İsviçre’yi şoka uğratan Blocher’ın "neo-Nazi" olduğunu iddia edenler bile var, ama genel görüş, onun "tam bir popülist" olduğu yönünde.
Isınan havadan en çok İsviçre ekonomisi etkilenecek gibi. İsviçre Ekonomi Bakanı Doris Leuthard, genel seçim kampanyasında aşırı sağcı söylemin artarak kullanılmasının yabancı yatırımcıyı ürkütebileceğini söyledi. NZZ am Sonntag’a konuşan Hıristiyan Demokrat Leuthard, "İnsanlar bunların yurtdışındaki etkilerini küçümsüyor. Yabancı yatırımcı korkup ülkeyi terkedebilir" dedi.
Kim bu kara koyun
Göçmen karşıtı tutumunun dozunu iyice artıran İsviçre Halk Partisi’nin Genel Başkan Yardımcısı Blocher, tartışma yaratan afişteki kara koyunun "İsviçre vatandaşı olmayan ve suça karışan yabancıları" temsil ettiğini, bunların ülkeden sınırdışı edilmesinin de meşru olduğunu savunuyor. Blocher, "Yabancılar hoşgelir, ama kara koyunlar değil" diyor. Aşırı sağ karşıtı gösterilerde ise "öfkeli kara koyun" imgesi ön plana çıkıyor.
İsviçre’nin Duçe’si
Ülkenin en güçlü partisinin lideri Blocher’ın hükümette bulunan meslektaşları tarafından bile İtalya’nın faşist diktatörü Benito Mussolini’ye atfen "Duçe" diye anılmaya başlaması, "İsviçre’ye faşizm mi gelecek" endişesine neden oldu. Blocher’ın yükselişiyle birlikte göçmenler "kara koyun" diye anılmaya başladı, minare inşaatlarının yasaklanması gündeme geldi, çarşaflı kadın resimlerinin üstüne "Baaden mi Bağdat mı" yazılarak ajitasyon yapılır oldu.