Güncelleme Tarihi:
Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nda (UAEK) görevli batılı diplomatik kaynaklar, Ä°ran yönetiminin BM Güvenlik Konseyi'nin 1737 ve 1747 sayılı kararlarını hiçe sayarak, Natanz nükleer tesisinde uranyum zenginleÅŸtirmek için 3500 santrifüjü çalıştırmaya baÅŸladığının saptandığını ifade etti.    Â
"Üretimi artıracak"
Diplomatlar, Ä°ran yönetiminin uranyum zenginleÅŸtirme programı çerçevesinde Natanz nükleer tesisindeki santrifüj sayısını yaz sonuna kadar 6 bine çıkarmayı planladığını ileri sürdü.Â
İran'dan karşı atak
İran ise Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun (UAEK) son raporunun, Tahran'ın nükleer faaliyetlerinin barışçıl olduğunu gösterdiğini savundu.
Merkezi Viyana'daki UAEK'da İran Büyükelçisi olarak görev yapan Ali Asgar Sultaniye, UAEK'nın son raporunun İran'ın nükleer faaliyetlerinin tamamen barışçıl olduğunu gösteren başka bir belge olduğunu ifade etti.
Sultaniye, raporun, İran'ın nükleer faaliyetleri ya da maddelerinin, askeri amaçlar için kullanıldığını gösteren hiçbir kanıt olmadığını açık bir şekilde birkez daha ortaya koyduğunu söyledi.
UAEK Başkanı Muhammed El Baradei, İran'ın nükleer programının barışçıl amaçlı olup olmadığının teyit edilemediğini açıklamıştı.
"İsrail'in 150 nükleer silahı var"
Eski ABD Başkanı Jimmy Carter da nükleer silah tartışmasına katıldı. Carter İsrail'in elinde 150 nükleer silah bulunduğunu söyledi.
Carter, ABD'nin İran'ı nükleer emellerinden vazgeçirmek için bu ülkeyle doğrudan görüşmeler yapmasını istedi.
Orta Doğu'da barış girişimleri doğrultusunda bir süre önce Hamas ile görüşerek İsrail'in tepkisini çeken Carter, İsrail'in Filistinlilere karşı izlediği politikayı ağır bir dille eleştirdi ve Gazze Şeridi'ne uygulanan ambargoyu, "halen dünyada insan haklarına karşı işlenen en ağır suçlardan biri" olarak niteledi.
       Â
İran'ın nükleer çalışmalarına da değinen Carter, "Benim ABD'ye önerim, nükleer çalışmalarından vazgeçmeye ikna etmek için İran ile şimdi görüşmelere başlaması" diyen Carter, ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa ve İsrail'in nükleer silah stoklarına atıfta bulunarak, İran'ın gizli bir nükleer programla çok sayıda nükleer silah ve bunları taşıyacak füze sistemi üretmesinin neredeyse olanaksız olduğunu söyledi.
İran yönetiminin uranyum zenginleştirmeyi askeri amaçla yaptığı yolundaki iddialarının yoğunlaşması üzerine İran'ın nükleer dosyası 2006 şubatında BM Güvenlik Konseyi'ne havale edilmişti.