Hillary mi, Obama mı

Güncelleme Tarihi:

Hillary mi, Obama mı
Oluşturulma Tarihi: Ocak 22, 2007 00:00

New York Senatörü Hillary Clinton’ın "başkan aday adayı" olduğunu resmen duyurması, Demokrat Parti içinde, eski First Lady ile siyah rakibi Senatör Barack Obama arasında amansız yarışın habercisi oldu.

Siyasi uzmanların önemli bir bölümü, Senato deneyimi sadece birkaç yıl olan Obama’ya şans veriyor. Ancak Clinton’ın, çok iyi bir kadroya sahip olduğu ve çok daha fazla bağış toplayabileceği ifade ediliyor.

30 yıl önce Arkansas’ta siyasete atılmak isteyen Bill Clinton ile evlenmeye karar veren Hillary’ye, bir arkadaşı, "Aklını mı kaçırdın? Geleceğini yeme" demişti. Ünlü Yale Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin en iyi öğrencilerinden olan Hillary, az gelişmiş ve ücra bir eyalete, siyasetçi olmak isteyen bir adamın eşi olarak gitmeyi tercih etmişti. Senatör Hillary’nin adaylığını açıklaması ise "geleceğe dönüş" olarak niteleniyor. Hillary’nin web sitesinde bile Bill Clinton fotoğrafları "zorla" seçilebiliyor. Senatör Clinton, adaylık yarışına kasasında 14 milyon dolar ile başlıyor. Hillary Clinton, gelecek bir yıl içinde, Hollywood, New York ve Chicago gibi paranın bol olduğu yerlerden en az 75 milyon dolar toplamayı hedefliyor.

Hillary’nin kampanyasında Bill Clinton’ın ne kadar öne çıkacağı da ciddi bir unsur olarak gösteriliyor. Eski Başkan’ın çok fazla ön planda olmasının Hillary’ye oy kaybettireceği savunuluyor. Bir uzman, "Hillary’nin kocasının adı James olsa daha iyi olurdu" diye konuştu.

BABAN KİMİ YEDİ

Öte yandan, Senatör Obama, liberal görüşlerini bir "avantaj" olarak halka sunuyor. Hıristiyanlık değerlerine bağlı olmasına rağmen, kürtajın ve eşcinsellerin haklarının savunuculuğunu yapıyor. Ayrımcılığı bizzat yaşaması, Obama’yı, siyah seçmenlerin "doğal adayı" haline getiriyor.

Barack Obama, lise öğrencisiyken, sınıf arkadaşlarının kendisine bakıp maymun sesleri çıkararak "Baban kimseyi yedi mi?" diye sorduklarını iyi hatırlıyor. Bu durum, Obama’yı siyahlara ve ayrımcılık kurbanı olduğunu hisseden kesimlere çok yaklaştırıyor.

Obama, başından beri Irak savaşına karşı ve ısrarla Amerika’nın "yeni bir yöne" ihtiyaç duyduğunu anlatıyor. Obama, siyaseti "halkla konuşuyormuş" gibi yapıyor ve bu en önde gelen niteliklerinden biri olarak görülüyor.

Demokrat Parti’deki önseçim yarışı bir yıl sonra başlayacak. Hillary ve Obama dahil, toplam "aday adayı" sayısının 10’a yaklaşması bekleniyor. Sonuçta delegeler tarafından belirlenecek adayın Cumhuriyetçi Parti başkan adayını yenmesi gerekecek. Uzmanlara göre, 2008 seçim kampanyası "tüm zamanların en heyecanlısı ve en önemlisi" olacak.

Obama’nın avantajları

Soros dokunuşu Barack Obama’nın kampanyasına para veren ilk kişilerden birinin "para sihirbazı" George Soros olmasına dikkat çekiliyor. Soros, Obama’nın, siyasete enerji getirdiğine inanıyor. Wall Street’te, Hollywood’da ve hatta Broadway’de bile Obama’ya yaklaşmaya başlayanlar öne çıkıyor.

Ağlatıyor Uzmanlara göre, Obama, konuştuğu zaman göz yaşı döktürebiliyor, hitap ettiği kitle ile bağlantı kurabiliyor, genç ve yeni olduğu için de inandırıcılık gücü artıyor.

/images/100/0x0/55eae9a2f018fbb8f89eaa6e
Hillary’nin dezavantajları


Kutuplaştırıcı Hillary’nin en büyük dezavantajı "kutuplaştırıcı" olarak algılanması. Bunun, rakip Cumhuriyetçi Parti için koz olacağı belirtiliyor.

Rengi belli değil Samimi olup olmadığı anlaşılamıyor. "Son derece hesapçı" olarak bilinen Hillary’nin ne kadar feminist, ne kadar liberal, ne kadar savaş karşıtı ve ne kadar sosyal adaletçi olduğu tartışmaya açık. Kendini bağlayacak kesin cevaplardan kaçınıyor. Örneğin, bir gazetecinin "En sevdiğiniz kitap hangisi?" sorusuna, Hillary, "Basın danışmanım size bildirecek" diyerek karşılık verdi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!