Ekvator sanki kuzeye doğru kayıyor

Güncelleme Tarihi:

Ekvator sanki kuzeye doğru kayıyor
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 04, 2007 13:48

Küresel ısınma, artık hepimizi tehdit eden bir gerçek olarak kabul ediliyor. 1997 yılında imzalanan ve sera etkisi yaratan gazların kısıtlanmasını öngören Kyoto Antlaşması'nı kabul etmeye "Ekonomimiz zarar görür" diye yanaşmayan ABD bile, bu hafta Avrupa Birliği ile masaya oturup "iklim değişikliği ile mücadele" konusunda anlaşma sağladı.

Haberin Devamı

Dünyanın dört bir yanından gazeteciler, "Küresel ısınma gerçek mi? Gerçekse sorumlusu insan mı?" sorumuzu Hürriyet okurları için yanıtladılar. İşte küresel ısınmada dünya medyası turu:

Daniella West (ABD): ABD küresel ısınma konusunda en fazla eleştirilen ülke olsa da, yaygın Amerikan medyasının üzerine düşeni yaptığını sanmıyorum. Sanki Ekvator kuzeye doğru kayıyor. Kıtanın kuzeyinde buzlar erirken, güneyi giderek daha fazla ısınıyor. En kötüsü de, özellikle de kıyılarda, kelebeklerin, arıların ve deniz canlılarının hızla yokolması. Tüm bunlara Bush Yönetimi’nin iki dönemdir takındığı vurdumduymaz tavır neden oldu.

Jon Parker (İngiltere): Küresel ısınma tartışılmaz bir gerçek, ama bunun insan kaynaklı olduğuna dair şüphelerim var. Bu tür ısınma ve soğuma dönemlerini Dünya jeolojik çağlar boyunca çok yaşamış. Örneğin Ortaçağ'da, İngiltere'nin İskoçya sınırında asma bahçeleri vardı. Yani birkaç yüzyıl önce bu bölge aslında Akdeniz iklimi yaşıyordu. Bu değişim, sanayileşmeden çok önce gerçekleşmişti, öyleyse Dünya yine böyle bir değişim yaşıyor olabilir.

Haberin Devamı

Giedre Ciuzaite (Litvanya): Litvanya medyasının üç-dört yıl öncesine göre küresel ısınmaya daha çok yer verdiği doğru. Yine de buna bir abartı diyemeyiz, hatta hala yeterince önem verilmediğini söyleyebilirim. Çalıştığım Ulusal Kamu Radyosu (NPR), küresel ısınmanın insan kaynaklı olmadığına dair çok yayın yaptı. Bense bunun insan kaynaklı olduğunu düşünüyorum ve “Biz Kadınlar” adlı radyo programımda, en azından hemcinslerimin artık önlem almaya başlaması gerektiğini vurguluyorum.

Mirva Pekkinen (Finlandiya): Şubat ayında, Kuzey Kutup dairesinin geçtiği, Finlandiya’nın kuzey toprakları Laponya’daydım. Rovaniemi şehrinde, aralık ayında hava +4 dereceydi. Orada konuştuğum bir turizm işletmecisi, “Normalde şu anda havanın -20 derecenin altında olması gerekirdi. Bu iklim değişikliği midir bilmiyorum, ama bir şeylerin ters gittiği kesin” demişti. Öte yandan şimdi çok daha güneydeki Varkaus şehrinde pencereden dışarı bakıyorum ve 28 Nisan’da kar yağıyor! Bir şeyler kesinlikle ters gidiyor.

Haberin Devamı

Karoly Szilagyi (Macaristan): Küresel ısınmanın Macaristan’da hiçbir etkisinin olmadığını söylemek güç. Her yıl 26 gün kar alırken, bu yıl sadece 2 gün kar yağdı, üstelik tüm yurdu etkilemedi. Geçen ay o kadar az yağmur yağdı ki, Tuna nehri kurumanın eşiğinde. Birçok insan hala sorunun farkında değil. Medyanın artan ilgisine rağmen temiz su israfı ve çevreyi kirleten klimalar kullanılmaya devam ediyor.

Sanda Irinela Mica (Romanya): Romanya basını, özellikle meteorolojiden bu yazın çok sıcak olacağına dair raporlar gelmesi üzerine konuya daha fazla yer ayırıyor. Eskiden tüm kış kar yağardı, artık en azından Noel’de yağması için dua eder olduk. Sel baskınları aşırı derecede arttı. Fakat bazı uzmanlar bunun, 1989’daki devrimin ardından yaşanan kaos sırasında insanların çok miktarda odun keserek ormanları yok etmesine bağlıyor.

Haberin Devamı

Krzysztof Mackiewicz (Polonya): Nisan ayının başında Polonya’nın bazı bölgelerinde 28 derecelik sıcaklıklar gördük. Bu birkaç yıl öncesine göre inanılmaz bir değişimi işaret ediyor. Geçen aralık ayı boyunca sıcaklık bahar gibiydi. Bu durumun insan kaynaklı olduğunu, biraz bilinçli olursak eskisi gibi “normal” bir iklime kavuşabileceğimizi düşünüyorum.

Julia Görs (Almanya): Bu konuda hazırladığım son haberin başlığı “En son ne zaman kızak yaptınız?” başlığını taşıyordu. İnsanlar bunu çocukluklarını hatırlatacak nostaljik bir haber sanıp okumaya başladılar, ama işin aslını sonra anladılar. Araştırmalarıma göre, Almanya’nın büyük şehirlerinde çocuklar, yaklaşık 5 yıldır kızak kayabilecek kadar kar görmediler. Küresel ısınma konusunda tek eksik, hükümetlerin ve özellikle de Avrupa Birliği yönetiminin bilinçsizliği; halkın veya medyanın değil.

Haberin Devamı

Ioli Campos (Portekiz): Ben çevre üzerine haberler yapıyorum, bu yüzden uzmanlarla sık sık görüşme imkanım oluyor. Küresel ısınmayı tartışmak yersiz, çünkü IPCC raporları bunu bilimsel olarak kanıtlıyor. Güney Avrupa ülkelerinde bunun en büyük kanıtı, kıyı şeritlerinin erimesi. Erozyon yüzünden Portekiz’de birçok plajı kaybettik. Su seviyeleri de hızla yükseldiği için, bizim için en büyük problem, turizm ülkesi özelliğimizi kaybetmek olacak. Giderek artan aşırı sıcakların sağlığa etkisi de cabası. Bunun engellenmesi mümkün, ama bilinçli bir halka ve siyasetçilere ihtiyaç var.

Kong An Ming (Çin): Asya’da temel sorun, son yıllarda artan küresel ısınmayla iç bölgelerin kuraklaşıp, okyanusa kıyısı olan bölgelerin ise aşırı yağış alması. Kıyılar, her yıl rekor sayıda tayfunla vuruluyor. Çin hükümetinin, diğer Asya ülkeleri gibi ekonomiyi zaafa uğratabileceği gerekçesiyle önlem almaktan kaçındığını söyleyebilirim. Zira örneğin fabrika bacalarına takılacak filtrelerin, girişimcilere büyük maliyetleri olabiliyor.

Haberin Devamı

Jorge Matias Parra (Arjantin): Belki de Avrupa’da, bizden çok fazla haber alamıyorsunuz. Fakat aslında güney yarımküredeki, özellikle de Güney Amerika’daki küresel ısınma, tüm dünyadan beter cereyan ediyor. Başkent Buenos Aires, bu yıl son 100 yılın en fazla yağışını aldı. Pampas bölgesinde beş yıl önce tarihin en büyük sellerini yaşamıştık. Ülkenin güneyinde, Antarktika’ya yakın bölgelerde buzullar hızla eriyor. Bence tüm bunların nedeni, başta ABD olmak üzere, çevreyi kirletmeyi sürdüren sanayileşmiş ülkeler.

Steve Gabbot(Avustralya): “Australian” Gazetesi olarak dünyadan haberler sayfasında her gün düzenli bir küresel ısınma bölümümüz var. Fakat o kadar fazla afet ve felaket haberi geliyor ki, bu köşeyi genişletmeyi düşünüyoruz. Bu durumun, insanoğlunun açgözlülüğünden kaynaklandığını düşünüyorum.

Dünyanın dört bir yanından gazetecilerin kişisel gözlemleri böyle. Peki İngiltere tahtının veliahtı Prens Charles'ın "küresel ısınmayla mücadelede İkinci Dünya Savaşı ruhuna ihtiyaç olduğunu" açıkladığı bugünlerde siz ne düşünüyorsunuz?

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!