Cumhurbaşkanlığı: AB için NATO'da uzlaşmacıyız

Güncelleme Tarihi:

Cumhurbaşkanlığı: AB için NATOda uzlaşmacıyız
Oluşturulma Tarihi: Aralık 15, 2000 00:00

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü ve Dışişleri Başdanışmanı Tacan İldem, ''Avrupa Güvenlik ve Savunma Kimliği konusunda, Avrupa Birliği'nin, Türkiye için doyurucu olabilecek bir sonuca, bir süreç sonunda varılacağını söyleyebiliyorsa, aynı durumun AB'nin, NATO olanakları ve yeteneklerine güvenceli erişimi açısından da geçerli'' olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü ve Dışişleri Başdanışmanı Tacanİldem, Çankaya Köşkü'nde düzenlediği haftalık bilgilendirme toplantısında, Cumhurbaşkanı Sezer'in dış politika konusundaki görüşleriyle ilgili olarak gazetecilerin sorularını yanıtladı.

ABD seçimleriyle ilgili bir soru üzerine, Tacan İldem, ülkeler arasındaki ilişkilerin karşılıklı yarara ve tek tek ülkelerin ulusal çıkarlarına bağlı olarak geliştiğini ifade ederek, bunun Türkiye-ABD ilişkileri açısından da geçerli bir ilke olduğunu vurguladı.

Haberin Devamı

Türkiye ile ABD arasındaki, ''stratejik ortaklık'' olarak adlandırılan işbirliğinin yıllar içinde ve değişik yönetimler zamanında olgunlaştığına işaret eden İldem, ''Parti veya şahısların, yönetimde değişikliği, Türk-Amerikan ilişkilerini geçmişte şu veya bu şekilde etkilememiştir; bundan sonra da etkilemesini beklemiyoruz'' diye konuştu.

NATO BAKANLAR TOPLANTISI VE AGSK

Avrupa Güvenlik ve Savunma Kimliği ile ilgili olarak ABD Başkanı Clinton'un mesajlarının baskı niteliğinde olup olmadığının sorulması üzerine ise İldem, bunun baskı biçiminde tanımlanmasının doğru olmadığını, müttefikler arasında daima görüş alış verişinde bulunulmasının doğal olduğunu bildirdi.

İldem, 1999 yılında yapılan Washington NATO Zirvesi'nde alınan kararları anımsatarak, ''Şimdi bulunduğumuz noktada önemli olan, NATO'nun ortak savunma planlama düzeneğine Avrupa Birliği'nin ne şekilde güvenceli erişime kavuşabileceğidir. Burada, Türkiye gibi AB'ye tam üye olmayan Avrupalı müttefiklerin durumu özellik taşımaktadır'' dedi.

Türkiye'nin 1952 yılından beri NATO'ya çok önemli katkılarda bulunduğunu kaydeden İldem, ''Bizim inancımız odur ki AB bu yeni tasarısını yaşama geçirirken, Türkiye'nin katkılarını alarak daha da güçlü bir konuma ulaşabilir'' diye konuştu.

Haberin Devamı

Türkiye açısından önemli olanın ''karar düzeneklerine katılım'' konusu olduğunu ifade eden İldem, konuyla ilgili görüşmelerin halen Brüksel'de NATO Dışişleri Bakanları toplantısında sürdüğünü anımsattı.İldem, şöyle devam etti:

''Türkiye'nin istediği Washington kararlarının ötesinde bir şey değildir. Biz, Washington kararlarının gereklerinin yerine getirilmesini istiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız da bu konunun, tüm müttefiklerin beklentilerinin doyurucu bir şekilde karşılanması suretiyle ortak bir çözüme kavuşturulmasından yanadır, bu çabaları desteklemektedir, NATO Bakanlar toplantısında da Türkiye'nin içinde yer alacağı ortak bir anlayışa varılması dileğidir.''

Haberin Devamı

İldem, bir soru üzerine, Cumhurbaşkanı Sezer'in geçmişte batılı liderlerle yaptığı görüşmelerde bu konuların ele alındığına işaret etti.

VETO DEĞİL OYDAŞMA

Bir başka soruyu yanıtlarken ise İldem, NATO'nun işleyişinde ''oydaşma''nın (konsensüs) esas olduğunu vurguladı. İldem, şöyle konuştu:

''NATO'nun işleyişinde oydaşma esastır. Dolayısıyla oydaşmaya ulaşılamazsa ele alınan konuda kesin bir yazım kamuoyu ile paylaşılamaz. Bugün yayımlanması beklenen ortak bildiride de ortak biranlayışa varılabilmesi yönünde çabalar halen sürdürülmektedir. Burada önemli olan Türkiye'nin ulusal çıkarlarını, güvenlik gereksinimlerini dikkate alacak, Türkiye'nin anlamlı, somut katkılarına olanak verecek ve NATO'nun Washington Zirvesi'nde ve daha sonrasında almış olduğu kararları yerine getirecek bir anlayışa varılabilmesidir.

Haberin Devamı

Türkiye, bir günde bu görüşlerini ortaya atmamıştır. Öteden beri bunları savunmakta ve müttefikleriyle paylaşmaktadır. Dolayısıyla Türkiyein bu konuda izlediği siyasa gayet tutarlıdır. Hiçbir müttefikimizin de bu tutarlılığı sorgulayabilecek durumda olduğunu zannetmiyorum. Yine dileğimiz bu konuda bir çözüme ulaşılabilmesidir.

Kaldı ki katılım konusunda Avrupa Birliği bizim için doyurucu olabilecek bir sonuca, bir süreç sonunda varılacağını söyleyebiliyorsa, aynı durumun Avrupa Birliği'nin, NATO olanakları ve yeteneklerine güvenceli erişimi açısından da geçerli olduğunu düşünmekyanlış olmaz.

Yani, katılım konusunda, Türkiye gibi AB'ye üye olmayan NATO'nun Avrupalı müttefiklerinin beklentilerini doyurucu biçimde karşılayacak bir düzenlemeye gidilmediği takdirde, AB'nin NATO olanak ve yeteneklerine otomatik güvenceli erişimi de mümkün olamaz.''

Haberin Devamı

TÜRKİYE ENGELLEYİCİ DEĞİL

Gazetecilerin, bunun Türkiye'nin ''vetosu'' anlamına mı geldiğininsorulması üzerine ise İldem, ''Siz 'veto' sözünü kullanmak istiyorsanız, o sizin tercihiniz. Ama ben NATO'da oydaşmanın esas olduğunu söylüyorum. Dileğimiz de bugün, Dışişleri Bakanlığının böyle bir oydaşmaya varabilmeleridir. Türkiye yapıcı bir tutum sergilemektedir, engelleyici değildir'' diye konuştu. İldem, şunları söyledi:

''Washington Zirvesi'nde, NATO, kendi olanak ve yeteneklerinin AB tarafından belirli koşullarda hareketlar sırasında kullanılabileceğinibelirtmişti ilke olarak. Fakat bunu sağlamanın koşullarını da ortaya koymuştu. Bu koşullardan en önemlisi -ki, bu bizi doğrudan ilgilendirmektedir- Türkiye gibi AB'ye üye olmayan Avrupalı NATO müttefiklerinin -bunlar 6 ülkedir- karar düzeneklerinde eşit ve tam katılımının sağlanmasıdır.

Bu koşul yerine gelmeden ötekinin olamayacağı zaten Washington kararıdır. Bunu Türkiye söylemiyor, Washington zirve sonuçlarıdır bu. Bu ikisi örtüştüğünde zaten sorun kalmayacaktır.''

AB ÜYELİĞİNE KADAR OLAN SÜRE

İldem, ''Türkiye'nin AB'ye üyelik süreci ilerledikçe, buradaki süreç de ona paralel mi ilerleyecektir?'' şeklindeki bir soru üzerine ise ''Hayır, o olmaz... Niye olmaz? Onu biz öteden beri söylüyoruz. ABüyeliğimiz belli bir süre gerektirmektedir. Yani bugünden yarına olmayacak bir şey... Bu süre içinde Türkiye'nin güvenlik gereksinimleri, ulusal çıkarları nasıl karşılanacak? Bu sorunun cevabının verilmesi lazım'' diye konuştu.

Burada önemli olan ''katılım'' konusuna çözüm getirilmesi olduğunubildiren İldem, Türkiye'yi tatmin etmeyecek bir düzenleme ortaya çıktığında bunun, ''Avrupa'da güvenliğin bölündüğü'' anlamına da geleceğine işaret etti.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!