Bosna sendromu

Güncelleme Tarihi:

Bosna sendromu
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 22, 2006 00:00

Lübnan’a gönderilecek BM barış gücüne yapacağı katkı için karar aşamasında olan Avrupa, Bosna’nın kötü hatıralarıyla boğuşuyor. Fransa komutasında, barış gücünün belkemiğini oluşturması beklenirken, asker göndermekte ayak sürümeye başlayan Avrupa Birliği, yeni bir Bosna vakasıyla karşılaşmaktan korkuyor ve bu nedenle BM’nin görev tanımını iyice netleştirmesini bekliyor.

1992-1993’te Bosna’daki barış gücü UNPROFOR’a da Fransa komuta etmiş ve Sırpların Müslümanlara yönelik katliamları engellenememişti. Şimdi ise Balkanlar’dan daha karmaşık Ortadoğu düğümüne dahil olmak söz konusu.

Fransız Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Agnes Romatet-Espagne, "Bosna ile ilgili çok kötü hatıralarımız var. Bu nedenle bazı soruların yanıtlarını daha önceden almak istiyoruz" dedi. Bir başka Fransız yetkili de "İtalya, İspanya ve Finlandiya da bizim endişelerimizi paylaşıyor" dedi. İspanya Dışişleri Bakanlığı da hareket kurallarının belirlenmesinden sonra karar vereceklerini söyledi.

AB, konuyu yarın ele alacak. Almanya Başbakanı Angela Merkel ile Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac da cuma günü bir araya gelecek.

Barış gücüne katkıda bulunması söz konusu ülkelerin endişesi, Hizbullah’ın silahsızlandırılmasını da öngören BM’nin 1701 sayılı kararı uyarınca, böyle bir görevle karşı karşıya kalmak. Bu nedenle Avustralya kesinlikle asker göndermeyeceğini açıkladı. Lübnan’daki BM gücü UNIFIL’in komutanı Fransa, sadece 200 asker göndereceğini açıklayıp düş kırıklığı yarattıktan sonra geçen cumartesi 50 askerini Lübnan’a çıkardı. Oysa BM kararı, Lübnan’ın güneyine 15 bin kişilik Lübnan gücünün yanı sıra 15 bin kişilik uluslararası güç yerleştirilmesini öngörüyor.

DENİZİN RAHATLIĞI

Almanya ise Yahudi soykırımı gibi hassas bir geçmişi olduğu için Lübnan’a çıkmak istemiyor. Ateşkes çok hassas ve kırılgan olduğundan bir Alman askerinin İsrail askeriyle namlu namluya gelmesi ihtimali nedeniyle sadece donanma birimi göndermeyi öneriyor.

Bu arada İsrail’in ateşkesin ardından gerçekleştirdiği komando baskını ve dün Güney Lübnan’da 3 Hizbullah militanının öldürülmesi de ateşkesin kırılganlığı konusunda bir gösterge oldu.

Barış gücünün önündeki diğer bir engel de İsrail’in tercihleri. Malezya, Endonezya ve Bangladeş hemen asker göndermeye hazır. Ancak İsrail Başbakanı Ehud Olmert, "Bizi tanımayan ülkeler, asker gönderemez" diyor.

ABD Başkanı George Bush, Lübnan-İsrail sınırındaki ateşkesin sürdürülmesi için uluslararası gücün Lübnan’ın güneyine derhal konuşlandırılması gerektiğini söyledi. Bush, Fransa’nın, Lübnan’a daha fazla barış gücü askeri göndermesini umduğunu söyledi.

İş başa düşünce Avrupa kaçıyor

AB’nin Lübnan’a asker konusunda ayak sürümesi medya ve düşünce kuruluşlarının eleştirilerine yol açtı. İtalyan la Repubblica gazetesi, "Ne zaman hareket vakti gelse, Avrupa hemen sıvışmayı tercih ediyor" diye yazarken, İsveç Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’den Joel Andersson, "Avrupa’nın güvenlik ve savunma konularındaki zaafı bir kez daha ortaya çıktı. İşler kızışmaya başladığı zaman her ülke kendi çıkarı doğrultusunda hareket etmeye başlıyor ve Avrupa’nın birliği hemen çözülüveriyor" diye konuştu.

Muhalefet: Kamikaze görevi

Lübnan gücünün muhtemel komutanı olarak ortaya çıkan İtalya, "Müttefikler katılırsa, biz göreve hazırız" dedi. Muhalefetteki Sağcı Ulusal İttifak’tan Francesco Storace, "Chirac birkaç generalini gönderecek, biz ise İtalyan bayrağı altında kamikazeleri" dedi. İsrail Başbakanı Ehud Olmert önceki gün İtalya Başbakanı Romano Prodi’den, İtalya’nın barış gücüne komuta etmesini istemişti. Prodi de, İtalya’nın Lübnan’dan yalnız kalmamasını garanti etmek için Türkiye, Fransa ve Almanya’dan güvence istedi. İtalya, Lübnan’a 3 bin asker gönderilmesini onaylayarak en geniş katılımı vaat eden ülke oldu. Ancak hareket kurallarının netlik kazanmasını bekliyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!