Avrupa Parlamentosu'ndan tam üyelik desteÄŸi

Güncelleme Tarihi:

Avrupa Parlamentosundan tam üyelik desteği
OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 01, 2004 00:00

Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurulu'nda bugün yapılan oylamada, Türkiye'ye tam üyelik yerine ayrıcalıklı ortaklık önerilmesine karşı çıkıldı. Hıristiyan Demokrat parlamenter Arie Oostlander tarafından hazırlanan Türkiye raporu ve buna baÄŸlı tavsiye karar tasarısı, 84 oya karşı 211 oyla kabul edildi. Parlamentodaki oylamada, Hıristiyan demokratların, Türkiye'nin tamüyeliÄŸine alternatif olarak ''ekonomi ve savunma alanlarında daha yakın iÅŸbirliÄŸi öngören ayrıcalıklı ortaklık önerilmesi'' yolunda sunduÄŸu deÄŸiÅŸiklik önergesi reddedildi.  Oylamada, Türkiye ile müzakerelerin baÅŸlaması konusunda AP'nin de görüşünün alınmasını öngören bir deÄŸiÅŸiklik önergesi de kabul edilmedi.  Parlamentodaki müzakerelerde, parlamenterlerin büyük bir kısmı Türkiye'de hükümetin insan hakları ve demokrasi alanında yaptığı reformlardan övgüyle bahsederken, bu reformların uygulanmasına da gereken önemin verilmesi çaÄŸrısında bulunuldu.  SIRA UYGULAMADA MESAJIYaptırım gücü bulunmayan tavsiye kararında, Türkiye'de, ''güçlü bir muhalefete raÄŸmen'' AB'ye uyum reformları konusunda cesur adımlar atıldığı, ancak birçok alanda yeni reformlar ve bunların gerçek anlamda uygulanması gerektiÄŸi anlatılıyor.  ''Türk hükümetinin kararlılığına raÄŸmen Türkiye henüz Kopenhag siyasi kriterlerini yerine getirmiyor. Siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel hakları garanti altına alacak net çerçeve oluÅŸturulamadı'' denilen tavsiye kararında, ''1982 döneminin ooriter rejiminin mühürünü taşıyan bir anayasanın korunması'' eleÅŸtirilerek, yeni bir anayasa gereÄŸinden söz ediliyor.  AK Parti hükümetinin, Irak savaşı ve terörizm tehdidi gibi unsurlara raÄŸmen, reform adımlarını hızlandırdığının belirtildiÄŸi, Türk parlamentosunun reformlara iliÅŸkin iradesinin kutlandığı tavsiye kararında, Türkiye'nin AB'ye olası katılımı konusunda son görüşün AB vatandaÅŸlarından geleceÄŸi, onların ikna edilmesi gerektiÄŸi belirtiliyor.  Kararda, Kıbrıs sorununun çözümünün Türkiye-AB iliÅŸkileri açısından öneminin altı çiziliyor.  Türkiye'de reform sürecinin uzun vadeli çabalar gerektireceÄŸi belirtilen tavsiye kararında, ''AB'nin siyasi deÄŸerlerini benimsemek isteyip istemediÄŸi, bunu yapıp yapamayacağı konusunda kararı Türkiye verecek'' denilirken, ''daha atılacak adımlar olduÄŸu'' üzerinde duruluyor.  SÄ°YASÄ° KRÄ°TERLERTavsiye kararının, ''devlet organizasyonu'' ara baÅŸlıklı bölümünde, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin siyasi ve sosyal gücünün kısıtlanmasının zor, ancak kaçınılmaz bir süreç olduÄŸu görüşü savunulurken, ''Türkiye'nin Kıbrıs sorunundaki tavrının da ordunun siyasi gücünü yansıttığı'', ''Avrupa Parlamentosu'nun, AK Parti hükümetine güvendiÄŸi, bu hükümetin demokratik deÄŸerleri garanti altına alacağına inandığı'' anlatılıyor.  Ankara hükümetinin, savunma harcamalarını parlamenter kontrol altına taşımasından duyulan memnuniyetin ifade edildiÄŸi kararda, ''Bununla birlikte, Avrupa Parlamentosu, ordunun resmi veya gayri resmi etkin aÄŸlarından endiÅŸe duyuyor'' deniliyor. Bunlara örnek olarak, ''düşünce grupları, OYAK gibi kurumlar ve fonlar'' gösteriliyor ve bu durumun, demokrasi, hukuk devleti, pazar organizasyonu gibi AB deÄŸerlerine tezat oluÅŸturduÄŸu öne sürülüyor.  YÖK ve RTÃœK gibi kurumların demokratikleÅŸtirilmesi, bunlara askerlerin katılımına son verilmesi istenilen kararda, bürokrasideki zihniyetin deÄŸiÅŸtirilmesi öneriliyor.  Tavsiye kararında, sivil toplum örgütlerine ve sendikalara daha geniÅŸ hareket alanı verilmesinin, kısıtlamaların kaldırılmasının önemiüzerinde de duruluyor.  DGM'lerin kaldırılması, yolsuzluklarla mücadeleye daha fazla ağırlık verilmesi, daha yetenekli ve özgür bir yargı gücü oluÅŸturulması, devam eden iÅŸkence olaylarına son verilmesi gibi taleplerin de yer bulduÄŸu kararda, Leyla Zana ve arkadaÅŸlarının konu olduÄŸu adli süreç eleÅŸtiriliyor ve bu kiÅŸilerin affedilmesi önerisi gündeme getiriliyor.  AP'nin, Türkçe dışında yayınlar konusundaki geliÅŸmeleri ''dikkatleizlediÄŸi'' anlatılan kararda, azınlık haklarındaki sorunlara da deÄŸinildikten sonra, ''Türkiye'nin laik devlet anlayışının AB'ninki ile uyuÅŸmadığı'' üzerinde durularak, dini azınlıklara yapılan tüm ayrımcılığa ve çıkarılan zorluklara derhal son verilmesi çaÄŸrısı tekrarlanıyor.  Kararda, AB'nin Türkiye'ye terörizmle mücadele konusunda yeterli destek vermediÄŸi ifade edilirken, terör örgütü Ä°BDA-C'nin AB teröristler listesine alınmaması kınanıyor.  Oysa bu terör örgütünün, geçen aralık ayında AB listesine alındığıbiliniyor. Terör örgütü Ä°BDA-C'nin ismi, son olarak 24 Aralık 2003 tarihinde AB Resmi Gazetesi'nde yayımlanan listede yer buluyor.  Tavsiye kararına bir deÄŸiÅŸiklik önergesiyle eklenen bir maddede, NATO üyesi Türkiye'nin Avrupa, OrtadoÄŸu ve Orta Asya kavÅŸağında bulunduÄŸu, bölgede AB politikasına etki ve güç kazandıracağı, AB savunmasını önemli ölçüde güçlendireceÄŸi ifade ediliyor.  Kararın son bölümünde, Türkiye'nin bölgesinde yapıcı rol oynamayı sürdürmesi, Ermenistan ile sınırları açması ve tarihi uzlaÅŸmayı engellememesi çaÄŸrısı, Türk-Yunan iliÅŸkilerindeki olumlu geliÅŸmelerdenduyulan memnuniyet belirtiliyor.  Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!