Atina Türk kimliğini tanıma hazırlığında

Güncelleme Tarihi:

Atina Türk kimliğini tanıma hazırlığında
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 01, 1999 00:00

Haberin Devamı

Dışişleri Bakanı Papandreu'nun Atina'yı karıştıran Türk azınlıklarla ilgili açıklamanın ardında, Yunanistan'ın iki yıl önce imzaladığı Azınlık Hakları Sözleşmesi'nin parlamentoda onaylanması için zemin hazırlama çabalarının bulunduğu ortaya çıktı.

Azınlık Hakları Sözleşmesi eylül ayında parlamentoya sunulacak. Sözleşme onaylandığı takdirde Atina, Lozan Arlaşmasını değiştirmeden Türk kimliğini tanımış olacak. Geçmişte ‘‘Türk’’ olduğunu açıklayanlar hakkında açılan davalar da düşecek.

YUNANİSTAN Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu'nun, Atina'yı karıştıran Türk azınlıklarla ilgili cesur açıklamalarının ardındaki neden su yüzüne çıktı. Özellikle, milliyetçilerin sert eleştirilerine hedef olan Papandreu'nun bu çıkışı, ‘‘hükümetin parlamentoya sunacağı azınlık hakları sözleşmesinin onaylanması yolunda, kamuoyu oluşturmak ve zemin hazırlamak’’ için yaptığı söyleniyor...

Yunan Dışişleri Bakanlığı'ndan üst düzey bir yetkili, Hürriyet'e yaptığı açıklamada, Yunan hükümeti'nin iki yıl önce azınlıklara yeni haklar tanıyan Avrupa Konseyi Azınlıklar Sözleşmesini imzaladığını, onaylanması için eylül ayında Yunan parlamentosuna sunacağını hatırlattı. Böylece, sözleşmenin onaylanmasıyla birlikte, geçmişte ‘‘Türk’’ olduğunu açıklayanlar hakkında açılan davalar da düşmüş olacak.

Yunanistan, Avrupa Konseyi'nin Azınlıkları Koruma Sözleşmesi'ni 1997 yılında onayladı, ancak iki yıldır parlamentoya sunmuyor.. Bu sözleşmeye göre, azınlık mensupları, etnik kimliğini koruma hakkına sahip oluyor. Böylece, Yunanistan, Batı Trakya'daki azınlığı sadece ‘‘Müslüman’’ olarak tanımlayan Lozan Anlaşması'nı değiştirmeden, ‘‘Türk’’ kimliğini tanımış olacak.

Parlamento bu sözleşmeyi onaylarsa, geçmişte, ‘‘Türk’’ olduğunu açıklayanlar hakkında açılan davalar da düşecek. Birkaç yıl önce, ‘‘Türk’’ olduğunu açıklayan eski milletvekili Sadık Ahmet hakkında, ‘‘ülkede asayişi bozduğu ve Yunanistan'ın dış ilişkilerinde gerginlik yarattığı’’ gerekçesiyle dava açılmış, Ahmet de sorunu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne götürmüştü.

Dışişleri Bakanı Papandreu'nun açıklamalarına karşı, Yunanistan'da hem sağ, hem de solda aşırı milliyetçi grupların koparttığı fırtına devam ediyor..

Parti politikasının belirlenmesinde önemli rol oynayan 80 kişilik Pasok Merkez Komitesi'nden 18 üye, bir bildiri yayınlayarak Papandreu'nun açıklamalarının, milli konular açısından son derece tehlikeli olduğunu ve kabul edilemeyeceğini savundular. Komite üyeleri, Başbakan Kostas Simitis'ten tartışmaya müdahale etmesini istediler.

İŞBİRLİKÇİ SUÇLAMASI

Dışişleri bakanı eski yardımcısı Yannis Kapsis de, Papandreu'nun Türkiye ya da ABD ile gizli bir anlaşma yaptığı kuşkusunu yarattığını iddia etti. Kapsis, Papandreu'nun açıklamalarını Yunanistan açısından ‘‘kasırga’’ olarak nitelendirdi. Pasok'un gençlik kolu da bir bildiri yayınlayarak, Papandreu'nun açıklamalarını eleştirdi. Yunan parlamentosu Başkan yardımcısı Panayotis Zuhuridis ise Papandreu'nun, Batı Trakya'daki Türk kökenli azınlıkla ilgili sözlerinin ancak Türkiye'nin de bazı koşulları yerine getirmesi halinde uygulanabileceğini savundu.

Pasok milletvekili Anastasis Peponis de Papandreu'yu eleştirenler arasındaydı. Peponis, insan haklarıyla, etnik azınlığın birbirine karıştırılmaması gerektiğini savundu. YDP eski genel başkanı Miltiadis Evert, Yunan parlamentosunda verdiği soru önergesinde, hükümetten Batı Trakya politikasıyla ilgili parlamentoya açıklama yapmasını istedi.

Sol ittifak partisininn eski lideri ve halen parlamento üyesi olan Maria Damanaki ise Papandreu'ya güçlü bir destek verdi. Damanaki, Yunanistan'ın artık azınlık politikası uygulaması gerektiğini bildirdi.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!