ABD kendini ve Türkiye'yi eleştirdi

Güncelleme Tarihi:

ABD kendini ve Türkiyeyi eleştirdi
Oluşturulma Tarihi: Mart 07, 2007 11:23

ABD Dışişleri Bakanlığı'nın 2006 yılı insan hakları raporu açıklandı. Raporun Türkiye bölümünde, yeni ceza yasası sayesinde işkencenin azaldığı, ancak yasaların uygulanmasında bazı zorlukların yaşandığı vurgulandı. ABD Dışişleri Bakanlığı, kendilerinin de insan hakları alanında iyileştirmeye ihtiyaç duyduklarını kabul etti.

Haberin Devamı

Rapora göre, Türkiye'de ifade özgürlüğüne ilişkin kısıtlamaların azaltılması, güvenlik güçlerinin tutumu, kadınlara karşı işlenen namus cinayetleri, geçen yıl hükümetin karşısındaki zorluklar oldu.

 

Ceza yasasının yenilenmesinin, işkencenin azalmasına ve savunma pozisyonundaki kişilerin durumunun iyileşmesine yardım ettiği belirtilen raporda, yeni kanunların tam olarak uygulanmasında bazı zorluklar yaşandığı savunuldu.

 

ABD raporunda, meydana gelen olayların sayısıyla, bu olaylarda ölüme sebep olduğu için tutuklanan ve yargılanan güvenlik güçlerinin sayısı arasında fark olduğu ve çok az sayıda güvenlik güçleri görevlilerinin hüküm giydiği bildirildi.

Haberin Devamı

 

“HAPİSANELER ÇOK KALABALIK”

 

Güvenlik güçlerinin zaman zaman işkence, dayak ve diğer taciz yöntemlerine başvurduğu ifade edilen raporda, hapishane koşullarının zayıf olmayı sürdürdüğü, hapishanelerin çok kalabalık olduğu ve çalışanların yeterli eğitimden geçirilmediği kaydedildi.

 

Tutuklulara, kanunların öngördüğü şekilde zamanlı olarak avukata ulaşma imkanının her zaman sağlanmadığı, yargının bağımsızlığına müdahale edildiği, yargıçlar ve savcılar arasındaki ''aşırı yakın'' ilişkilerin davaların adiliyetine gölge düşürdüğü iddia edildi.

 

“DAVALAR UZUN SÜRÜYOR”

 

Aşırı uzun süren davaların problem yarattığı savunulan raporda, hükümetin, Türk devleti ve Türk kimliğine hakareti yasaklayan ceza yasasının maddeleriyle, anayasada yer alan bazı hükümleri kullanarak, ifade özgürlüğünü kısıtladığı öne sürüldü.

 

Raporda, Müslüman olmayan dindar grupların ibadet etmeleri, mal sahibi olmaları ve dini liderlerini yetiştirmelerine yönelik kısıtlamaların sürdüğü kaydedildi.

Haberin Devamı

 

ABD raporunda ayrıca, kadınlara yönelik şiddet, namus cinayetleri ve tecavüzlerin, çocuk yaşta evlendirmelerin yaygın problemler olmaya devam ettiği, poliste ''her kademede'' rüşvetin, kadın ve çocukların cinsel sömürü amaçlı insan kaçakçılığı kurbanı olmasına katkıda bulunduğu iddiası yer aldı.

 

Geçen yıl içinde siyasi motifli kayıplara ilişkin bir durumun ortaya çıkmadığı, işkencenin ise azalmakla birlikte problem olmayı sürdürdüğü savunuldu.

 

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNE KISITLAMA

 

Raporda kanunlara göre ifade ve basın özgürlüğünün olmasına karşın hükümetin zaman zaman bu özgürlükleri kısıtladığı ve gazetecileri, ''otosansüre'' yönelttiği

savunuldu.

 

Haberin Devamı

Bireylerin, karşı karşıya kalabileceği sonuçlar nedeniyle devleti ve hükümeti kamuoyu önünde eleştirmekten çekindiği ileri sürüldü.

 

AB, ORDUNUN ROLÜ, İSLAM

 

Raporda, AB üyeliği, ordunun rolü, İslam, siyasi İslam, ''Kürt orijinli Türklerin'' konumuna ilişkin tartışmalar ve Birinci Dünya Savaşı'nın sonunda yaşanan ''Türk Ermeni tarihi çatışmasının'', Türkiye'de başlıca tartışma konuları olduğu belirtilirken, ''bu konularda yazı yazan ve konuşan kişiler, özellikle de Ermeni meselesi hakkında, dava edilme riskiyle karşı karşıya'' ifadesi kullanıldı.

 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Bahçeşehir Üniversitesi'nde, Ermenilerin durumuna ilişkin konferansa verdiği desteği eleştiren bir pankart taşıyan Aynur Saydam'ı mahkemeye vermesi de raporda yer aldı.

Haberin Devamı

 

“KURTLAR VADİSİ" DE RAPORA GİRDİ

 

Savcıların yazar ve gazetecileri, açtıkları davalarla taciz ettiği ancak yargıçların, bu davaların Raporda Hıristiyanları hedef alan saldırıların sürdüğü, ayrıca sayısı 23 bin olarak verilen Türkiye'deki Musevi toplumunun da, ''anti-Semitik'' (Musevi karşıtı) yayınların artışından endişeli olduğu savunuldu.

 

''Kurtlar Vadisi'' filmi de raporda, ''anti-Semitik söylemi'' olduğu gerekçesiyle yer aldı.

 

"KADINA ŞİDDET SÜRÜYOR"

 

Raporda, özellikle karılarını döven eşlerin büyük bir problem teşkil etmeyi sürdürdüğü, 2001 ile 2005 yılı arasında 150 bin kadının aile içi şiddete maruz kaldığı kaydedildi.

 

Raporda, 550 sandalyeli TBMM'de 24 kadın milletvekilinin yer aldığı ve 23 üyeli kabinede sadece bir kadın bakanın bulunduğu belirtildi.

Haberin Devamı

 

Namus cinayetlerine karşı hükümetin geniş bir kampanya uyguladığı belirtilirken, 2001 ile 2006 yılları arasında bin 806 namus cinayetinin gerçekleştiği belirtildi.

 

Aynı dönemde 5 bin 375 kadının intihara teşebbüs ettiği de kaydedildi.

ERDOĞAN’IN AÇTIĞI DAVALAR

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, kendisine hakaret edildiği gerekçesiyle 59 dava açtığı kaydedilen raporda, geçen yılın sonunda bunlardan 28’inin hala karara bağlanmadığı vurgulandı. Raporda, karara bağlanan 31 dosyadan 21’inde Erdoğan’ın haklı, 10’unda haksız bulunduğu ifade edildi.

Raporda, Siyasi, Ekonomik, Sosyal Araştırmalar ve Strateji Geliştirme Merkezi (SESAR) Başkanı İsmail Yıldız’ın internette yayınladığı iki makalesinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’a hakaret ettiği gerekçesiyle 3 Mayıs’ta 8 bin 860 YTL tazminat ödemeye mahkum edildiği kaydedildi.

Erdoğan’ın, Leman dergisi çizeri Mehmet Çağçağ’dan da 7 Temmuz’da yayınlanan bir karikatür nedeniyle şikayetçi olduğu bildirilen raporda, 2005 yılı Mayıs ayında karikatürist Musa Kart’ın Erdoğan’ın kedi gibi çizdiği gerekçesiyle 5 bin 132 YTL cezaya çarptırıldığı ifade edildi. Raporda ayrıca Penguen dergisinin de Erdoğan tarafından dava edildiği ancak mahkemenin dergi lehine karar verdiği hatırlatıldı.

 ABD, KENDİ EKSİKLİKLERİNİ İLK KEZ KABUL ETTİ

 

ABD Dışişleri Bakanlığı, kendilerinin de bu alanda iyileştirmeye ihtiyaç duyduklarını kabul etti. Raporda daha önce görülmemiş bir biçimde, ABD'nin kendi insan hakları ihlalleriyle ilgili olarak başkalarının "iyi niyetli" kaygılarını dikkate almaya devam edeceği belirtildi. "Bu raporu yazarken kendi insan hakları karnemiz ve bize karşı terörist saldırılara karşı yanıt olarak giriştiğimiz hareketlerin sorgulandığını da kabul ediyoruz" denilen raporda, kendi insan hakları karnelerini "sürekli biçimde iyileştirmeye kararlı oldukları" belirtildi.

 

DIŞİŞLERİ BAKANI RICE: BİZ DE MÜKEMMEL DEĞİLİZ

   

ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, ABD'nin de insan hakları alanında "mükemmel olmadığını" söyledi. Rice, bakanlığının yıllık insan hakları raporunu sunarken yaptığı konuşmada, "bu raporları kendimizi mükemmel gördüğümüz için değil, aksine bizim de büyük oranda eksiklerimiz olduğunu bildiğimiz için yayınlıyoruz" dedi.

   

190'dan fazla ülkede insan haklarının 2006'daki durumunun incelendiği raporu açıklayan Rice, "demokratik sistemimiz hesap sorulabilir bir sistemdir, ama yanılmaz değildir" diye konuştu.

 

"RUSYA'DA İNSAN HAKLARI İHLALLERİ ARTIYOR"

   

Raporda Rusya'da insan hakları ihlallerinin arttığı kaydedildi. Aralarında merkez bankası başkan yardımcısı ve bir araştırmacı gazetecinin bulunduğu birçok siyasi cinayetin öne çıkarıldığı, ancak hükümetin bu olaylarda suçlanmadığı raporda, geçen yıl içinde insan hakları konusunda en dikkate değer ihlalin reform yanlısı Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Andrey Kozlov ve Çeçenistan'daki insan hakları ihlallerini araştırmasıyla tanınan gazeteci Anna Politkovskaya'nın ölümleri olduğu belirtildi.

 

KAFKASLAR

 

Raporda ayrıca, hükümetin medyaya, Politkovskaya'nın öldürülmesi ve kimliği belirsiz kişilerce diğer gazetecilerin tehdit edilmesi yoluyla gözdağı vermeye çalıştığı da savunuldu.

 

Kafkaslar'daki insan hakları ihlalleri konusunda haber yapılmasının tehlikeli bir uğraş olarak kalmaya devam ettiği belirtilen raporda, Rusya ayrıca, Çeçenistan'da serbestçe hareket etmekle suçlandı ve sivil ölümler dahil buradaki ihlallerle bağlantısı olduğu kaydedildi.

   

IRAK

   

Irak'ta mezhep temelli şiddet ve terörizmin insan hakları alanında herhangi bir ilerlemeyi engellediği belirtilen raporda, "Bir yandan Sünni Irak El Kaidesi gibi Sünni Arap gruplar, Baas kalıntısı gruplar ve isyancılar gerilla savaşı verip Şii topluluklarını hedef alırken, diğer yandan Irak Güvenlik Kuvvetleri ile bir takım bağlantıları olan Şii milisleri büyük ölçekli ölüm timi faaliyetleri ve kaçırma eylemleri ile Sünnileri hedef alıyor" denildi.

   

Raporda ayrıca Şii milisler ve "hükümete bağlı bazı bakanlıkların güvenlik kuvvetlerinin işkence yaptıkları ve diğer insan haklarını ihlal ettikleri" belirtildi.

   

AFGANİSTAN

   

ABD önderliğindeki çok uluslu koalisyon güçlerinin Taliban rejimini devirip iktidara getirdiği Afganistan yönetimi de raporda sert biçimde eleştirildi.

   

Afganistan'ın insan hakları karnesinin "zayıf olmaya devam ettiği" belirtilen raporda, "keyfi gözaltı ve tutuklama, yargısız infaz, işkence ve cezaevi koşullarının kötülüğüyle ilgili haberlerin hala devam ettiği" ifade edildi.

   

PAKİSTAN

   

Pakistan'da da insan hakları alanında ilerleme olmadığını belirten rapor, seyahat, ifade, gösteri ve din özgürlüğü alanındaki kısıtlamaların devam etmesinin yanı sıra siyasi muhaliflerin kaybolduğu, güvenlik güçlerinin yargısız infazlarının sürdüğü kaydedildi. Rapor, Pakistan'da "keyfi gözaltı ve işkencenin yaygın olmaya devam ettiğini" de bildirdi.

 

KUZEY KORE

   

Kuzey Kore'de halen siyasi muhalifler de dahil 150-200 bin kişinin tutuklama kamplarında tutulduğu, birçok mahpusun işkence, açlık ve hastalıktan öldüğü, rejimin vatandaşların yaşamının hemen her alanını kontrol altında tuttuğu, konuşma, basın, toplantı ve örgütlenme özgürlüğü tanımadığı, seyahat ve çalışma hakkını kısıtladığı belirtildi.

   

MYANMAR

 

Burma'daki askere yönetimin, iktidarını korumak için yoğun olarak işkence, tecavüz, idam, keyfi tutuklama ve bazen de özellikle etnik azınlıklardan olmak üzere bütün bir köyün başka yere göç ettirilmesi uygulamalarına devam ettiği belirtildi.

   

İRAN

   

İran hükümetinin ifade ve toplantı özgürlüklerini ağır biçimde ihlal ettiği, muhaliflere, gazetecilere ve reformculara karşı baskılarını artırdığı belirtilen raporda, baskıların keyfi tutuklama ve gözaltı, işkence, kaybetme, aşırı güç kullanımı ve yaygın biçimde adil olmayan yargılamaları içerdiği kaydedildi.

   

ZİMBABVE

   

Zimbabve'de ise Robert Mugabe yönetiminin bütün insan haklarını ihlal etmeye devam ettiği, resmi yetkililerin karıştığı yolsuzluklar ve hesap sorulmamasınınsa yaygın olduğu belirtildi.

   

KÜBA

   

Küba'da hükümetin bütün insan haklarını ihlal etmeye devam ettiği, insanların liderleri eleştirme ve hükümeti barışçı biçimde değiştirme hakkının engellendiği kaydedildi.

   

ÇİN

   

Çin hükümetinin insan hakları karnesinin geçen yıl bazı alanlarda kötüleştiği, insanların izlenmesi, taciz edilmesi, gözaltına alınması, siyasi ve dini eylemcilerin, gazetecilerin, yazarların ve yasaların tanıdığı savunma hakkını kullanmak isteyen avukatların tutuklanması uygulamalarının arttığı belirtildi.

   

MISIR

   

Mısır'da, hapishane koşullarının kötü olduğu mahkum ve tutuklulara işkence de dahil birçok alanda insan haklarının durumunun kötüleştiği belirtildi. Mısır'da yargının bağımsız olmadığı, adil açık yargılamanın bulunmadığı, yargılamanın usule uygun yapılmadığı, siyasi hakların kısıtlandığı da belirtildi.

   

İSRAİL

   

Raporda, İsrail hükümetinin genel olarak insan haklarına saygı gösterdiği, ancak güvenlik kuvvetlerinin bazı üyelerinin Filistinli tutuklulara karşı ciddi insan hakları ihlalleri işlediği kaydedildi. Raporda, İsrailli Araplara karşı "kurumsal, yasal ve toplumsal ayrımcılığın da olduğunu" belirtti.

 

DARFUR SORUNU

   

Raporda, Sudan'ın sorunlu Darfur bölgesinde devam eden soykırım, "dünyanın en kötü insan hakları ihlali" olarak gösterildi. Raporda, Sudan hükümetinin ve desteğindeki milislerin Darfur'daki soykırımın sorumlusu olduğu belirtildi.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!