Okullara Çince ders geliyor

Çelik, konferansı izleyen Türk gazetecilere verdiği demeçte, Çin'in sadece siyasi değil, ekonomik devlerden biri olduğuna işaret ederek, Türkiye'nin bu ülkeyle eğitim alanında detaylı ilişkilere sahip olmadığı değerlendirmesini yaptı.
Bakan Çelik, Çin'de bir kısmı devlet bursuyla, bir kısmı kendi imkanıyla gelen 15-20 kadar Türk öğrenci bulunduğunu, Türkiye'de de çok az sayıda Çinli öğrencinin eğitim gördüğünü belirtti.

"Çince'yi çok iyi bilen uzmanlarımız olması gerekiyor" diyen Çelik, 1000 Öğrenci Projesi çerçevesinde Çin'e de öğrenci göndermek istediklerini ve 609 kazanan öğrenci arasında Çin'i tercih eden ve akseptans alan üç öğrenci bulunduğunu anlattı.

1000 Öğrenci Projesinin 5 yıl süreceğini hatırlatan Çelik, Çin'de lisansüstü eğitim almış en az 15-20 uzmanın olmasının hem Türkiye-Çin ilişkileri açısından, hem de dünyanın yükselen bu yeni devini daha yakından tanıma açısından son derece faydalı olacağı görüşünü dile getirdi.

"TÜRKİYE ARTIK YÖNETEN VE YÖNLENDİREN İRADENİN PARÇASIDIR"

Çelik, Pekin'deki konferansa katılmasının çok önemli olduğunu ve Türkiye'nin bu konferansa ilk kez bakan düzeyinde katıldığını belirterek, "AB'ye aday ülkeyiz, diğer taraftan Asyalıyız. Avrupa ile Asya arasında köprüyüz" diye konuştu.
"Türkiye artık sadece küreselleşen dünyanın yönetilen ve yönlendirilen bir nesnesi değildir. Türkiye artık yöneten ve yönlendiren iradenin parçasıdır"" diyen Çelik, bunu Pekin'deki temasları sırasında Türkiye'ye verilen önem ve insanların Türkiye'ye bakışıyla da gözlemlediğini ifade etti.

Bakan Çelik, toplantıya katılan Pasifik ve Orta Doğu ülkelerinden bakanların Türkiye'ye bakarken kendilerine göre daha kalkınmış, Avrupai müesseselere sahip, demokrasisi yerleşmiş, laik bir hukuk devleti gördüklerini belirtti.
Çelik, Asya ülkelerinin katıldığı bir konferansa gelmesinin Asya'ya yönelim şeklinde yorumlanıp yorumlanamayacağıyla ilgili bir soruyu yanıtlarken, şunları söyledi:

"Türkiye, birçok şapkası olan bir ülkedir. Türk dünyasının bir parçasıdır, İslam dünyasının parçasıdır, Asya'nın parçasıdır, Avrupa'nın parçasıdır, NATO ülkesidir, Karadeniz Ekonomik işbirliği Örgütünün üyesidir. Bunların hiçbirisi diğerine alternatif değildir, birinin olması diğerinin olmamasını gerektirmiyor."

Avrupa Birliği yolunda yapılması gereken neyse, onu yaptıklarını ifade eden Çelik, eğitim alanında belirlenen hedeflerin OECD standartları ve AB'nin hedef ve standartları olduğunu, bunun da başka ülkelerle ilişki kurulmayacağı anlamına gelmediğini söyledi.

TÜRKİYE İLE FİLİPİNLER ARASINDAKİ FARK

Milli Eğitim Bakanlığının 2007 yılı bütçesinin 21 milyar YTL ile, yani yaklaşık 17 milyar dolarla birinci sırada olduğunu kaydeden Çelik, 84 milyonluk nüfusa sahip, ilköğretimde 20 milyon öğrencisi bulunan Filipinler'in eğitim bütçesinin 2,8 milyar ABD Doları düzeyinde olduğuna dikkat çekti.

Türkiye'de ilköğretimde 10,5 milyon öğrenci bulunduğunu hatırlatan Çelik, konferansta Filipinler Eğitim Bakanı ile görüşürken Türkiye'nin katettiği mesafeyi daha iyi gördüğünü ifade etti. Ancak bunu yeterli bulmadıklarının altını çizen Çelik, hükümetin önceliğinin, olmazsa olmazının eğitim olduğunu ve bu konuda her türlü fedakarlığı yapacaklarını belirtti.