Müslümanları kızdırdım
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 07, 2006 00:00
ABD Başkanı George W. Bush, bugün Hürriyet ve Bild am Sonntag gazetelerinde yayınlanan söyleşisinde, Bild Genel Yayın Yönetmeni Kai Diekmann’ın sorularını yanıtladı. Teröre karşı savaşın mutlaka kazanılacağını vurgulayan Bush, özellikle Ortadoğu’da meydanın radikallere bırakılmayacağı uyarısında bulundu. Bush, Irak savaşının başarılı olacağını belirtti, İran’ın nükleer silah hayalinden vazgeçmek ya da izole olmak arasında seçim yapması gerektiğini dile getirdi.
Hürriyet ve Alman Bild am Sonntag gazetelerinin sorularını yanıtlayan ABD Başkanı George W. Bush, özetle şu mesajları verdi:
Terörle savaşı kazanmazsak, dünya daha kötü durumlara düşer.
Düşman çok hırslı; ideolojilerini yayarak ılımlı hükümütleri devirmek istiyor.
Bazen mesajlarımla istemediğim, yanlış sinyaller veriyorum. Aslında böyle yapmak istemiyorum ama, Müslüman dünyasında tepkilere neden oluyor.
![/images/100/0x0/55eabc8bf018fbb8f8937206]()
’Başka insanlar için bazı kelimelerin ne anlama geldiğini bilmek zorundayız’
Sayın Başkan, korkunç 11 Eylül saldırılarının 5’inci yıldönümü yaklaşıyor. Batı Dünyası, 11 Eylül saldırılarından ders aldı mı?
Evet. Batı, hedefine ulaşmak için soğukkanlılıkla masum insanları öldürebilen bir düşmanla karşı karşıya olduğunu çok iyi anladı. Bu cinayetler sadece 11 Eylül’de işlenmedi. O zamandan beri, dünyanın diğer ülkelerinde de cinayetler işlenegeliyor.
İkincisi, Batılı hükümetler, halklarımızın korunabilmesi için istihbarat paylaşımı gerektiğini de anladı. Bir başka deyişle, eğer Almanya’da bir şey olacaksa, ABD hükümetinin, Alman hükümetini arayıp, bilgiyi paylaşması çok önemli. Ve geniş bir şekilde istihbarat paylaşımı yapılıyor.
Üçüncüsü, bu terör hücrelerini para harekete geçiriyor. Halklarımızın korunabilmesi için, para hareketleri konusunda da bilgi alışverişi yapmak önemlidir. Düşmanı yenmek için iki yol vardır: Bir, onları adaletin önüne çıkarıp, insanlarımıza zarar vermelerini önlemek. İkinci olarak, onların nefret saçan ideolojilerini yok etmek.
Teröre karşı savaşı gerçekten kazanma şansımız olduğuna inanıyor musunuz?
Kesinlikle. Şunu biliyorum; eğer teröre karşı savaşı kazanmaya çabalamazsak, dünya çok daha kötü durumda olacaktır. Düşman hırslı. İdeolojilerini Ortadoğu’dan başlayarak her yere yaymak istiyorlar. Ilımlı hükümetleri devirmek istiyorlar. Kapitalistlerin ve demokratların yumuşak olduklarına inanıyorlar. Zamanla Batı dünyasının yorulacağını sanıyorlar. Kitle imha silahlarına sahip olmak istiyorlar. Eğer sinirlerimize hakim olursak, onları yenebiliriz ve yeneceğiz de. Teröre karşı savaşın zaferi, imza töreniyle ilan edilmeyecek. Demokrasinin yayılması ve terörün hareket alanının daralması zafer anlamına gelecek.
Müslüman dünyası ile ilişkileri öğrenmemiz gerekir. Doğru dersler aldık mı? Müslüman dünya ile başka türlü bir ilişki mi kurmalıyız?
Müslüman dünya ile Batı arasında daha fazla anlayışa ihtiyaç var. Dini inançlar arasında daha iyi anlayışa gereksinim var. Başka insanlar için bazı kelimelerin ne anlama geldiğini bilmek zorundayız. Bazen ben de verdiğim mesajlarla istemediğim yanlış sinyaller gönderiyorum. Aslında öyle yapmak istemiyorum ama, Müslüman dünyasında tepkilere neden oluyor. Diğer taraftan da, gerçek İslam’ın ne olduğunu bilmek, bana büyük rahatlık veriyor. İslam barışçı bir din. Bu dine bağlı insanlar, diğer insanların haklarına saygı gösteriyor. Büyük dinlerin ortak değerleri var. Biz, aşırı İslamcıların bu büyük dinin doğasını bozmasına izin veremeyiz. ABD, Batı ve Müslüman dünyasının birlikte yapacağı çok iş var.
Diktatör yargılanıyor. Ama aynı zamanda Irak’ta şiddet tırmanıyor. Bu gerçekten zafer mi?
Evet, kesinlikle başarılı olacağız. Saddam’ın devrilmesi, dünyayı daha güvenli hale getirdi. Orada hala El Kaide var. Irak’ı üs haline getirmek istiyorlar. Onları durdurmak kolay değil. Ancak yavaş yavaş Irak halkı, ABD yardımıyla Saddam’a sadık grubu sindirecek ve sonunda El Kaide’yi ve yabancı savaşçılarını yargı önüne çıkaracaktır.
Ahmedinecad’ı ciddiye almalıyız
Alman Şansölyesi ve İsrail Başbakanı Olmert, İran Cumhurbaşkanı’nın Hitler kadar tehlikeli olduğunu söylediler. Bu görüşü paylaşıyor musunuz?
İnsanlar konuştuğunda, onların ne dediğini dikkatle dinlemek ve dediklerini ciddiye almak önemlidir. Örneğin, El Kaide konuştuğunda, sözlerini ciddiye alırım. Bin Ladin, Batı’ya zarar vereceğini söylediğinde, ciddiye alırım. Zarkavi’nin, Zevahari’nin söylediklerini ciddiye alırım. Ve Ahmedinecad konuştuğunda da ciddiye almamız gerekir. İsrail’i yok edeceğini söylediğinde, dünyanın bunu çok çok ciddiye alması lazımdır.
İran’ın nükleer programı ilerliyor. Nasıl engelleriz?
Şimdi, İran’ın meydan okumasıyla karşı karşıyayız. Bu sorunu diplomatik yoldan çözebileceğimize inanıyorum. İran’ın önünde iki seçenek var: İzole olmak ya da nükleer silah üretmekten vazgeçmek. Seçim onların.
Futbolu bilmeden büyüdük
BAŞKAN George Bush, söyleşi sırasında büyük bir spor tutkunu olduğunu vurguladı. Bush, 12, 13 yaşına kadar futbolu bilmediğini ve hiç seyretmediğini itiraf etti.
Siz büyük bir spor aşığısınız.
Evet, öyle.
Almanya’daki 2006 Dünya Kupası ne kadar önemli? Sizin görüşünüzce, sonunda kim Dünya şampiyonu olacak?
Dinle, ilk olarak, birçok Amerikalı yakın zamana kadar Dünya Kupası’nın ne kadar büyük bir olay olduğunu bilmiyordu. Biz yeni yeni anlamaya başladık. Çünkü biz futbolu bilmeden büyüdük. Mesela ben, 12, 13 yaşına kadar futbolu hiç izlemedim, bilmiyordum ve oynamadım. Benim geldiğim yerde futbol yoktu.
Fakat yeni nesil Amerikalılar futbolla ilgileniyor. Almanya için böyle büyük bir olaya ev sahipliği yapmak büyük onur. Alman halkının müthiş bir iş başaracağına inancım sonsuz. Tabii benim takımım ABD. Bana, iyi bir takımımız olduğu söylendi. Kazanacak kadar iyiler mi, kim bilir? Ama çok gayret göstereceklerini biliyorum.
En güzel anım levreği yakaladığım andı
En kötü anımı, 11 Eylül 2001’de yaşadım. En güzeline gelince, birçok güzel anım oldu. Seçim yapmak çok zor ama, herhalde gölde 3 kiloluk levreği yakaladığım andı.
Terörle savaşı kazanmazsak, dünya daha kötü durumlara düşer.
Düşman çok hırslı; ideolojilerini yayarak ılımlı hükümütleri devirmek istiyor.
Bazen mesajlarımla istemediğim, yanlış sinyaller veriyorum. Aslında böyle yapmak istemiyorum ama, Müslüman dünyasında tepkilere neden oluyor.
’Başka insanlar için bazı kelimelerin ne anlama geldiğini bilmek zorundayız’
Sayın Başkan, korkunç 11 Eylül saldırılarının 5’inci yıldönümü yaklaşıyor. Batı Dünyası, 11 Eylül saldırılarından ders aldı mı?
Evet. Batı, hedefine ulaşmak için soğukkanlılıkla masum insanları öldürebilen bir düşmanla karşı karşıya olduğunu çok iyi anladı. Bu cinayetler sadece 11 Eylül’de işlenmedi. O zamandan beri, dünyanın diğer ülkelerinde de cinayetler işlenegeliyor.
İkincisi, Batılı hükümetler, halklarımızın korunabilmesi için istihbarat paylaşımı gerektiğini de anladı. Bir başka deyişle, eğer Almanya’da bir şey olacaksa, ABD hükümetinin, Alman hükümetini arayıp, bilgiyi paylaşması çok önemli. Ve geniş bir şekilde istihbarat paylaşımı yapılıyor.
Üçüncüsü, bu terör hücrelerini para harekete geçiriyor. Halklarımızın korunabilmesi için, para hareketleri konusunda da bilgi alışverişi yapmak önemlidir. Düşmanı yenmek için iki yol vardır: Bir, onları adaletin önüne çıkarıp, insanlarımıza zarar vermelerini önlemek. İkinci olarak, onların nefret saçan ideolojilerini yok etmek.
Teröre karşı savaşı gerçekten kazanma şansımız olduğuna inanıyor musunuz?
Kesinlikle. Şunu biliyorum; eğer teröre karşı savaşı kazanmaya çabalamazsak, dünya çok daha kötü durumda olacaktır. Düşman hırslı. İdeolojilerini Ortadoğu’dan başlayarak her yere yaymak istiyorlar. Ilımlı hükümetleri devirmek istiyorlar. Kapitalistlerin ve demokratların yumuşak olduklarına inanıyorlar. Zamanla Batı dünyasının yorulacağını sanıyorlar. Kitle imha silahlarına sahip olmak istiyorlar. Eğer sinirlerimize hakim olursak, onları yenebiliriz ve yeneceğiz de. Teröre karşı savaşın zaferi, imza töreniyle ilan edilmeyecek. Demokrasinin yayılması ve terörün hareket alanının daralması zafer anlamına gelecek.
Müslüman dünyası ile ilişkileri öğrenmemiz gerekir. Doğru dersler aldık mı? Müslüman dünya ile başka türlü bir ilişki mi kurmalıyız?
Müslüman dünya ile Batı arasında daha fazla anlayışa ihtiyaç var. Dini inançlar arasında daha iyi anlayışa gereksinim var. Başka insanlar için bazı kelimelerin ne anlama geldiğini bilmek zorundayız. Bazen ben de verdiğim mesajlarla istemediğim yanlış sinyaller gönderiyorum. Aslında öyle yapmak istemiyorum ama, Müslüman dünyasında tepkilere neden oluyor. Diğer taraftan da, gerçek İslam’ın ne olduğunu bilmek, bana büyük rahatlık veriyor. İslam barışçı bir din. Bu dine bağlı insanlar, diğer insanların haklarına saygı gösteriyor. Büyük dinlerin ortak değerleri var. Biz, aşırı İslamcıların bu büyük dinin doğasını bozmasına izin veremeyiz. ABD, Batı ve Müslüman dünyasının birlikte yapacağı çok iş var.
Diktatör yargılanıyor. Ama aynı zamanda Irak’ta şiddet tırmanıyor. Bu gerçekten zafer mi?
Evet, kesinlikle başarılı olacağız. Saddam’ın devrilmesi, dünyayı daha güvenli hale getirdi. Orada hala El Kaide var. Irak’ı üs haline getirmek istiyorlar. Onları durdurmak kolay değil. Ancak yavaş yavaş Irak halkı, ABD yardımıyla Saddam’a sadık grubu sindirecek ve sonunda El Kaide’yi ve yabancı savaşçılarını yargı önüne çıkaracaktır.
Ahmedinecad’ı ciddiye almalıyız
Alman Şansölyesi ve İsrail Başbakanı Olmert, İran Cumhurbaşkanı’nın Hitler kadar tehlikeli olduğunu söylediler. Bu görüşü paylaşıyor musunuz?
İnsanlar konuştuğunda, onların ne dediğini dikkatle dinlemek ve dediklerini ciddiye almak önemlidir. Örneğin, El Kaide konuştuğunda, sözlerini ciddiye alırım. Bin Ladin, Batı’ya zarar vereceğini söylediğinde, ciddiye alırım. Zarkavi’nin, Zevahari’nin söylediklerini ciddiye alırım. Ve Ahmedinecad konuştuğunda da ciddiye almamız gerekir. İsrail’i yok edeceğini söylediğinde, dünyanın bunu çok çok ciddiye alması lazımdır.
İran’ın nükleer programı ilerliyor. Nasıl engelleriz?
Şimdi, İran’ın meydan okumasıyla karşı karşıyayız. Bu sorunu diplomatik yoldan çözebileceğimize inanıyorum. İran’ın önünde iki seçenek var: İzole olmak ya da nükleer silah üretmekten vazgeçmek. Seçim onların.
Futbolu bilmeden büyüdük
BAŞKAN George Bush, söyleşi sırasında büyük bir spor tutkunu olduğunu vurguladı. Bush, 12, 13 yaşına kadar futbolu bilmediğini ve hiç seyretmediğini itiraf etti.
Siz büyük bir spor aşığısınız.
Evet, öyle.
Almanya’daki 2006 Dünya Kupası ne kadar önemli? Sizin görüşünüzce, sonunda kim Dünya şampiyonu olacak?
Dinle, ilk olarak, birçok Amerikalı yakın zamana kadar Dünya Kupası’nın ne kadar büyük bir olay olduğunu bilmiyordu. Biz yeni yeni anlamaya başladık. Çünkü biz futbolu bilmeden büyüdük. Mesela ben, 12, 13 yaşına kadar futbolu hiç izlemedim, bilmiyordum ve oynamadım. Benim geldiğim yerde futbol yoktu.
Fakat yeni nesil Amerikalılar futbolla ilgileniyor. Almanya için böyle büyük bir olaya ev sahipliği yapmak büyük onur. Alman halkının müthiş bir iş başaracağına inancım sonsuz. Tabii benim takımım ABD. Bana, iyi bir takımımız olduğu söylendi. Kazanacak kadar iyiler mi, kim bilir? Ama çok gayret göstereceklerini biliyorum.
En güzel anım levreği yakaladığım andı
En kötü anımı, 11 Eylül 2001’de yaşadım. En güzeline gelince, birçok güzel anım oldu. Seçim yapmak çok zor ama, herhalde gölde 3 kiloluk levreği yakaladığım andı.