Atina Üniversitesi’nde 180 Türkoloji öğrencisi

Güncelleme Tarihi:

Atina Üniversitesi’nde 180 Türkoloji öğrencisi
Oluşturulma Tarihi: Kasım 04, 2005 14:03

Atina Üniversitesi’nde üç yıldan beri Türkoloji Bölümü faaliyet gösteriyor. Yarının diplomatı, yeminli tercümanı, öğretmeni olmayı hedefleyen 180 öğrenci Türkçeyi, Türk edebiyatını ve tarihini öğreniyor. Hürriyet Atina Temsilcisi Yorgo Kırbaki, önümüzdeki yılın sonunda ilk mezunlarını verecek olan bölümün öğrenci ve öğretmenlerle konuştu.

ATİNA Üniversitesi Türkoloji Bölümü öğrencileri, Necip Fazıl, Ahmet Haşim, Yunus Emre ve Can Yücel ile
/images/100/0x0/55eaa1c1f018fbb8f88cadf4
tanışıyor. Geçen yıl 2. sınıf öğrencilerinin tümü bir Türk şiirini ezberlemişler: ‘Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden’ diye başlayan Haşim’in ‘Merdiven’ şiirini.

Öğrenciler, Türkçe dilgisi, Türk dili tarihi, Osmanlı tarihi, Türk edebiyatı ve İslam sanatı gibi dersler alıyorlar. Altyapı eksikliği ve özellikle ders kitabı eksikliği yaşanıyor, ama çoğu İstanbul kökenli Rum olan öğretim üyelerinin olağanüstü çabaları sayesinde bu zorluklar aşılmaya çalışılıyor. Türkoloji öğrencilerinin popüler Avrupa dilleri eğitimi gören diğer öğrencilerden farkı, hemen tümünün Türkçe ilk kelimeyi üniversite 1. sınıfında öğrenmeleri.

Atina’nın merkezinde Eressu Sokağı’nda bulunan Atina Üniversitesi Türkoloji Bölümü’ndeki röportajımız, 1. sınıfı ziyaretle başladı. Her sınıfta üç bölüm var. Geçen salı sabahı 1C sınıfı öğrencileri ile beraber olduk. Boğaziçi Üniversitesi’ndeki eğitimini 3. yıldan sonra Belçika’nın Louvain Üniversitesi’nde sürdüren Sofia Proku sınıfa girerek ‘Günaydın çocuklar’ diyor. Hep birden ‘Günaydın’ cevabını veriyorlar. Maria adlı bir öğrenciye dönüyor öğretmen Sofia ve ‘Maria çok iyi bir test yazmışsın tebrik ederim’ diyor. Daha bir aylık üniversite öğrencisi Maria memnun: ‘Teşekkür ederim.’

KOMŞUYU TANIMAK İÇİN

Türkçe ile Yunanca farklı kökenleri olan diller. Öğretmen, heveslerini kaybetmemeleri için öğrencilerine ‘Bir Avrupalıya sordunuz mu hiç Yunancanın ne kadar zor olduğunu?’ diye moral veriyor. Ders bittiğinde konuştuğumuz öğrenciler ‘komşuyu tanımak için’ bu bölümü seçtiklerini söylüyorlar. Öğretmenler, öğrencilerin ‘dillerinin çözülmesi için’ Türkiye’deki üniversitelerle işbirliği yapıp karşılıklı ziyaretlerin şart olduğu görüşündeler. Bu yolda bazı adımlar da atılmış.

Atina Üniversitesi Rektörü Yorgos Babiniotis

Bilimsel yaklaşımla tanıma

Türkiye’yi, Türkleri bilimsel yaklaşımla tanımıyorduk. Türk tarihini, dilini, kültürünü, Türkiye’nin ekonomisini, uluslararası ilişkilerini bilimsel olarak araştıran yoktu. Bu nedenle Türkoloji bölümünün açılmasına karar verdik. Bir şeyi ne kadar iyi bilirsek, en kadar iyi tanırsak, o kadar anlayışlı, hoşgörülü oluruz. İnsanların, kültürlerin buluşması daha kolay sağlanabilir. İki ülkedeki öğrencilerin karşılıklı ziyaretlerde bulunmaları, hatta üniversitelerde bazı dersler almaları çok önemli. Geçen yıl bazı öğrencilerimiz Türkiye’ye gittiler ve hayran kalıp döndüler.

Herkül Millas

Derste ‘şoklama’

Türkiye’de Türkçeye ve Yunancaya olan hakimiyetiyle iyi tanınan Herkül Millas, bölümün öğretim üyelerinden. Herkül Milas şunları söylüyor: ‘Verdiğim derslerden birisi Türk romanı. Ancak bu dersin içinde önyargıların ne olduğunu, imajların ne olduğunu, ulusçuluk içinden insanların karşı tarfı nasıl gördüğü konusunu da işliyoruz. Aslında bu ders ‘öteki’ ile ilk tanışma, yani bir şok ders... Onlar için de, benim için de şok oluyor. Çünkü bu ders sayesinde ben de Yunan gençlerin nasıl düşündüğünü anlıyorum. Mesela, öğrencilerime Osmanlı döneminde bu imparatorluğun bir kimliği olduğunu, Osmanlı’ya Türk denmediğini anlatmakta güçlük çekiyorum. Onlar, tarih kitaplarında okudukları ‘400 yıllık Türk tahakkümü’nden söz ediyorlar... Aynı durumu Ankara Üniversitesi’nde Yunan Dili ve Edebiyatı dersi verirken de yaşadım.’

Bizi neyin ayırdığını öğrenmek istiyorum

Zafiria Korologu, defterinde Türkçe yazdığı cümleleri okuyor önce: ‘Benim adim (ı’yı telafuz edemiyor) Zafiria Korologu. Ve ben ögrenciyim. Babamin adi Panayyotis.’ Sonra Yunanca devam ediyor:

‘Türkiye’nin Türklerin ne olduğunu öğrenmek istiyorum. Türkiye ile Yunanistan’ı neyin ayırdığını öğrenmek istiyorum. İlkokulda, ortaokulda, lisede öğrendiğim tarih o kadar da tarafsız değilmiş. Hiçbir tarihçinin de tamamen tarafsız yazdığı söylenemez.’

Türkçe sıcak ve tatlı bir dil

Dimitrios Mimidis, 1. sınıf öğrencisi. ‘İyi günler’ diyerek başlıyor söze: ‘Türkiye yanıbaşımızda. Türkçe sıcak tatlı bir dil. Türk kültürünü de tanımak istiyorum. Yanlış anladığımıza inandığım bu ülke ile ilgilenmek istedim. Üniversiteyi bitirdiğimde ya bir bakanlığa girmeyi ya da öğretmen olmayı hedefliyorum.’

Aramızda hiç fark olmadığını anladım

Kıbrıslı Rum olan Evangelos Mitsilis şunları söylüyor:

‘Kıbrıs’ta Rumlar ile Türkler arasında sorun var. Ben öteki tarafı tanımak öğrenmek istedim. Kıbrıslı Türkleri ve Türkiye’yi. Burada birkaç ay içinde anladığım, insanlar arasında hiç fark olmadığı.’

Bunları söyledikten sonra Mitsilis Türkçe konuşmaya başlıyor: ‘Ben Kibrisli Rum. Ben Lefkoseliyim. (ş’leri telafuz edemiyor)’

Birbirimizi tanırsak sorunları da çözeriz

Üçüncü sınıf öğrencisi Yorgos Papanikolau, ‘Ortaokulda, lisede kimliksiz bir Türk hakkında okuyorduk. Burada bu kimliği tanıyoruz’ diye başlıyor söze:

‘Türkiye komşumuz. Yarın öbür gün AB’de ortağımız olacak. Onları iyi tanırsak, anlaşmazlıklarımızı çözmek daha da kolaylaşacak. Türk şairleri çok beğeniyorum. Özellikle tahrik edici yazmaktan çekinmeyen Can Yücel’i... Sadece Türkiye’de değil bu cesareti Yunanistan’da da gösteren yok.’
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!