Devrim kanunları tartısılsın

Viyana’da gazetecilerin güncel sorularını yanıtlayan ve “Devrim kanunlarını da tartışalım” diyen Bozdağ, şunları söyledi:

FİİLİ YARI BAŞKANLIK

“Türkiye’de ilk kez cumhurbaşkanını doğrudan millet seçecek. Bu da fiili yarı başkanlık demek. Çünkü cumhurbaşkanı adayı vaatlerde bulunacak, sözler verecek, neler yapacağını anlatacak. ‘Her perşembe Başbakan’la, Genelkurmay Başkanı’yla görüşeceğim, ayda bir gelip sizi ziyaret edeceğim’ demeyecek herhalde. Başbakan’ın atadığı bakanı onaylamayabilir, kendisi ‘Şu kişi bakan olsun’ diyebilir. Bugünkü yetkilerle cumhurbaşkanı seçtiğimizde, bildiğimiz yarı başkanlıktan daha güçlü bir yarı başkanlık sistemi getirmiş olacağız. Daha önce hatırlayın, (Ahmet Necdet) Sezer yetkilerini aşıp bakanların belirlenmesine müdahale ediyordu. Demirel, Erbakan’a, Çiller’e müdahale ediyordu. Şimdi yeni bir düzenleme olmadan cumhurbaşkanı halk tarafından seçilirse de sorunlar çıkacak.

Türkiye bu elbiseyle yürüyemiyor, bu açık. Türkiye’nin geleceği koalisyonlara, zayıf iktidarlara kalmasın. AK Parti sonsuza dek sürecek değil. Yönetimde istikrarın olduğu bir yapıyla Türkiye yoluna devam etsin. Öyle bir yapıya geçelim ki sistem istikrar ve iktidar doğursun. Güçlü iktidarlar büyük krizlerden sonraya kalmasın. Gayrimeşru yollarla milletvekillerinin, parti liderlerinin ayartılmadığı, bir milletvekilinin istifa tehdidinin bile hükümetleri yıkmadığı bir sistem. Bizim istediğimiz kuvvetler ayrılığının kalkması değil, tam tersi daha da güçlenmesi ve özellikle bağımsızlaşması.

DESTEK YÜZDE 30’U AŞTI

Yeni anayasanın tüm parantezleri yeniden ele alınır, uzlaşma sağlanır ve sadece başkanlık önerisi kalırsa onu da çekeriz, kimse endişe etmesin. ‘AK Parti başkanlıkta diretti, komisyon kilitlendi’ denilemez. Biz niye kilitleyelim? Tartışmalar arttıkça kamuoyunda da bilinçlenme artıyor, destek de artıyor. Son veriler, başkanlık sistemine desteğin yüzde 30’ları aştığını gösteriyor.

YEMİNDE AYIKLAMA

TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35’inci maddesinin değiştirilmesi gündemde. Demokrasi dışı yaklaşımlara bahane gösterilen kısımlarının çıkarılması... Bir maddeden ibaret değil, 5-6 maddede var. Yemin dahil başka maddelerin içinde de var. Aynı ifadeler görev devir teslim yeminlerinde de var, onlar da değişecek.
Mevlevihane, dergâh, tekke, erkan yeri hiçbiri caminin alternatifi değil, tamamlayıcı yerleri. Bugün devrim kanunlarıyla tekkeler, zaviyeler, dedelik, babalık, çelebilik makamları yasak. Cemevine karşı değiliz, karşı da olamayız. Ama mevcut engelleri yok sayarak düzenleme yapamayız. Bunu tartışalım diyorum. Cumhuriyetimizin temel yasaları diye kabul ettiğimiz devrim yasalarından biri bu. Anayasa’ya aykırı yorumlanamaz.

TARİKATLAR FAALİYETTE

‘Tarikatları, tekkeleri açmak istiyorsunuz’ diyorlar. Yasaklanmış bütün tarikatlar faaliyette. Devletin önde gelen siyasetçileri gidip tarikat liderlerinin dualarını istiyor mu, istiyor. Eyüp Sultan’a, Hacı Bayram’a, Hacı Bektaş’a gidiyor mu herkes, gidiyor. Realitemizde tarikatlar ve türbeler varlıklarını devam ettiriyor. O zaman hem Bektaşilik, hem Nakşilik, hem Kadirilik faaliyetleri sürüyor. Böyle bir yapı var, bu yapı ortadan kaldırılır mı bunun tartışılması lazım. Yok sayarak adım atılabilir mi, atmamamız lazım. O dönemin şartlarına göre doğru olabilir. Bugün her alanda Türkiye büyük bir değişim yaşıyor.
(Uludere) Terörle mücadelede benzer kazalar yaşandı geçmişte de. Biz üstünü örtmedik, örtmeyeceğiz. Şu anda 4 koldan soruşturma sürüyor.”