CHP'li Özel: Taşeron düzenlemesi kul hakkı yemektir

Güncelleme Tarihi:

CHPli Özel: Taşeron düzenlemesi kul hakkı yemektir
Oluşturulma Tarihi: Aralık 24, 2017 17:20

CHP'li Özel: Taşeron düzenlemesi kul hakkı yemektir

Haberin Devamı

İlker KILIÇASLAN/MANİSA, (DHA)- CHP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel, OHAL kapsamında çıkartılan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile yapılan yeni taşeron düzenlemesini eleştirdi. Özel,  "Bu düpedüz ayrımcılıktır. Kul hakkı yemektir" dedi. FETÖ tutuklularının mahkemeye çıkartılırken tek tip kıyafet giymesi uygulaması için de "O insanların üzerindeki, tuhaf o kötü renkteki tulum ve tek tip kıyafetli fotoğrafları ömür boyu karşılarına çıkacak. Onun için özellikle masumiyet karinesine yani bir kişinin suçu ispatlanana kadar suçsuz olması ve ayrımcılığa tabi tutulmaması karinesine inanıyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
CHP Manisa İl Başkanlığı 36. Olağan Kongresi Manisa Büyükşehir Belediyesi Kültür Sitesi Lale Salonu'nda başladı. Kongreyi izleyenler arasında, CHP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel, Manisa Milletvekilleri Mazlum Nurlu ve Tur Yıldız Biçer de yer aldı. Kongre öncesinde Özgür Özel, gündemdeki KHK ile getirilen yeni taşeron uygulaması, FETÖ soruşturması kapsamında tutuklu bulunan sanıkların tek tip kıyafetle mahkemeye çıkartılmasına yönelik çalışmaya ve AK Parti'nin Türkiye genelinde yaptırdığı son anket ile ilgili açıklamalarda bulundu.
TAŞERON DÜZENLEMESİ ELEŞTİRİSİ
CHP Grup Başkanvekili Özel, son KHK ile yapılan yeni taşeron düzenlemesiyle ilgili olarak yaptığı açıklamada, şunları söyledi:
"Geçen hafta meclisin en önemli tartışmasıydı. AK Parti, Meclis'i 15 günlük bir tatile sokmak istiyordu. Oysa bizler de 'Tatile gerek yok, taşeron kadro bekler' diyorduk. Onlar bunu KHK ile yapacaklarını söylemişlerdi. Buna itiraz ettik. AK Parti tatil kararını getirdiğinde bizler karşı çıktık. MHP ise çekimser kalarak tatilin önünü açtı. Daha sonra meclisteki şiddetli tartışmaların sonucunda AK Parti tatilden vazgeçti. Ama dört partinin birden imza atması gerekiyordu. MHP o imzayı atmayınca meclis otomatikman tatile girdi. Tabi biz başımıza geleceği biliyorduk. Meclis tatile girince OHAL KHK'sı ile düzenlemeler geldi. Gerçi meclis açıkken de yapıyorlar ancak bu sefer meclisin kapalı olmasını da bir fırsata çevirdiler. Bir algı yönetiyorlar; 'Meclis kapalı olsa da biz KHK ile yapıyoruz şeklinde.' OHAL KHK'sı terörle mücadele için çıkarılır. OHAL KHK'sı FETÖ ile mücadele için çıkartılır. Çünkü aldıkları yetki o yönde. Ancak kar lastiğinden don lastiğine her şeyi KHK ile düzenleyenler en son taşeronu da düzenledi."
'İŞÇİYE YARGI YOLU KAPANDI'
KHK ile yeniden düzenlenen taşeron uygulamasıyla işçinin yargı yolunun kapandığına dikkat çeken Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Taşeron konusunda aslında üç konfederasyonun DİSK'in, Türk-İş ve Hak-İş'in yani hükümete en uzak olandan en yakın olan bütün işçilerin talebi, yani ortak taleplerin karşılık bulacağı bir meclis görüşmesiydi. Meclis Komisyonu'na gelip konuşmak istiyorlardı. Ama KHK ile sendikaların ne dediğinin bir önemi kalmadı. KHK ile belirsiz bir kapsam var ama geçici işçiler, mevsimlik işçiler, saatlik işçiler devletin sürekli kullandığı ama statüsünü öyle ayarladığı işçiler kapsam dışında kalmıştır. Dahada fenası 'Mağdur olduk. Eşitsizliğe uğradık. Hakkımızı arayacağız' diyen işçiye yargı yolu kapandı. Neden? Çünkü OHAL'deyiz. OHAL KHK'larına yargı üzerinden itiraz edilemiyor. Her ne kadar biz yine Anayasa Mahkemesi'nin kapsam yönünden KHK'ları değerlendirmesi gerektiğini düşünsekte ilk aldığı kararla kendi yok hükmüne atan Anayasa Mahkemesi bakalım bu sefer kendisini bireysel olarak mağdur olduğunu hisseden taşeron işçilerin başvurularına da aynı duyarsızlığı gösterecek mi? Anayasa Mahkemesi OHAL KHK'larının amacı dışında, alınan yetkinin dışında çıkarıldığı zaman geçersiz olduğuna hükmetmelidir. Ancak 'Ben içeriğine bakmam' dediğinde, Hükümet olan, olmayan her şeyi OHAL KHK'ları ile düzenlemektedir. Bugün  meclisten, işçiden ve hukuktan kaçırılmış, 'Nasıl biliyorsak. Öyle yapacağız' diyen bir taşeron uygulaması var."
'BU DÜPEDÜZ AYRIMCILIKTIR'
Yeni taşeron uygulamasında kadroya geçmek isteyen işçilere sınav ve mülakat uygulamasının getirildiğini hatırlatan Özel, bu uygulamanın ayrımcılık olduğunu söyledi. Milletvekili Özel, şöyle devam etti:
"Taşeron uygulamasının KHK'daki en feci tarafı ise yazılı veya sözle sınavdır. Bu şu anlama geliyor. İşçiler, 'Taşerona kadro diye sesleniyordu', bunlar 'yandaşa kadroya' çevirdi. Çünkü sözlü ve yazılı sınav demek. Bir mülakat yapak ya da yazılı sınav sonucunda taşeron işçiye onun kimden, neden, hangi partiden, hangi mezhepten, hangi inanç ve görüşten olduğunu sormak ve onu tetkik etmek demektir. İşin ilginci herhangi bir yeni birini işe alırken sınav yapmak başka bir manadadır da, bu taşeronlar zaten yıllardır devletin işini gören insanlar, bunları bir daha sınava tabi tutmak, 'Biz, zaten mümkün olduğu kadar AK Parti'den gelen listelere göre taşeronları alıyorduk. Ama elekten kaçan olabilir. Geçmişte eskiden kalmış olan taşeronlarda sosyal demokratlar, solcular olabilir, ya da bizim inanç ile mezhebimize uymayanlar olabilir, onlara da kadro vermeyeceğiz' demektir. Bu düpedüz ayrımcılıktır. Kul hakkı yemektir. Taşerona kadroda mülakat getirmek yandaşa kadro demektir."
'TEK TİP KIYAFET ÖMÜR BOYU KARŞILARINA ÇIKACAK BIR FOTOĞRAF'
FETÖ soruşturması kapsamında tutuklu olanlara tek tip kıyafet uygulaması getirilmesini değerlendiren Özel, şöyle konuştu:
"Tek tip kıyafet uygulamasını dünyada yapan ülkeler, demokrasisi tartışmalı ülkelerdir. ABD'yi örnek gösteriyorlar. ABD'nin Guatemala'da yaptıklarını kim destekleyebili? Ama bir gerçek var. Bugün hepimiz mahkemelere çıkarken, bir teröristin üzerinde 'Kahraman' yazan tişörtten rahatsız olduk. Veya hepimiz çok şık kıyafetlerle mahkeme heyetine ve mağdur ailelerine caka satan tiplerden rahatsız olduk. Ama bu konuda çözüm tek tip kıyafet değil ki. Üzerine giydiği kıyafetin üstünde yazan yazıya bile dikkat etmeyenler, daha sonra tek tip kıyafet getiriyorlar. Tek tip kıyafetteki sıkıntı şudur; bunu Cumhurbaşkanı da söylemiş, 'mahkeme kıyafeti' diye. Mahkeme kıyafeti demek, 'Suçu kesinleşmiş' demek. Yani mahkemeye giderken kıyafet giydireceğiniz kişiler, suçu kesinleşmemiş kişilerdir. Kendileri söylüyor;  'At izi, it izine karıştı' diye. 'Kurunun yanında yaş da yanmasın' diye herkes söylüyor. Sen bugün o kıyafeti giydirdiğin kişiyi, peşinen suçlu kabul ediyorsun. Ayrıca sanıklar arasında da ayrımcılık var. Diyor ki 'Anayasal düzene karşı çıkmak.' Evet, bu suçlama ağır bir suçlama. Cezasını alan cezasını çeksin. Ama bu yargılamaların sonunda bir çok kişi beraat edecek, bir çok kişi iftiraya kurban gittiğini, bir çok kişi teknik aksaklıklardan dolayı kurban olduğunu söyleyecek. Ama O insanların üzerindeki, tuhaf o kötü renkteki tulum ve tek tip kıyafetli fotoğrafları ömür boyu karşılarına çıkacak. Onun için, özellikle masumiyet karinesine yani bir kişini suçu ispatlanana kadar suçsuz olması ve ayrımcılığa tabi tutulmaması karinesine inanıyoruz. Düzenlemeye bu yönüyle karşıyız."
'ÜLKENİN ORTAK SORUNU YOKSULLUKTUR, İŞSİZLİKTİR'
Milletvekili Özel açıklamasının son kısmında, AK Parti'nin son yaptığı anket çalışmasında Türkiye'nin en önemli sorununun ekonomi olarak çıkmasını da değerlendirerek, şu ifadelerde bulundu:
"Aslında Türkiye'nin en büyük sorunu her zaman ekonomidir. Ama terör öyle bir şeydir ki, bir insanlık suçudur. Cana karşı işlenen bir suçtur. Terör gündemde olduğunu insanlar dertlerini unutmaktadır. Birer birere herkesin derdi ekonomiktir. Ama terör her şeyi unutturup birinci gündem oluyor. Son dönemde terör olaylarındaki gerileme sonucunda, yeniden insanların ekonomik sorunlarının birinci maddeye gelmesi son derece olumludur. Ama burada bir gerçek var. İnsanların hepsi sorunum ekonomik diyorsa, demek ki bugüne kadar terör gündemi Hükümet'in özellikle 7 Haziran'da terörsüz bir Türkiye'yi 1 Kasım'a doğru giderken 'Millet kaosu seçti' deyip, müthiş bir terör gündeminin önünü açması ya da sıfır terörle teslim aldıkları ülkeyi 15 yılını sonunda terörün çok ciddi bir sıkıntı haline getirmesi ve teslim olmuş bir terör örgütünden devlete kafa tutan bir terör noktasına gelmesi demek ki siyah bir şal gibi halkın vatandaşın, yoksulluğunun üstünü örtmesi sesini çıkaramaması sonucunu doğuruyor. Biz aynı kanaateyiz. Biz bu ülkenin vatandaşların ortak sorunu yoksulluktur, işsizliktir, bununla mücadele etmesi gerekir. Bu konuda pozitif bir gündeminin olması lazım. Türkiye'nin. 7 Haziran'a giderken, 'Emekliye iki maaş ikramiye' demiştik gündem olmuştu. 'Taşerona kadro' demiştik gündem olmuştu. 'Çiftçiye destekleme, ucuz mazot' demiştik, gündem olmuştu. Önümüzdeki seçimlerin pozitif gündemini CHP olarak belirleyeceğiz. Türkiye'nin gündemini belirlemeye devam edeceğiz. CHP olarak sonuna kadar vatandaşın yoksulluğunun ve çektiği sıkıntıların ortadan kalkması için yapıcı muhalefetimizi sürdürüp, günü geldiğinde iktidarda işçini, yoksulun, çiftçinin, emekçinin yüzünü güldüreceğiz."
Özel açıklamasını ardından partisini Manisa İl Başkanlığı kongresine katıldı. Kongrede mevcut il başkanı Halil Tokul ile Semih Balaban'ın listeleri yarışıyor.

FOTOĞRAFLI

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!