Cadde ve sokaklar bir gün belediye rehberine dönerse

Güncelleme Tarihi:

Cadde ve sokaklar bir gün belediye rehberine dönerse
Oluşturulma Tarihi: Ocak 12, 2008 00:00

GÖNÜLLÜ kent habercilerinin buluşma noktası olan ankara.sendeyolla.com’da, üyemiz MS Ankarabul’un yönelttiği bir soru hepimizin kafasına takıldı, kaldı.

MS Ankarabul, Or-An Turan Güneş Bulvarı’na paralel olan Ali Haydar Feroğlu Sokağı’nda oturduğunu belirttikten sonra, bu kişinin kim olduğunu soruyordu. Gönüllü kent muhabirine göre, bu kişiyi ismini verdiği sokakta
/images/100/0x0/55eb0528f018fbb8f8a5c3b9
oturanlar dahil hiç kimse tanımıyordu.

MS Ankarabul’un bu sorusunu, internette aradık. Ancak internetin en çok kullanılan arama motoru Google’da araştırınca gördük ki, "Ali Haydar Feroğlu" ismi, bir sokak dışında tek bir belge, döküman, bilgi notunda bile geçmiyordu. Google’a başka isimleri de sorduk, mesela Melih Gökçek 109 bin kere sonuç verdi.

SALTOĞLU BULVARI TANIDIK

ankara.sendeyolla.com
ekibi, farklı farklı pekçok ismi de Google’de araştırdı. Evinin önünden geçen bulvara kendi ismini veren Seyfi Saltoğlu bile bu arama motorunda bin 820 kere çıktı karşımıza. Bekir Coşkun’un 30 Kasım 2002’de yazdığı gibi: "Melih Gökçek’in ekibinden, çok değerli bir zat.."

Ağabeyimiz Bekir Coşkun yazısında, kent ve kentlilik açısından çok önemli bir soruyu da gündeme getirmişti: "Her belediyeci oturduğu caddeye kendi adını verirse ve kentlerin caddeleri belediye mensupları fihrist defterine dönerse?"

Ankara Hürriyet
’in genç ve başarılı muhabirlerinin kaleminden, bugüne kadar bir çok kez değiştirilen sokak isimleri ile Seyfi Saltoğlu Bulvarı’na ilişkin ’tarihe kayıt düşen’ haberler okudunuz. Bu konuda yargı her seferinde değişikliklerle ilgili olarak yürütmeyi durdurma kararı verdi. Seyfi Saltoğlu Bulvarı ismi de aynı şekilde yargı tarafından uygun bulunmadı. Bir sabah kalktık ki, isim yargının emrettiği gibi değişmiş, ancak ’S. Saltoğlu’ olmuştu. Bu stil ve duruşun mesajını, öyle zannediyoruz ki yargı camiasının değerlendirmesi gerekiyor.

KENT MUHABİRİNİN SORUSU

MS Ankarabul’un, "Benim oturduğum sokağa adını veren Ali Haydar Feroğlu kimdir?" sorusuna gelince..

Bu sorunun yanıtını bulmak hiç de kolay olmadı. İnternet ortamındaki milyarca sayfalık bilgi dağırcığı yetersiz kaldığı gibi, görüşüne başvurduğumuz kişilere de bu isim hiç tanıdık gelmedi. Ama habercilik ’inat’ demekti. İnat ettik ve en sonunda o sokağın ismindeki ’sırrı’ çözdük.

Ali Haydar Feroğlu, uzun süre önce vefat eden Çankaya Belediyesi Meclis Üyesi idi. İsmi, anısının yaşatılması için o sokağa, yıllar önce Belediye Meclisi kararı ile verilmişti. Feroğlu için bizler de Allah rahmet eylesin diyoruz ve tanımasak da saygı ile anıyoruz. Ancak Bekir Ağabey’in dediği gibi, "Her belediyeci oturduğu caddeye kendi adını verirse ve kentlerin caddeleri belediye mensupları fihrist defterine dönerse?"

Keşke bu kadar değer verilen bir kişinin anısına bir okul yaptırıp ismi verilseydi. Ya da ağaç dikilip, bir hatıra ormanı.. Öyle değil mi?

Yollar buzdan ayna tak zilleri oyna

BU hafta başında bir anda bastıran kar yağışı, her yıl olduğu gibi trafiği felç etti. İlk gün 300’ün üzerinde kaza yaşandı. İlerleyen günlerde, ana cadde ve bulvarlarda ciddi bir sorun yaşamadık. Ancak ara sokaklarda durum farklı idi. Cadde ve bulvarlar genellikle araçların, ’ara sokaklar’ ise insanların yaşam alanıdır. Ne yazık ki hemen hemen tüm belediyelerin sınırları içindeki ara sokaklarda, yerdeki kar buza döndü ve hükmünü birkaç gün daha sürdürdü.

Gönüllü kent muhabiri MS Soner İnce’nin "Batıkent, Kardelen 499. Sokak" notunu düştüğü fotoğrafa verdiği başlık ise tüm ekibimizi güldürdü. Sevgili İnce, ’şirin bir cinnet anı’nı hissettiren şu başlığı atmış: "Yollar buzdan ayna, tak zilleri oyna"

Güvenpark nasıl kurtulur?

GEÇTİĞİMİZ haftalarda, sadece Türkiye’nin değil yakın dönem dünya siyaset tarihinin en önemli Başkenti olan Ankara’nın kendine yakışır bir kent meydanı olmadığını dile getirmiştik.

O yazıdan sonra, Ankara Hürriyet ekibi olarak Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok ile Estergon Kalesi’nde bir araya geldik. Altınok, Keçiören’i kuşbakışı gören restoranda, bizlere ilçedeki gelişmeler hakkında bilgi verirken, Belediye binasının önündeki meydana da değindi. Ankara’nın en ferah meydanı olduğunu söyledi. Kuşbakışı bakıp düşündüğümüzde, bu tespite büyük ölçüde katılmak mümkün..

Bu hafta da MS Mahmut Baytemir, çağdaş kentlerin ’vazgeçilmezi’ olan bir başka alana dikkatimizi çekti. Parklara..

ankara.sendeyolla.com’daki haberinde Güvenpark’ın nasıl kurtulacağına ilişkin bir dizi öneriyi de dile getiren Baytemir’in haberinden, şu tespitleri sizlere aktarıyoruz:

"Kızılay’da insanın nefesleneceği, yazın ağaçların gölgesinde serinleyeceği tek park Güvenpark. Yanıbaşındaki otobüs ve minibüs durakları sebebiyle can çekişiyor.

Otobüs terminalini bile yarattığı sıkıntılar nedeniyle şehir dışına alma çalışmaları yürütülürken, şehrin göbeğinde böyle bir ’şehiriçi terminal’in varlığı modern kent yaşamına yakışmıyor.

Metro gibi toplu taşıma sistemlerinin geliştirilemediği az gelişmiş ülkelerin çözümü olan dolmuş ve minibüs taşımacılığının şehir merkezinden uzaklaştırılmaması, kentli kimliğimizi incitiyor."

Cep değiştirmek artık zevk oldu

ÜYELERİMİZDEN MS Fatih Karaç, iletişim sektöründen Hepşen İletişim Şirketi’nin sahibi Ömer Ferruh Hepşen ile sektör sıkıntılarını konuşup, bizlerle paylaşmış. Karaç, "Her sektörde olduğu gibi onların da sıkıntıları aynı. Eski, her zamanki gibi aranıyor" diyor ve sorularını şöyle sıralıyor:

F.K.: Sayın Ömer Ferruh Hepşen, insanlar çok çabuk cep telefonu değiştiriyorlar sizce sebebi nedir?

-Ö.F.H.:
İnsanlar sürekli cep telefonunu değiştirmekten zevk alıyor, yani egolarını tatmin ediyorlar. İnsanlar ev alamıyor, araba alamıyor, ama gücü telefona yetiyor. O yüzden bol bol telefon değiştiriyorlar.

Şu anda yeni telefonlara mı yoksa ikinci el telefonlara mı ilgi büyük? Yani piyasalarda durum nasıl?

-
Yeni telefonlara rağbet var açıkçası, eskilerin yüzüne bakan yok. Yeni telefonlar ve en eski telefonlar (ucuz olanlar) satılıyor.

Hiç sevmediğiniz müşteri profilini anlatır mısınız? Ya da hangi tip müşterilerle uğraşmak sizi yoruyor?

-
Eskiden insanların alım gücü daha yüksekti. Mağazaya geldiklerinde, pazarlık bile etmeden şunu şunu paketleyin diyen çok oluyordu. Şimdi artık öyle değil. Alıcı müşteriler sadece fiyat öğreniyor ve çıkıyor. Bu meslek artık bizim için sabırlı olmayı gerektiriyor.

Hırsızlık olaylarının oldukça yoğun olduğu bir sektördesiniz. Güvenliğinizi nasıl sağlıyorsunuz ve meslektaşlarınıza bu konuyla ilgili iletmek istediğiniz önerileriniz var mı?

-
Sektörümüzde de hırsızlık olayları son derece yüksek. Güvenlik kameraları, alarm, barkot sistemi ve bunun gibi güvenlik önlemlerinin yanı sıra bence en önemli şey stand arkasında satış yapan personel arkadaşların profesyonelliği ve uyanıklığı. Cep telefonu kolayca çalınabilecek ve çabuk paraya dönüştürülebilen en küçük araç. Bu yüzden meslektaşlarıma tavsiyem, stand arkasında daha dikkatli olsunlar.

Galatasaraylıların 71. yıl sevinci

GALATASARAYLILAR Birliği üyeleri, derneğin kurluşunun 70. yılında, Galatasaraylılar Evi’nde düzenlenen kokteylde buluştu.

Galatasaray Lisesi ve Birlik mensuplarının, ülkenin eğitim ve kültür hayatında verimli hizmetlerde bulunmasını ve sosyal beraberliklerini sağlamak amacıyla 1927 yılında kurulan derneğin 70. yılı, üyelerin katılımıyla coşkulu bir şekilde kutlandı.

Dernek Başkanı Vedat Çuhadar, Galatasaraylı olmanın büyük bir onur ve mutluluk olduğunu ifade etti. Çuhadar konuşmasının ardından, dernekte 30 yılını doldurmuş beş üyeye plaket verdi. Güven Çakıt, Deniz Vank, Tahsin Melih Işık, Nejat Üreten ve Kaya Özgül, plaketlerini aldıktan sonra, teşekkür konuşması yaptılar.

MS Handecasus
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!