Bilim adamı hafiyecilik yapmaz, bu faşist mantık

Güncelleme Tarihi:

Bilim adamı hafiyecilik yapmaz, bu faşist mantık
Oluşturulma Tarihi: Aralık 31, 2005 00:23

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ile dün sabah Van’a giden uçakta karşılaştım. ‘Siz de Rektör Yücel Aşkın’ı ziyarete mi gidiyorsunuz?’ deyince müstehzi bir ifadeyle gülümsedi ve ‘O adam beni fişlemiş. Ziyaretine gider miyim?’ dedi.

Önceki günkü duruşmada üniversitenin güvenlik amiri Saffet Kara’nın, kendisini ‘Üniversitedeki odasına bomba atılmasından sonra güvenlik amacıyla izlediğini’ söylediğini anımsattım.

Çelik, 1995’te odasına bomba atıldığını doğruladı ve ‘Karanlık bir olaydı. Faili meçhul kaldı, kim, niçin koydu belli olmadı’ dedi. Ancak Çelik, emekli astsubay olan Saffet Kara’nın açıklamasına kızmıştı:

‘Ben bu meselenin tarafı olmak istemiyorum. Ben olsa olsa bu meselenin mağduru durumundayım. Siz bu memleketin bir bakanını bir astsubaya fişletiyorsunuz. Üstelik bunu yaptığı sırada emekli. Üniversitenin güvenlik görevlilerinin şefi durumunda. Kendine görev veriyor, beni takip ediyor. Böyle bir görevi olamaz. Ben neticede Van’a gitmişim. Yanımda Sağlık Bakanı da var, ben nerede namaz kıldım, kimin evinde kahvaltı yaptım, yanıma kimi alarak çıktım, bunları takip ediyorlar. Saçmalıyor. Beni güvenliğim için takip ettiğini söylemesini mantığın kabul etmesi mümkün mü? Komik.’

HERKESİN GÖRÜŞÜ VAR

Çelik, Aşkın’ın hasta ve o sırada tutuklu olması nedeniyle aleyhinde konuşmak istemediğini vurgularken, ‘Ben bunları konuşmak istemedim ama bilim adamı hafiyecilik yapmaz. Üniversite, üniversal bir anlayışın olduğu yerlerdir, hür düşüncenin mekanıdır’ dedi. ‘Kimin karısı başörtülü, şu falan görüşte diye fişlemek yanlış. Bu, faşist bir mantık’ diyen Çelik’e, Prof. Dr. Aşkın’ın mahkemedeki savunmasını hatırlatarak fişleme yapmadığını söylediğini belirttim. Çelik, bu savunmaya katılmıyordu:

‘Bunlar Aşkın’ın kasasından çıktıysa korkunç şeylerdir. Bazı insanlar solcudur, bazıları sağcı. Bunları muzır diye, falanı başka görüşte diye kenara iterseniz, Türkiye’de adam kalmaz. Herkesin bir dünya görüşü var. Kimse kendini memleketin esas sahibi saymamalı. Kimse kimseden bir şeyler korumak gibi görev üstlenme hakkına sahip değil.’

ÜNİVERSİTE GERİLEDİ

Çelik, Aşkın döneminde Yüzüncü yıl Üniversitesi’nin bilimsel açıdan gerilediğini savunarak, ‘Sorun bakalım Yücel Bey, rektörlüğü süresince Van’da ne kadar kalmış? Üniversite dışında ne kadar kalmış?’ sorusunu yöneltti. Çelik, kendisinin bu davayla ilişkilendirilmesinin yanlış olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:

‘Eski dekan Mehmet Koyuncu’nun söyledikleri doğruysa, gelip de ‘Siz bakanın kardeşi ile uyum içinde çalışıyorsunuz, Rektör Bey bundan rahatsızdır’ dendiyse bu vahimdir. Aydın bir insan böyle bir şey yapamaz. Rektör bey bu konuda bir açıklama yapmalı. Hep bu davayla ilişkilendirilmeye çalışıldım. Çünkü ağabeyimi ilişkilendirebilseler, beni ilişkilendireceklerdi, beni ilişkilendirseler hükümeti ilişkilendireceklerdi. Amaç buydu. Aşkın davasıyla ne benim, ne ağabeyimin, ne ailemin bir ilişkisi var. Bu davaya bakan hakimleri, savcıları bile tanımam. Ben bu insanlarla hayatımda telefonla bile konuşmadım. Ciddi köşe yazarları, AB bu davanın üzerine neden gitmiyor, bakan bu işle ilgili, diye yazılar yazdılar. Benim kalem erbabıma yakıştıramadığım bu.’
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!