Güncelleme Tarihi:
Bu yeni belgelerde doğrudan Ankara Büyükelçiliği ya da İstanbul Konsolosluğu’ndan gönderilen yazışmalar olmasa da, özellikle Paris mahreçli belgelerde Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği vb. konularda yaşanan tartışmaların detaylarına sıklıkla rastlanıyor.
Örneğin Paris kaynaklı 26 Haziran 2007 tarihli “Gizli” kodlu belgede göre ABD Dışişleri Müsteşarı William Burns’le Fransa Dışişleri Bakanlığı Siyasi Direktörü Gerard Arnaud görüşmesinin detayları yer aldı. Görüşmede Burns PKK’nın o dönemde açıkladığı eylemsizlik kararı ve Irak’taki sınır ötesi operasyon değerlendirmeleriyle ilgili bilgi verirken, Arnaud, Sarkozy ve Levitte’in Türkiye’yle olan tansiyonu düşürmek için bir teklif hazırladığını söyledi.
Türkiye için “imtiyazlı ortaklık” seçeneğinin ilk kez dile getirildiği bu teklife göre Fransa müktesebatın 35 başlığından 31’ihem Türkiye’ye hem üye ülkelere, geri kalan dört başlık ise sadece üyelere uygulanacaktı. Levitte ayrıca Sarkozy’nin Türkiye ziyaretinde Fransa Senatosu’nda tartışılan “Ermeni Soykırımı” tasarısının ölümünü garantileyeceğini de söyledi.
“TREN KAZASI”
12 Aralık 2006 tarihli bir başka belgeye göre ise Avrupa’dan sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Dan Fried ile Cumhurbaşkanlığı Diplomatik Danışmanı Maurice Gourdault-Montagne arasındaki görüşmede bir Rusya ile ilişkiler ve Kosova sorunu gibi konuların yanı sıra Türkiye-AB ilişkileri de konuşuldu.
Fried’in Gourdault-Montagne’a “Türkiye ile AB arasında bir tren kazasından kaçınmak için nasıl bir plan yapıyorsunuz?” sorusunu yöneltmesi üzerine Fransız diplomat, Fransa’nın Türkiye’yi desteklediğini ancak Türkiye’nin AB’nin kurallarına göre oynaması ve taahhütlerini yerine getirmesi gerektiğini söyledi. Annan Planı için yapılan referandumda “hayır” çıkmasının AB’nin suçu olmadığı, bunun Ankara Protokolü’nü uygulamaya koymak için bir bahane olmadığı belirtildi. Türkiye’nin bir jest olarak protokolü uygulamasının çok önemli olduğunu belirten Gourdault-Montagne, Erdoğan MErkel’e “Daha fazla jest yapmayacağız” demiş olsa da Türklerin daha önce defalarca yaptıkları gibi son dakikada bir yol bulacaklarını umduğunu belirtti.
Fried ise AB’nin Ankara Protokolü’nün uygulanmasıyla ilgili yargılarında tek taraflı olmaması ümidini dile getirdi ve Gourdault-Montagne’a AB’nin de kendi taahhütlerini yerine getirmediğini söyledi. (Gourdault-Montagne bu iddiayı şiddetle reddetti.) Fried Türkiye’nin stratejik öneminin çok büyük olduğunu da sözlerine ekledi.
MUHALEFETE TÜRKİYE ELEŞTİRİSİ
Fransa Sosyalist Partisi Genel Sekreteri François Hollande’ın büyükelçilere verdiği davette, AB’nin geleceğiyle ilgili değerlendirmelerinde de Türkiye tartışmaları kendine yer buldu. Hollande’ın AB sınırlarının yeniden değerlendirilmesi ve birliğin nereye kadar genişleyeceği konusunda AB içinde bir karar alması gerektiği ifadeleri üzerine, davete katılan birçok isim Hollande’ın bu koşullar altında Türkiye yanlısı tavrını yeniden değerlendirmesi gerektiğini söyledi.
Fransa seçimleri öncesi Nicolas Sarkozy ve Segolene Royale’in dış politika yaklaşımlarını karşılaştıran bir raporda ise Sarkozy’nin ABD’nin “finosu” yaklaşımı gütmeyeceğinin en önemli örneği olarak Washington’ın desteğine karşın Türkiye’nin AB üyeliğine muhalefet edeceğini söylemesi verildi.
ASIL SORUN ALMANYA VE İSPANYA
Türkiye-AB ilişkileri konusu sadece Paris’te değil Brüksel de gündemin önemli maddeleri arasında yer alıyor. Avrupa Komisyonu’nun Dış İlişkilerden Sorumlu Üyesi Chris Patten’la yapılan bir görüşmenin 28 Nisan 2004 tarihli raporuna göre Patten, Komisyon içinde Türkiye’nin üyeliğine en fazla destek veren ismin kendisi olduğunu söyledi.
Olayın teknik boyutlarını değerlendirerek konuşan Patent, Komisyon’un üyelik müzakerelerini başlatmaktan başka bir seçeneği olmadığını ancak Avrupa’daki siyasi ortamın Türkiye’nin üyeliği için uygun olmadığını söyledi. Patent sorunun “kafasına göre politika değiştiren” Chirac olmadığını Almanya ve İspanya’daki muhafazakar partilerin muhalefeti olduğunu belirtti.
http://twitter.com/HurriyetPlanet