Başbakan Yardımcısı Kaynak: Tankımızı Alman marka tanksavar tahrip etti

Güncelleme Tarihi:

Başbakan Yardımcısı Kaynak: Tankımızı Alman marka tanksavar tahrip etti
Oluşturulma Tarihi: Ekim 14, 2016 18:09

Başbakan Yardımcısı Kaynak: Tankımızı Alman marka tanksavar tahrip etti

Haberin Devamı

Ömer KOÇ/KAHRAMANMARAŞ, (DHA)- BAŞBAKAN Yardımcısı Veysi Kaynak, Türk Silahlı Kuvvetleri öncülüğünde sürdürülen 'Fırat Kalkanı' harekatında Türk tankının, terör örgütü IŞİD tarafından Alman marka tanksavarla tahrip edildiğini söyledi.
Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi'nin Akademik Yıl açılış törenine katıldı. Avşar Kampüsü'nde düzenlenen tören öncesi Başbakan Yardımcısı Kaynak, beraberinde Vali Vahdettin Özkan, AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili İmran Kılıç, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatih Mehmet Erkoç ve Rektör Prof. Dr. Durmuş Deveci ile birlikte, 15 Temmuz'da darbeci generali öldürdükten sonra şehit edilen Astsubay Başçavuş Ömer Halisdemir Parkı'nın açılışını yaptı.
Kaynak, açılışın ardından Cahit Zarifoğlu Konferans Salonu'nda Akademik Yıl açılışında ilk dersi yaptı. 'Bölgesel Krizler ve Türkiye' konulu derste Kaynak, bölgedeki göçmen hareketlerine, teröre ve radikalizme değindi. Dünyada çok büyük göç hareketliliğinin yaşandığını belirten Kaynak, bir kısmı yasal, bir kısmı da yasa dışı olmak üzere 21 milyondan fazla insanın göçmen durumunda olduğunu söyledi.
Kaynak, Cenevre Mülteciler Sözleşmesi ile herkesin bir başka ülkeye sığınma hakkı bulunduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"Cumhurbaşkanımız diyor ya 'Dünya beşten büyüktür' diye. O beşten büyük dünyanın, daha doğrusu o beşten küçük dünyanın belirlediği kurallarla 1921 Cenevre Mülteciler Sözleşmesi yapılmış. Her bir insan; diline, dinine, ırkına, cinsiyetine, hiçbir şeye bakılmadan 'Ben kendi topraklarımda öldürülmekten korkuyorum, can emniyetim yok' diyerek bir başkasının kapısını çalıyorsa, onu diğer devlet almak zorunda. Peki böyle bir kaide varken nasıl yasa dışı göçmen olur? Demek ki bunlar o beşten küçük dünyanın belirlediği kaideler içerisinde herkesin bir başka yere sığınma hakkı vardır. Sınırlaması ne bunun? Teröre, suça, karışmış olmayacak, bir cezai takibattan kaçıp oraya sığınmış olmayacak. Ama bugün 21 milyon insan göçmen."
Türkiye'nin, göçmen meselesinin en çok etkilenen ülkeler arasında yer aldığını ifade eden Kaynak, şunları söyledi:
"Dünyanın her tarafından bir zamanlar beşten küçük, dünyanın araç olarak kullandığı terör örgütleri artık kendilerinin ne olduğunu bilmediğimiz amaçları için, kendilerini inşa eden, kendilerini maşa haline getiren ellerden adeta kurtulmuş, kendi politikalarını, kendi hedefleini ya da hedefsizliklerini icra ediyorlar. Bir bakalım, hepsi bizi ilgilendiriyor. Bir kısmında askerimiz var, bir kısmında polisimiz var, bir kısmında biz varız. Somali'de, El Şabab, Afganistan'da, El Kaide, Suriye ve Irak'ta DEAŞ, Türkiye'de PKK, yine Suriye ve Irak'ta PYD ve Yemen'de Boko Haram. Buralar bizim ecdadımızın çok önem verdiği topraklar ve buralarda maalesef 'terör eşittir İslam' algısı var. Cumhurbaşkanımızla 19 Eylül'den itibaren Birleşmiş Milletler Zirvesi İçin New York'a gitmek için uçağa binmiştik. Bu sırada telefonlarımıza bir mesaj geldi; 'New Jersey'de bir terör saldırısı var.' Bakan arkadaşlar şaka yapıyor aslında büyük bir dramı ortaya koyuyoruz; 'Bu teröristin adı ya Ahmet'tir, ya Hasan'dır ya bir Müslüman adıdır.' Böylece dünya birilerinin araç olarak kullandığı terör örgütlerinin hangi amaç için bilmediğimiz bir sarmalına girmiş vaziyette. O anlı, şanlı sistemleri inşa etmiş batı medeniyetinin hiçbir ülkesi güvenli değil. İsteyen istediği yerde canlı bomba olabiliyor. Paris de güvenli değil, Amsterdam da güvenli değil, Bürüksel de İspanya da Londra da İstanbul da güvenli değil. Yani artık sadece terör hadiselerini savaş alanın çevrilen, o beşten küçük dünyanın kendi hedefleri için savaş alanına çevirdiği Afganistan'da görmüyoruz, sadece Irak'ta görmüyoruz."
'BİZE 'BAŞİKA'DAN ASKERLERİNİZİ ÇEKECEKSİNİZ' DİYORLAR'
Bölgede radikalizm yaşandığını ve bunun da mezhep savaşlarını doğurduğunu anlatan Veysi Kaynak, şöyle konuştu:
"Bölgemizde mensup olmaktan dolayı Allah'a şükrettiğimiz İslam dini mensuplarının yüzde 87'si Sünni, yüzde 13'ü Şii. Ama Sünni-Şii çatışması 1400 yıldan beri sürüyor. Dünya Ticaret Merkezi ile uçağın kalkış yaptığı yer arasında kuş uçuşu 3-4 kilometre var. Bu kadar süre içerisine uçak kalkış pozisyonda biri o kadar mesafede uçağı ele geçirecek ve o ikiz kulelerin birine dalacak. Aslında bunların hiçbiri mantık olarak kabul edebileceğimiz şeyler değil. Ama bu algı hepimize empoze edildi ve hepimiz buna inandık. El Kaide'yi oluşturdular. El Kaide'yi üretenler, El Kaide ile savaş için İslam dünyasına savaşmaya gittiler. DEAŞ'ı üretenler şimdi Suriye'de, Irak'ta DEAŞ'ı temizlemek için işgal ya da başka hangi amaçla 65 ülke orada. 910 kilometre Suriye sınırımız var, 300 kilometreye yakın kara sınırımız var ve burada bizim kardeşlerimiz, akrabalarımız var. Sınır hattı var, teyze orada kalmış kız kardeşi burada. Amca orada, yeğen burada. Ve bize 'Siz asla Musul'da olmayacaksınız, Başika'dan askerlerinizi çekeceksiniz, buraya karışmayacaksınız' diyorlar."
'BİZİM TANKIMIZI ALMAN MARKA TANKSAVAR TAHRİP ETTİ'
Türkiye'nin, Suriye'de güvenli bir bölge oluşturulması gerektiğini daha önce birçok defa söylediğini hatırlatan Kaynak, Gaziantep'te kına gecesini yapılan 'canlı bomba' saldırısının ardından 'Fırat Kalkanı' harekatına karar verildiğini söyledi. Kaynak, şöyle konuştu:
"Türk Silahlı Kuvvetlerimiz 'Fırat Kalkanı' harekatını Kurban Bayramı'ndan önce Cerablus'tan başlattılar. Orada dünyanın meşru kabul ettiği Özgür Suriye Ordusu ve geçici Suriye Hükümeti ile birlikte. Cerablus'ta 40 binden fazla insan yaşıyor şimdi. Özgür Suriye Ordusu'nun destekleyen Türk Silahlı Kuvvetleri'nin desteğiyle Suriye'de 1000 kilometrekarelik alan güvenli bölge haline gelmiştir. Ama orada başka bir vaka var. Canınızı sıkmak istemem ama biz 'Fırat Kalkanı' harekatını yaparken, 65 ülkenin yok etmeye çalıştığı DEAŞ'e karşı bu harekatı yaparken birkaç tank zaiyatı verdik biliyorsunuz, tank önemli değil şehit verdik. DEAŞ'ın bize karşı kullandığı tanksavarlar acaba hangi ülkede üretiliyor? DEAŞ tanksavar kullanabiliyor, tanksavar 'Milan' marka ve Alman malı. Yani İncirlik'te kıyamet koparıyorlar ya 'Biz de koalisyonun bir parçasıyız, İncirlik'e askerimizin yanına gelmeliyiz, biz de DEAŞ'a karşı savaşıyoruz. Batı dünyasını, batı medeniyetini DEAŞ'a karşı koruyup kollamak zorundayız.' Bizim tankımızı hangi silah tahrip etti? Bizim tankımızı Alman marka Milan tanksavar tahrip etti. Siz diyeceksiniz ki bir zamanlar 'Ben DEAŞ'a karşı korkuyorum, gelin Başika'ya bir istasyon kurun, bir garnizon kurun ve burada bizim yerel milislerimizi bizim güvenliğimiz için eğitin.' Türk askeri orada olacak, 4 binden fazla yerel gücü, Iraklıyı eğitecek, donatacak, kendi vatan topraklarını, kendi evlerini savunmaları için hazır hale getirecek, şimdi tam siz kardeş kardeşi oyununu yaparken diyeceksiniz 'Burada asla Türkiye olmasın, Başika'dan çekilsin.' Irak'ta 65 ülke var ey İbadi. 12 bin, 20 bin kilometre öteden getirdiğiniz güçler var. Ve orada çıkartılmak istenen oyunun herkes farkında."
Rektör Prof. Dr. Durmuş Deveci, dersin ardından Veysi Kaynak'a hediye verdi. Kaynak, salonun çıkışında kendisine ikram edilen aşureyi bir öğrenciye ikram etti.

FOTOĞRAFLI

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!