Barroso'nun yeni ekibi dikkat çekiyor
Güncelleme Tarihi:
Financial Times gazetesinde yayımlanan bir başyazıda Avrupa Komisyonu’ndaki kadro değişikliği ile ilgili olarak “ulusal çıkarların ortak çıkarları yönettiği” yorumu yapıldı.
İkinci kez başkan seçilen Jose Manuel Barroso’nun seçtiği ekibin liberalleri hayal kırıklığına uğratırken özellikle İngiliz bankacıları alarma geçireceği ifade edildi.
Makalede Lizbon Anlaşması’yla oluşan Avrupa Konseyi Başkanlığı görevine Belçika Başbakanı Herman van Rompuy’un AB Dışişleri Bakanlığına da Catherine Ashton’ın atanması kararlarının kimseyi heyecanlandırmamasının ardından gelen bu yeni komisyon teklifinin de can sıkıcı olacağı belirtildi.
Yazıda ayrıca kimi çevrelerce özellikle ortak pazar portföyü üzerinde kontrol sağlamayı başaran Fransa’nın ulusal çıkarlarını Birliğin ortak çıkarlarının üzerinde tutarak kararı ilgililere dikte ettiği yorumu yapılacağı ifade edildi.
Makalede Barroso’nun başa çıkması gereken denge oyunları göz önünde bulundurulduğunda mantıklı bir seçim yaptığı savunuldu ancak bazı eleştiriler de getirildi.
Komisyonun AB’nin Ortak Pazar prensiplerinin onaylanması için çok çalışan rekabetten sorumlu üyesi Neelie Kroes’un telekomünikasyon alanına kaydırılması hayal kırıklığı yarattı. Halbuki Hollanda hükümeti Kroes’un partisi bugün muhalefette olmasına rağmen kendisini tekrar aday göstermiş ve bu görevi onayladığını göstermişti.
Ancak Kroes’un yerine geçen İspanyol Sosyalist Joaquin Almunia’nın, komisyonun ekonomik ve parasal ilişkilerden sorumlu üyesi olarak sağlam bir geçmişi var. Almunia’nın yerine geçen Finlandiyalı liberal Olli Rehn de AB’nin genişlemesinden sorumlu olduğu dönemde iyi bir iş çıkarmıştı.
Barroso’nun sahneye koyduğu gösterinin en güçlü sahnesi tabii ki Fransa’nın tarım ve dışişleri eski bakanı Michel Barnier’nin mali hizmetler dahil olmak üzere ortak pazardan sorumlu hale getirilmesi oldu.
Londra’daki yetkililer ve İngiliz diplomatlar, Barnier’nin bölümünün başına bir İngiliz atanmış olmasına rağmen Başkan Nicolas Sarkozy’nin Barnier’yi İngiltere’nin mali hizmetlerdeki rekabetçiliğine ket vurmak için kullanmak istediğini düşünüyor.
Bu durum Dünya Ticaret Örgütü’nün şu anki saygıdeğer başkanı Pascal Remy’nin komisyonun ticaretten sorumlu üyesi olarak atmasına gösterilen tepkiyi hatırlatıyor.
Barnier, 1999–2004 yılları arasında bölgesel politikalardan sorumluyken, her ne kadar bölümü bir bakıma kendi kendini yönetmiş olsa da etkili bir komisyon üyesi görüntüsü çizmişti. Dolayısıyla makalede Sarkozy’nin gerçek amacının farklı bir şey olabileceği belirtiliyor.
Fransız seçmenler 2005 yılında AB anayasasını reddettikleri zaman Ortak Pazar’a karşı oy kullanmışlardı. Dolayısıyla Barnier’nin görevinin bir kısmı da Fransızların küreselleşmeye karşı daha az muhalif olmalarını sağlamayı kapsıyor.
Makalede son olarak iklim değişikliğinden sorumlu bir komisyon üyesi (Danimarkalı Connie Hedegaard) atanmasının yaratıcı bir fikir olduğu ifade ediliyor.
Barroso’nun “takımının deneyim ve modern düşüncenin mükemmel bir karışımı” olduğu iddiası biraz abartılı olsa da yeni Komisyon tedbirli bir karşılamayı ve dikkatlice gözlenmeyi hak ediyor.