Zaman, öç alma zamanı

Güncelleme Tarihi:

Zaman, öç alma zamanı
Oluşturulma Tarihi: Nisan 04, 2022 11:15

Almanya’da 27 Eylül 1998’de yapılan genel seçimleri kaybeden dönemin Başbakanı Helmut Kohl, yenilginin hemen ardından yıllardır sürdürdüğü Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi’nin (CDU) Genel Başkanlığı’nı da bıraktı. Yerine CDU ile ‘kardeş parti’ Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) Federal Meclis Grup Başkanı Wolfgang Schaeuble geçti. Angela Merkel de CDU Genel Sekreteri oldu.

Haberin Devamı

Zaman, öç alma zamanı
ARADAN çok geçmeden CDU’da parti bağışı skandalı ortaya çıktı.
1973-1998 yılları arasında CDU Genel Başkanı, 1982-1998 yıllarında da Almanya Başbakanı olarak görev yapan Helmut Kohl, “Kendilerine şeref sözü verdim” diyerek bağışta bulunanların isimlerini açıklamadı.
Bunun üzerine CDU Genel Sekreteri Angela Merkel, muhafazakâr günlük gazetelerden Frankfurter Allgemeine Zeitung’a (FAZ) 22 Kasım 1999’da kendi imzasıyla bir makale yazdı.
Merkel, “Parti yürümeyi öğrenmeli, kendisine güvenmeli ve gelecekte kendisini ‘savaş atı’ olarak niteleyen Helmut Kohl gibiler olmadan da politik rakiplerine karşı mücadeleyi üstlenmeli. Tıpkı reşit olan biri evden nasıl ayrılıyorsa, parti de kendi yolunu çizmeli” satırlarına yer verdi.

Haberin Devamı

KOHL’E İSYAN
Bu çok açık biçimde, ‘kara dev’ olarak bilinen Helmut Kohl’e isyandı.
CDU’lu bazı politikacılar, Merkel’i ‘baba katili’ olmakla suçladılar.
Çünkü Hamburg’da doğan, ama tarihe karışan eski Doğu Almanya’da büyüyen ve yaşayan Angela Merkel’e iki Almanya’nın birleşmesinden sonra Helmut Kohl yoğun destek vermişti.
Hatta ‘Mein Maedchen’ (kız çocuğum) dediği Merkel’i kabinede önce Federal Aile ve Gençlik Bakanı (1991-1994) sonra da Federal Çevre, Doğa Korunması ve Reaktör Güvenliği Bakanı (1994-1998) yapmıştı.
Kohl’ün yerine CDU’nun Genel Başkanı olan Wolfgang Schaeuble’nin de adı parti bağışı skandalına karışınca, Merkel ‘İlklerin kadını” oldu.
Schaueble, 2000 yılı Şubat ayında istifa edince, Merkel iki ay sonra CDU Genel Başkanı seçildi.
Bu, CDU’nun tarihinde bir ilkti.
İlk kadın Genel Başkan.
Ve Merkel 2005 yılında yapılan genel seçimlerden sonra Almanya Başbakanı oldu.
Bu da bir ilkti.
Almanya’nın ilk kadın Başbakanı.

‘YANILDIĞIMIZI İTİRAF ETMELİYİZ’
2018 yılında yapılan Eyalet Parlamentosu seçimlerinde CDU oy kaybına uğrayınca oklar Merkel’e çevrildi.
Bunun üzerine Merkel, aynı yıl aralık ayında CDU liderliğini bıraktı ve 2021’de bitecek yasama döneminden sonra da aday olmayacağını ilan etti.
Nitekim sözünde de durdu ve 26 Eylül 2021’de yapılan genel seçimlerde aday olmayıp aktif politikayı bıraktı.
Tabii Merkel’siz CDU/CSU da iktidardan oldu.
30 Mart 2022 tarihli haftalık Die Zeit gazetesinde CDU’nun yeni Genel Başkanı Friedrich Merz’in kaleme aldığı bir makale yayımlandı. “Yanıldığımızı itiraf etmeliyiz” başlıklı bu makalesinde Merz, CDU’nun eski lideri ve Almanya’nın eski Başbakanı Merkel’e verip veriştirdi.
Alman Ordusu’nun perişan durumda olmasının suçunu Merkel’e yükledi.
Kuzey Akım 1 ve 2 doğal gaz projeleriyle Rusya’ya enerji bağımlılığının artmasının suçunu da öyle.
Hem de Merkel’in yenilenebilir enerjiye dönük yatırımları artırdığını ve buna rağmen şu anda bile Almanya’da tüketilen doğal gazın yüzde 55’inin, maden kömürünün yüzde 50’sinin ve petrolün yüzde 35’inin Rusya’dan ithal edildiğini bilmezmiş gibi davranarak.
2011 yılında Japonya’nın Fukuşima kentindeki nükleer santral kazasından sonra Almanya’daki tüm nükleer santralların 2022 yılında sonuna kadar kapatılması kararı alınması da Merkel’in suçuydu Merz’e göre.
Oysa ki bu karar diğer partilerin de, halkın da desteğiyle alınmıştı.
Merz’e göre Merkel’in en büyük hatası Ukrayna’nın NATO’ya alınmasına destek vermemesiydi.
Yani Putin’in Ukrayna’da savaş açmasının ‘suçlusu’ da Merkel’di.

Haberin Devamı

‘MERKEL BİR UZLAŞMA MAKİNESİ’YDİ
Friedrich Merz, belli ki Merkel’in Avrupa Birliği’nin (AB) güçlenmesi, Almanya’nın 2008’de dünya genelinde yaşanan mali krizi güçlenerek atlatması, diğer ülkeler kapılarını 2015 yılında Suriyeli sığınmacılara kapatırken, Almanya’nın sınırlarını sonuna kadar açarak AB’nin onurunu kurtarmak için uyguladığı akıllı politikaları görmezden geliyor.
AB Konseyi Başkanı Charles Michel’in “Merkel’siz bir AB Konseyi, Vatikan’sız Roma’ya, Eyfel Kulesi olmayan bir Paris’e benzer. Sen (Merkel) bir anıtsın”, Lüksemburg Başbakanı Xavier Bettel’in “Merkel bir uzlaşma makinesiydi. Avrupa O’nu özleyecek”, Belçika Başbakanı Alexander De Croo’nun “Merkel Avrupa’da iz bıraktı” sözlerini duymazdan geliyor. Belli ki Friedrich Merz, 2000 yılında CDU Genel Başkanı seçildikten sonra Angela Merkel’in kendisinin altından CDU/CSU Federal Meclis Grup Başkanı koltuğunu da çekip almasını ve geçen yıl yeniden döndüğü aktif politikadan uzaklaştırmasını bir türlü unutamamış, hazmedememiş.
Belli ki yıllar sonra da olsa, ‘Zaman öç alma zamanı’ diyor.

BAKMADAN GEÇME!