Yıldırım'dan ilginç iddia

Orgeneral Hüseyin Nusret Taşdeler, eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Hasan Iğsız, Yeditepe Üniversitesi kurucusu Bedrettin Dalan ve emekli Albay Dursun Çiçek'in de aralarında bulunduğu 29 sanıklı “İrtica ile Mücadele Eylem Planı” davasının 54. duruşması başladı.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki küçük salonda görülen davanın bugünkü duruşmasına, tutuklu sanıklar emekli Orgeneral Hasan Iğsız, Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu, korgeneraller Mehmet Eröz ve İsmail Hakkı Pekin, Tümgeneral Hıfzı Çubuklu, emekli Tuğamiral Alaettin Sevim, albaylar Sedat Özüer ve Ziya İlker Göktaş, emekli albaylar Dursun Çiçek, Fuat Selvi, Hulusi Gülbahar ve Cemal Gökçeoğlu, sivil memur Mehmet Bülent Sarıkahya, eski Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Deniz Yıldırım katıldı.

Mahkeme heyeti tarafından duruşmadan men edilmesine karar verilen avukat Serdar Öztürk'ün bulunmadığı duruşmaya, YAŞ kararıyla Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanlığına atanan ve hakkında yakalama kararı bulunan Orgeneral Hüseyin Nusret Taşdeler ile kırmızı bülten ile aranmalarına karar verilen Tümgeneral Mustafa Bakıcı ve Bedrettin Dalan ise gelmedi.

Duruşmada, ikinci “Ergenekon” davası kapsamında tutuklu yargılanan bu davanın tutuksuz sanığı Hasan Ataman Yıldırım ile tutuksuz sanıklar Altunay Şahin ile Cem Şimşek de hazır bulundu.

“Hakkımda çok ciddi suçlamalar var”

Duruşmada savunmasını yapan Hasan Ataman Yıldırım, tutuksuz olarak yargılanmasına rağmen hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açıldığını belirterek, “Tutuksuz yargılanmam önemli değil. Hakkımda çok ciddi suçlamalar var. Hayatım kayacak durumda. O yüzden her şeyi söylemek zorundayım” diyerek ayrıntılı bir savunma yapacağını dile getirdi.

Savunmasında “Ergenekon” kapsamında yapılan operasyonlar, açılan davalar, “Balyoz Planı” soruşturması ve dava süreci ile “Futbolda şike” davasına da değinen Yıldırım, gazete kupürlerinden örnekler vererek yaptığı konuşmasında, yargılandığı bu davanın “Ergenekon” kapsamındaki siyasi davalardan olduğunu öne sürdü.

İkinci “Ergenekon” davası kapsamında yaptığı savunması ve taleplerinin yer aldığı “Ergenekon kazanında kurbağa” adlı kitabını da heyete gösteren Yıldırım, kitabını kendi imkanlarıyla çıkardığını anlattı.

“Ergenekon” adından örgüt olmadığını belirten Yıldırım, “Örgüt olsa böyle mi olurdu? Ben kitabımın basım parasını cebimden ödemezdim” dedi.

Yıldırım, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ hakkındaki iddianamenin mahkemece kabul edildiğini hatırlatarak, Başbuğ'un “Ergenekon'un amaçları doğrultusunda Türk Silahlı Kuvvetlerine sızmış bir yapının yöneticisi olmak”la suçlandığını hatırlattı.

Kendisinin 1964 yılında TSK'ya girdiğini ifade eden Yıldırım, “13-14 yaşındaydım. Başbuğ da benden 3-4 yaş kadar büyük. Ben 14 yaşında mı TSK'ya sızdım? Başbuğ ne zaman sızmış?” diye konuştu.

Savunmasında “Futbolda şike” davasına ilişkin değerlendirmede bulunan Yıldırım, futbol kulüplerine yönelik bu operasyonun “Ergenekon”a bağlanmak istendiğini, bu şekilde olmayan “Ergenekon”un finans ayağının oluşturulmak istediğini ileri sürdü.
Yıldırım, ancak toplumda “Ergenekon”a olan inanç azalınca şike kapsamında yeni bir yasa çıkarılarak tutuklanan bazı sanıkların tahliye edildiğini savundu.
Duruşma, Yıldırım'ın savunmasını yapmasıyla devam ediyor.