Turia Nehri’nin kenarına kurulmuş tam bir Akdeniz Şehir: Valencia

Güncelleme Tarihi:

Turia Nehri’nin kenarına kurulmuş tam bir Akdeniz Şehir: Valencia
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 29, 2023 07:04

Valencia, dünyanın en eski şehirlerinden biri... Yıllardır İspanya’nın ünlü şehirleri Barcelona ve Madrid’in yanında adeta üvey evlat muamelesi gördüğü yazılıp çizilen Valencia, son yıllarda yaşadığı turizm patlaması ile bu şehirlerle yarışır hale gelmiş durumda. Beni en çok etkileyen şey, dünyanın en eski şehirlerinden biri unvanını taşıyan Valencia’nın yüzlerce yıllık tarih ve geleneklerinin, şehrin içinde ayrı bir şehir olan ultra modern ‘sanat ve bilim şehri’ ile muhteşem uyumunu gözlemlemek oldu...

Haberin Devamı

BENİM için, eski bir şehrin sokaklarında ve meydanlarında kaybolmak, bahçelerinde ve parklarında yürümek, kartpostal tadında manzaralarına dalmak, yüksek kulelerine tırmanmak, eski kiliseleri ziyaret etmek bir şehrin olmazsa olmazlarından. İspanya’nın üçüncü büyük şehri Valencia’da hem tarihi eski şehir hem de ultra modern şehir bir arada ve ziyaretçilerine gerçek anlamda unutulmaz bir görsel sunuyor. Valencia, bir Akdeniz şehri olmasına rağmen şehir merkezi direkt deniz kıyısında değil. Denizden biraz daha içeride, merkeze yaklaşık yarım saatlik bir mesafede bir zamanlar gerçek bir nehir olan Turia Nehri’nin kıyısına kurulmuş. Turia Nehri, 1960’lı yıllarda yaşanan sel felaketi ve taşkınlar sebebiyle kurutulup, günümüzde yemyeşil bahçeler haline dönüştürülerek Turia Bahçesi adını almış. Önceden nehrin aktığı bu yer şimdi şehrin yeşil akciğeri olarak biliniyor.

Haberin Devamı

HARİKA BİR DİNLENME YERİ
Valencia’nın tam göbeğinde 9 km. uzunluğundaki bu park, günümüzde insanların hoş vakit geçirebileceği, bisiklete binip yürüyüş yapabileceği, banklarda ve çimlerde oturabileceği harika bir dinlenme ve eğlence yeri. Olağanüstü bir bitki örtüsüne sahip bu park aynı zamanda İspanya’nın en büyük parklarından biri ve istatiklere göre şu anda ülkenin en çok ziyaret edilen parkı. Şehri selden ve su baskınlarından kurtarmak adına yapılan bu parkın içinde sportif, kültürel, bilimsel ve sosyal aktiviteleri gerçekleştirmek mümkün. Ayrıca içerisinde birçok gölet ile park yolu üzerinde arka arkaya uzananan tam 18 adet müthiş köprü bulunuyor.

PAZARA YETİŞMEK İÇİN ACELE EDİN
Valencia’yı gezmeye şehrin simgelerinden biri haline gelen ‘Merkez Pazarı’ndan (Mercat Central) başlayalım. İnşası 18 yıl süren bu pazar, metal, seramik, mozaik ve camı birleştiren oldukça güzel bir mimariye sahip. Dış ve iç cephesinin güzelliğine hayran kalmamak mümkün değil. İspanya Kültür Bakanlığı tarafından ‘Kültürel Miras’ ilan edilmiş. Bu pazarın her zaman çok kalabalık olmasının sebebi ise her türlü yüksek kaliteli taze ürünü satın alabiliyor olmanız, sebze, meyve, et, balık, kuruyemiş ve buranın yerlisi kadınların yapmış olduğu ev yemeklerinin satılıyor olması. Ürünlerinin kalitesi ve büyüklüğü nedeniyle bu pazar ayrıca Avrupa’nın en iyilerinden biri olarak kabul ediliyor. Sadece bu pazarı ziyaret etmek için acele edin çünkü saat 15.00’e kadar açık...

Turia Nehri’nin kenarına kurulmuş tam bir Akdeniz Şehir: Valencia

ÜÇ BÖLÜMDEN OLUŞUYOR
Pazarın hemen karşısındaki İpek Borsası (La Lonja de la Seda): 1482-1533 yılları arasında inşa edilen La Lonja de la Seda, gotik tarzı mimarinin en güzel örneklerinden biri olarak kabul ediliyor. UNESCO Dünya Mirası Alanı olarak kabul edilen bu tarihi yapı, Valencia’nın, Avrupa’nın ana ticaret ve kültür merkezlerinden biri olduğu altın çağının en güzel örneklerinden. Adı, Akdeniz’in ücra köşelerinden gelen tüccarların buluşup anlaşmalar yaptığı ‘İpek Borsası’ anlamına geliyor. Bu tarihi yapı üç bölümden oluşuyor; 17 metre yüksekliğindeki 24 sütunlu spiral şeklindeki ‘Sütun Salonu’, etkileyici bir gotik ahşap tavanı olan ‘Patio de los Naranjos’ ve ‘Deniz Konsolosluğu Odası’. Ortasında ise portal ağaçlarının bulunduğu küçük ve sevimli bir avlusu var. Giriş ücreti sadece 2 Euro.

Haberin Devamı

ASIRLIK MİMARİ YAPILAR
Reina Meydanı (Plaza de la Reina): Valencia’nın eski şehir meydanı da olan bu meydan, palmiye ağaçları, asırlık mimari yapılar, birbirinden lezzetli İspanyol yemekleri sunan restoranlar, barlar ve kafelerle dolu. Şehrin kalbinin attığı yerlerin başında gelen bu meydan, Valencia turuna başlamak için en ideal yerlerden de biri aslında. Şehirdeki turistik cazibe merkezlerinin büyük bir bölümüne yürüme mesafesinde olan meydan, tarihi şehir merkezinin geniş ana meydanı olması bakımından da önemli. Yaz aylarında hemen hemen her akşam canlı müzik konserleri oluyor. Şehrin en ünlü tarihi yapısı olan Valencia Katedrali de hemen yanı başında.
Barrio del Carmen Meydanı: Valencia’nın eski şehir bölgesinin kuzey kesimi olan Barrio del Carmen Meydanı, özellikle görülmesi gereken yerler arasında. Çok sayıda tarihi ve turistik cazibe merkezine ev sahipliği yapan bu bölge, Orta Çağ’dan kalma Torres de Serranos ve Torres de Quart kapılarına da ev sahipliği yapıyor. Valencia’da görülmesi gereken tarihi yerler ve müzelerin çoğu bu noktada bulunuyor. Ayrıca çok sayıda restoran, kafe, alışveriş merkezleri ve barlar var. Del Carmen bölgesinde her yer birbirine çok yakın olduğu için yürüyerek rahatça her yeri dolaşabilir, şehrin ara sokaklarında kaybolabilirsiniz. Bu meydan ile kilise arasında kalan Museu Caddesi’ni takip ederseniz, şehrin sembolü haline gelen Instagram fenomeni şirin, mini minnacık ünlü ‘Kedi Evi’ni görebilirsiniz.

Turia Nehri’nin kenarına kurulmuş tam bir Akdeniz Şehir: Valencia

207 BASAMAKLI KULEYE ÇIKABİLİRSİNİZ
Valencia Katedrali ve Miguelete’nin ünlü Çan Kulesi (Santa Maria de Valencia Katedrali): 13. yüzyılda inşa edilen bu gotik tarz kilisenin içinde, Hz. İsa’nın son akşam yemeğinde kullandığı sanılan birinci yüzyıldan kalma kutsal kadeh bulunuyor. Katedralin en önemli görsellerinden bir diğeri ise 10 yıl önce keşfedilen 15. yüzyıl Ana Sunağı’nın Rönesans freskleri. Katedral Müzesi’nde ayrıca Goya’nın eserlerini görebilir ve şehrin en güzel manzarasını izlemek için kondisyonunuz yeterliyse Miguelete’nin 207 basamaklı kulesine çıkabilirsiniz.
Bakire Meydanı (Plaza de la Virgen): Valencia’nın en ikonik ve en sembolik meydanı. Tarihi Roma dönemine kadar uzanan Plaza de la Virgen’in merkezindeki meydanın en cazibeli yapılarından biri de sekiz çıplak kadınla çevrili Neptün’ü tasvir eden çeşme. Silvestre Edeta’nın eseri olan bu çeşme, gezginlerin en çok fotoğrafladığı yerlerin başında geliyor. Yerel halkın ve turistlerin buluşma yeri olarak tercih ettiği bu tarihi meydan ayrıca birbirinden güzel üç önemli tarihi bina ile çevrili: Santa Maria Katedrali, Generalitat Sarayı ve Virgen de los Desamparados Bazilikası. Valencia’nın kalbinin attığı yerlerin başında gelen Plaza de la Virgen, şehir merkezinde ve araç trafiğine kapalı. Benim favori meydanım...

Haberin Devamı

HAPİSHANE OLARAK KULLANILMIŞ
Serranos Kuleleri (Torres De Serranos): ‘Kapı Kuleler’ olarak da geçiyor. 14. yüzyılda (1392-1398 yılları arasında) Pere Balaguer tarafından inşa edilmiş. Burası aynı zamanda 1586 yılından 1886 yılına kadar hapishane olarak da kullanılmış. Günümüzde ise turistlerin en uğrak yerlerinden biri haline gelmiş. Kulelere giriş ücreti 2 Euro, pazar günleri ise ücretsiz. Şehri yukarıdan izlemek için mükemmel bir görsel sunuyor. Hem ucuz hem de kuleye çıkış zahmetsiz, fazla kondisyon gerektirmiyor.
Santa Caterina Kilisesi: Şehrin en eski kiliselerinden biri. Kilise binasından ayrı bir yerde binaların arasında kilisenin parçası olan bir de çan kulesi var. Kilisenin hemen karşısındaki dar sokaktan geçerek ünlü Plaça Redona pazarına ulaşabilirsiniz. Burası daire biçimde binaların arasında kalan küçük bir pazar.

Haberin Devamı

BEŞ FARKLI YAPI BİR ARADA
Sanat ve Bilim Şehri (Ciudad de las Artes y las Ciencias): Sanat ve bilim şehri olarak yapılan, modern mimarinin en güzel örneklerinden olan bu kompleks, ünlü mimar Santiago Calatrava tarafından tasarlanmış ve 350 bin metrekare alana sahip. Bu kompleks, 5 farklı yapıyı bir araya getiriyor. Bunlar; Palau de les Ars Reina Sofia (Opera Binası), Ocea-nografic (Avrupa’nın en büyük akvaryumu), Agora (ektinlik merkezi), Hemisferic (sinema salonu) ve Umbracle (botanik park). Bölgeye girdikten sonra, yapay göllerin kıyısında yürüyüş yapabilir, fotoğraf çekmek için en iyi perspektife sahip olan Monteolivete Köprüsü’ne çıkabilir ve bu küçük fütüristik şehrin muhteşem aydınlatmasını görmek için günbatımına kadar orada kalabilirsiniz
Kuzey İstasyonu ve Valencia Arenası: 1917’de açılan North Station yani Kuzey Tren İstasyonu’na ben bayıldım. Mimar Demetrio Ribesque’nin bu güzel eseri, Valencia Topluluğu’ndaki en yüksek yolcu trafiğine sahip istasyon. İstasyonun içinde, girişin hemen sağında olan küçük bir odaya göz atın derim. Dekorasyonu cam ve seramikle birleştiren bu oda, eskiden bir kafeteryaymış. Kuzey İstasyonu’nun hemen yanında ise Plaza de Toros de Valencia yani Valencia Arenası var. 1850 ve 1859 yılları arasında inşa edilen bu yapı, Roma’daki Kolezyum ve Fransa’daki Nimes Arenası’ndan esinlenerek yapılmış. Arenanın arkasında müthiş manzaralı güzel evlerin bulunduğu sokağı da keşfetmenizde fayda var.

Turia Nehri’nin kenarına kurulmuş tam bir Akdeniz Şehir: Valencia

KIRMIZI KUBBELİ BEYAZ BİNA
Valencia Belediye Binası (Ajuntament de Valencia): Burası Plaza de Ayuntamiento yani Belediye Meydanı üzerinde bulunan muhteşem kırmızı kubbeli beyaz bina. 1704 yılında inşa edilmiş. İçerisinde şehir müzesini barındırıyor ve giriş ücretsiz. Bu meydanda gerçekten çok güzel binalar bulunuyor. Bunlardan biri de tarihi postane binası. Meydanın merkezinde geceleri farklı renklerde aydınlatılmış büyük bir dairesel çeşme, palmiye ağaçlarının altında Valencia şehir yazısı ve peyzajlı yeşil bir alan var. Ayrıca meydanın yakınında şehrin en sevilen binalarından olan Marquis de Dos Aguas’ın sarayı bulunuyor.
Albufera Milli Parkı ve El Parmar: Doğayla baş başa kalabileceğiniz yerlerin başında gelen ve Valencia’da gezilecek yerler listesinde olması gereken bu doğal parkı da ziyaret etmenizi öneririm. İçerisinde 250 çeşit kuş türü ve kilometrelerce uzunluğundaki yürüyüş ve bisiklet parkurlarıyla ilgi gören park, şehir merkezine sadece 10 km. uzaklıkta. Milli parkın bir parçası olan gölde sandallarla tur yapıp gün batımını izleyebilirsiniz. Sandal turları yaklaşık 30-45 dakika arasında sürüyor ve kişi başı ücret 8-10 Euro arası. Albufera Gölü içerisinde bulunan küçük adadaki El Parmar’da Valencia mutfağının ünlü paellasını keşfedebilirsiniz. Albufera Milli Parkı’na gitmek için Valencia şehir merkezinden 24 ve 25 numaralı EMT otobüslerine binmelisiniz. Eğer yanınızda ‘Valencia Turist Kartı’ varsa her iki otobüs de ücretsiz. Kartınız yoksa önemli değil, çünkü gidiş sadece 1.50 Euro. Dönüş de aynı şekilde. Otobüsler saat başı kalkıyor ve dönüşü ona göre ayarlamanızda fayda var...

Haberin Devamı

BUNLARI YAPMADAN DÖNMEYİN
İSPANYA’da yapılacak en tipik şeylerden biri olan Valencia paellasını denemeden dönmeyin. İliklerinize kadar gerçek bir İspanyol gecesi ve kültürünü yaşamak için kesinlikle Flemenko gösteri performansları gecesine katılın. Fiyatlar 18 Euro civarında ve buna değer. Sanat ve Bilim şehrinde akşam güneşini batırın. İspanya’da yemek saatlerininin değişik olduğunu unutmayın, birçok restoran akşam akşam saat 08.00-09.00’dan sonra tekrar açılıyor... Eğer Valencia’da 4-5 gün kalacaksınız, bir gününüzü mutlaka denize ayırın. Kalabalıktan kaçıp güzel bir deniz molası vermek isterseniz, kilometrelerce uzunluğundaki kumsalları, çok sığ ve sıcak denizi ile Valencia’nın Las Arenas bölgesini tercih edebilirsiniz. Lüks beach’ler ve oteller Marina bölgesinde. (Türkiye ile kıyaslandığında pek de lüks sayılmaz ve daha pahalı)

Turia Nehri’nin kenarına kurulmuş tam bir Akdeniz Şehir: Valencia

Turia Nehri’nin kenarına kurulmuş tam bir Akdeniz Şehir: Valencia

Turia Nehri’nin kenarına kurulmuş tam bir Akdeniz Şehir: Valencia

METROYU TERCİH EDİN
HAVAALANI Valencia şehir merkezinden sadece 9 km. uzaklıkta. Merkeze ulaşımı havaalanı–şehir merkezi ulaşımını sağlayan otobüslerle (30-35 dakika sürüyor) ya da her 8 dakikada bir hareket eden metro (20 dakika) ile sağlayabilirsiniz. Şehrin turistik merkezine yakın bir yerde konaklayacaksanız turistik yerler zaten yürüme mesafesinde ve Valencia’da toplu taşıma ücretleri çok uygun (1.50 Euro civarında) olduğu için ‘Valencia Turistik Kartı’ alıp almamayı iyi düşünün derim... Restoranların teraslarında sigara içme yasağı Mayorka’da kaldırılmasına rağmen Valencia’da devam ediyor ve cezalar oldukça yüksek.

FESTİVALLER ŞEHRİ
VALENCIA aynı zamanda bir festivaller şehri. Her yıl 600’ü aşkın festival düzenleniyor. Büyük bir olasılıkla ziyaretiniz sırasında zaten bir tanesine denk geleceksiniz. Tatil planınızı 15-19 Mart tarihleri arasında yaparsanız, dünyaca ünlü Las Fallas Festivali’ne rastlayabilirsiniz. Oldukça eğlenceli geçen festivalde yerel halk aylar öncesinden hazırladıkları kuklalarla panayırlar düzenliyor ve festivalin bitiş gününde bir ateş yakılıyor. Bu kuklalar ateşe atılarak dev bir ateş oluşması sağlanıyor. Bir de haziran ayının son çarşambasında yapılan La Tomanita Festivali var. 1945 yılında iki çocuk arasında çıkan kavgadan sonra doğan festivalde, 45 ton domates kullanılıyor. Ortaya çıkan görüntüyü hayal edebilirsiniz.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!