NSU kurbanlarına DNA testi baskısı

Güncelleme Tarihi:

NSU kurbanlarına DNA testi baskısı
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 13, 2012 12:21

Alman polisi, Keup Caddesi’nde çivili bomba patlatarak 22 Türk’ün yaralanmasına neden olanNSU’dan değil Türklerden şüphelenmiş. Yaralılardan zorla DNA istediğini gösteren belgelerin hemFederal Meclis Araştırma Komisyonu hem de kurbanların avukatlarından saklandığı da ortaya çıktı.

Haberin Devamı

ALMANYA’nın Köln kentindeki Keup Caddesi’nde 9 Haziran 2004’te neonazi terör çetesi Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) üyelerinin patlattığı çivili bombada yaralananların, bir de polis kurbanı olduğu belgelerle ortaya çıktı.

Polisin, patlamadan birkaç ay sonra bombalama sonucu yaralananlara mektup göndererek zanlı olabilecekleri şüphesiyle DNA testine tabi tutulacaklarını bildirdiği ortaya çıktı. Polis, bombalı saldırıda yaralanan Türklere gönderdiği mektupta, olay yerinde zanlılara ait olabileceğinden şüphelenilen deliller ve ip uçlarına ulaşıldığını belirterek ‘Bunların size ait olup olmadığı ancak sizden alacağımız kan ve tükürük örnekleri üzerinde yapılacak DNA testleri sonucu saptanabilir’ denilerek, DNA testi talebinde bulunuyor.

Avukat dosyalarında yok
Polisten NSU kurbanlarına gönderilen mektupta, DNA testi için gönüllü katılmaları istenirken, gönüllü olmadıkları takdirde ise m yasal zorlamalarla testin yapılacağı uyarısında da bulunuyor. Polisin Keup Caddesi’nde yaralanan Türklerden zorla DNA testine tabi tutmalarını gösteren belgeleri savcılığa verip vermediği öğrenilmezken, bu belgenin ve test sonuçlarının Federal Meclis Araştırma Komisyonu ve kurban avukatlarına gönderilen dosyalara ise konulmadığı ortaya çıktı. Polisin belgeleri dosyaya koymamasını hukuka aykırı olarak değerlendiren ceza hukuku uzmanı avukat Ogün Parlayan, polisin bu tutumunu “Kurbanlardan şüphelendiklerini gizlemek istemiş olabilir” diye yorumladı.

Kabul edilmez bir durum
Polisin olayı aydınlatmak için herkesten şüphelenmesinin normal olduğunu belirten Parlayan, “Fakat dikkatli davranmak zorunda. Olayda yaralananları bir de emniyet güçleri takındıkları tutumlarla yaralayamaz. Yaralıları DNA testine zorlamalarından, polisin yaralanan Türklerin zanlı olduğundan yola çıktığını açık şekilde gösterteriyor” dedi.

Dava bir an önce açılmalı
CEZA avukatı Ogün Parlayan, NSU üyesi tutuklu Beate Zschaepe ile ilgili davanın bir an önce açılması gerektiğini, aksi takdirde Zschaepe’nin salıverilmesinin söz konusu bile olabileceğine de işaret etti. Yargıtay’ın mayıs ayında aldığı ‘davanın bir an önce açılması’ yönündeki kararı hatırlatan Parlayan,

“Başsavcılık ağustos, en geç eylül ayında dava açmak zorunda. Aksi takdirde uzun süren tutukluluk süresi nedeniyle Beate Zschaepe’nin mağduriyeti ileri sürülerek serbest kalma ihtimali doğar" dedi.

Giysideki kan izleri tuttu
NSU teröristlerinin hücre evi olarak kullandıkları Zwickau kentinin Frühlingsstrasse adresinde bulunan dairede bulunan bir eşofmanın üzerindeki kan izinin, yapılan DNA testi sonucu, Nisan 2007’de Heilbronn kentinde sinsice öldürülen Michele Kiesewetter’e ait olduğu kesinleşti. Haftalık Der Spiegel dergisinde yayınlanan haberde, söz konusu giysinin ceplerinden çıkan bir mendilde, NSU teröristlerinden olan Uwe Mundlos’a ait DNA izlere rastlandığı ifade edildi.

Polisin, baştan beri Heilbronn’daki saldırıda öldürülen Kiesewetter cinayetinden sonra tetikçilerin üzerinde kan izlerinin bulunması gerektiğinden hareket ettiğine vurgu yapılan haberde, NSU çete üyelerinin, hücre evi olarak kullandıkları dairede, öldürdükleri polis ve yaraladıkları meslektaşına ait silahlar, kelepçeler gibi özel eşyaları, birer ‘zafer kupası’ olarak sakladıklarından hareket edildiği bildirildi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!