Buram buram ırkçılık

Güncelleme Tarihi:

Buram buram ırkçılık
Oluşturulma Tarihi: Mart 29, 2023 10:46

İngiltere’de geçen hafta bir rapor yayımlandı. Buram buram ırkçılık kokan bir rapor. İngiltere Çocuk Komiseri Rachel de Souza tarafından İngiltere ve Galler’de polisin durdurma ve arama yetkisi kapsamında çocuk ve gençlere yönelik gerçekleştirilen çıplak aramalarda yasal düzenlemelerin ihlal edildiğinin altı çizildi.

Haberin Devamı

Buram buram ırkçılık

Raporda, 2018-2022 yıllarında İngiltere ve Galler’de 10-17 yaş arasında 2 bin 847 çocuğun çıplak aramaya maruz kaldığı yer aldı.
Genel nüfustaki oranlarına göre siyahi çocuk ve gençlerin ‘beyazlar’ın 6 katı daha fazla çıplak aramalara maruz kaldığının da altı çizildi.
Polis tarafından çıplak aramalara maruz kalan çocuk ve gençlerin yüzde 95’inin erkek olduğuna da dikkat çekildi.
Çıplak aramaların yüzde 86’sının uyuşturucu, yüzde 9’unun silah ve yüzde 2’sinin de hırsızlık şüphesiyle yapıldığı belirlendi.
Tabii haklı olarak İngiltere Çocuk Komiseri Rachel de Souza çok açık bir biçimde ayrımcılık ve buram buram ırkçılık kokan polisin bu yaklaşımına, tutumuna ateş püskürdü.
Polisin siyahi çocuk ve gençlere yönelik bu tutumun kesinlikle kabul edilemeyeceğini vurgularken, “Buna izin verilmemeli, vermemeliyiz” dedi.
*
Aslında bu yeni bir olgu değildir.
2020 yılında 15 yaşında siyahi bir kız çocuğunun çıplak aranmasına tepki gösterilmesi üzerine Rachel de Sousa, bu yöndeki emniyet verilerini istemişti.
Polis Teşkilatı’nın o zamanki verilerine göre, 2018-2020 yıllarında yaşları 10 ila 17 olan 650 çocuk ve genç çıplak aramaya maruz kalmıştı.
Çıplak arama yapılanların yüzde 95’i erkek, bunların da yüzde 58’i siyahiydi.
Bu veriler İngiltere ve Galler’de polisin siyahilere daha fazla ön yargılı yaklaştığını ve davrandığını çok açık bir biçimde göstermektedir.
Ama bu yalnız İngiltere ve Galler’de değil, maalesef dünyanın çeşitli kesimlerinde de farklı değildir.
Avrupa’da da öyle...
Özgürlük, Eşitlik ve Kardeşlik (Liberte, Egalite, Fraternite) ilkelerinin büyük harflerle yazıldığı Fransa’da, Afrika ve Kuzey Afrika kökenliler başta olmak üzere göçmen kökenli Fransızlara yıllardır ‘İkinci sınıf yurttaş’ gözüyle bakılmaktadır.

Haberin Devamı

OKULDAN ATILANLAR OLDU
Almanya’da da öyle...
Yapılan tüm bilimsel araştırmalar, Almanya’da da polislerin siyahilere ve ‘kara kafalılara!’ daha fazla ön yargılı davrandıklarını göstermektedir.
Almanya’da dünyaya gelen Güney Asya kökenli bir Alman memur, çıktığı bir televizyon programında, son bir yıl içinde polisin kendisinden 6 kez kimliğini göstermesini istediğini söyleyerek, “Biyo-Alman arkadaşlarımla dolaşırken bile benden kimliğimi göstermem istendi. Ama diğerlerinin kimliklerine bakılmadı” derken, bu ayrımcılığa, ırkçı yaklaşıma ateş püskürdü.
Başkent Berlin’de, Almanya’nın para merkezi Frankfurt’ta, eski Doğu Almanya sınırları içindeki Leipzig’de, Dresden’de polislerin WhatsApp’ta oluşturdukları sohbet gruplarında ırkçılık sergiledikleri ve bazılarının görevlerine son verildiği bilinmektedir.
Polis okullarında ırkçı eğilimli bazı öğrencilerin okuldan atıldıkları da.
Frankfurt’taki Özel Komando Birliği (SEK), 20 görevlinin WhatsApp sohbet grubunda yabancı düşmanı slogan ve söylemlerin yanı sıra olduğu Neo-Nazi paylaşımlarda bulunduğu için feshedildi.

Haberin Devamı

‘NEFES ALAMIYORUM’
Ya Amerika Birleşik Devletleri (ABD)?
Dünyanın en özgür ülkelerinin başında gelen ABD’de polisin ırkçı yaklaşımı hâlâ gündemde.
ABD’nin Minneapolis kentinde 25 Mayıs 2020’de bir polisin yere yatırıp ensesine dayadığı dizinin altında can çekişen siyahi George Floyd, “I can’t breathe” (Nefes alamıyorum) diye bağırıp yalvardığı halde, diğer 3 beyaz polis memuru seyirci kaldı.
Ve beyaz polisin diziyle ensesine 9 dakika 46 saniye bastırdığı siyahi George Floyd, olay yerinde can vererek ırkçılığın kurbanı oldu.
Hem de siyahilerin ABD’deki özgürlük mücadelesi Martin Luther King öncülüğünde, o ırkçı ‘cinayetten’ 57 yıl önce başladığı halde.
Hem de 28 Ağustos 1963 tarihinde Washington’da düzenlenen ‘özgürlük yürüyüşü’ sırasında Lincoln Anıtı önünde Martin Luther King, “I have a dream” (Bir hayalim var - Bir rüyam var) başlıklı o tarihi konuşmasında, “Bir hayalim var: Gün gelecek eski kölelerin evlatlarıyla eski köle sahiplerinin evlatları, Georgia’nın kızıl tepelerinde kardeşlik sofrasına birlikte oturacaklar” dediği halde.
Hem de “Bir hayalim var: Gün gelecek dört küçük çocuğum, derilerinin rengine göre değil, karakterlerine göre değerlendirildikleri bir ülkede yaşayacaklar. Bir rüyam var: Gün gelecek ahlaksız ırkçılarıyla ‘müdahale etme’ ve ‘etkisiz hale getirme’ sözcüklerini dilinden düşürmeyen valisiyle Alabama, işte tam orada Alabama’da, küçük siyah oğlanlar ve kızlar; küçük beyaz oğlanlar ve beyaz kızlarla el ele tutuşma şansına sahip olacaklar” dediği halde.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!