ATO Meclis Başkanı Kulak: Turizmde sorunu birlikte çözmeliyiz

ADANA Ticaret Odası (ATO) Meclis Başkanı Tarkan Kulak, 50 ayrı sektörü etkileyen turizmin önündeki engellerin ve sorunların çözümü için herkese görev düştüğünü söyledi. Turizmde çözümün birlikte üretilmesini öneren Kulak, "Turizmde sahip olduğumuz doğal ve kültürel güzelliklerin daha fazlasına ve niteliklisine sahip olan Türkiye gibi bir ülke daha yok" dedi.
TOPLUMUN TÜMÜNÜ İLGİLENDİRİYOR
Turizmin yaklaşık 50 sektöre kaynak sağlayan lokomotif bir sektör olduğunu belirten Kulak, "Turizm sektöründe yaşanan sorunlar, sadece turizmcilerin sorunu değil. Türk ekonomisinin içindeki 'sanayi-hizmetler dengesi'nin, hizmetler lehinde ağır bastığını hepimiz biliyoruz. Olaya bu gözle bakıp silkelenmeli, gerçeği toplumun tüm kesimleri olarak yeniden değerlendirmeliyiz" diye konuştu.
'HUZUR OLMADAN TİCARET OLMAZ'
'Huzur olmadan ticaret olmaz' söyleminin 'çok haklı' olduğunu anlatan ATO Meclis Başkanı Tarkan Kulak, şöyle devam etti:
"Türkiye'de özellikle son yıllarda yaşanan olaylar bu söylemin turizm için de fazlasıyla geçerli olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle son 6-7 aydır, uluslararası siyasi ilişkilerin elverişli seyretmemesinin olumsuz sonuçlarını, en çok turizmci üyelerimiz hissediyor. Türk turizminin kaliteli imajına zarar vermeden hizmet edebilmeyi hedefleyen birçok turizm zincirinin otellerinin bir kısmını hizmete açmadığını gözlemliyoruz. İç turizmi canlandırma çabaları, son yıllarda özellikle kredi kullanarak yatırım yapan turizmciler açısından bir nebze de olsa umut olarak algılanıyor. Ancak uzun vadeye yayılması öngörülen krize karşı sadece geçici bir çözüm olarak görülüyor. Turizmin dış açıkları azaltıcı ve döviz kazandırıcı etkisi, iç turizmle sağlanamıyor. Komşumuz Yunanistan bizden kaçan turistler nedeniyle şimdiden kapasite sıkıntısı çekmeye başladı bile."
'SADECE TURİZMCİLERİN SORUNU DEĞİL'
Türkiye'nin turizm açısından çok büyük potansiyel ve avantajlara sahip olduğunu aktaran Tarkan Kulak, şu önerilerde bulundu:
"İstanbul ve Antalya gibi turizm hareketliliğinin önemli bir kısmına ev sahipliği yapan ve bundan kazanç sağlayan destinasyonlarımız, turizmde yaşanan bu olumsuz konjonktürden daha da fazla etkileniyor. Buralarda iş yapan dostlarımızla meselenin zorlu detayları üzerinde konuştukça, ciddi bir çözüm arayışı içine girmenin ve bu çözümü mutlaka üretmenin gerekliliğini anlıyoruz. Konu 'uluslararası siyasi ilişkiler' ve bunun yansıması olan 'güvenlik' olunca, turizmcilerle birlikte iş dünyasının yapabileceği şeyler sınırlıdır. Turizmcilerin kendi imkanlarıyla çözüme katkı sunabilecek bir takım faaliyetler içine girmeye çalışmaları, istihdamı korumak, turizmdeki işsizliği fazlalaştırmamak ve turizme dayalı birçok sektörü nefessiz bırakmamak için gösterilen çaba ve gayret takdire şayan. Sahip olduğumuz doğal ve kültürel güzelliklerin daha fazlasına ve niteliklisine sahip olan Türkiye gibi bir ülke yok. Türk insanının sıcakkanlılığı ve misafirperverliği, Akdeniz çanağındaki her ülkeyle yarışır. Ancak turizm sektörünün yumuşak karnı güvenliktir. Turist, güvenli algılanmayan bir destinasyona gitmez. Güvenli olmadığını düşündüğümüz bir yere bizim de gitmek istemeyeceğimiz üzerinde durulması gereken haklı bir gerekçedir. Turizm sektöründe yaşanan sorun, sadece turizmcilerin sorunu değil. Olaya bu gözle bakıp silkelenmeli, gerçeği iş insanları, siyasetçisi, bürokratı, sivil toplumu yani kısacası toplumun her kesimiyle yeniden değerlendirmemiz gerekiyor."

ADANA, (DHA)
YB (EŞ)(3.8.2016, FOTOĞRAFLI)