Devlet vatandaşıyla rekabet ediyor

TOKİ’nin bir devlet kuruluşu olduğuna dikkat çeken Aloha Group Yönetim Kurulu Başkanı Metin Güngör, “Devlet kendi vatandaşıyla rekabet ediyor” dedi. TOKİ’nin paralelinde bir iş yapmadıklarını söyleyen Güngör, “Toplu konutun anlamı bellidir. Ne yazık ki günümüzde kaliteli ve lüks ev arayan bir çok insan, toplu konut olduğu belli olan dairelerden alabiliyor. TOKİ, mağdur olan insanların ihtiyaçlarını gidermek amacıyla kurulan bir kurum olmasına rağmen, şu anda tam bir müteahhit gibi hareket ediyor” diye konuştu.
Aloha Evleri’ni 29 Ekim’de teslim etmeye başlayacaklarını ifade eden Güngör, gayrimenkul sektörüyle ilgili şu değerlendirmeleri yaptı:
Türkiye ilk defa, nedeni dışarıda olan bir konuyla ilgili olarak krizin çekim kuvvetine sürüklendi. Aslında insanlar sürüklenme korkusuyla önlem almaya çalıştı. Türkiye’de batan bir para yoktu ama Avrupa ve Amerika’yla ticaret yapıyoruz. Dolayısıyla etkilenmememiz mümkün değil. Kriz bizim maliyetlerimizi arttırdı ve satışlarımızı biraz yavaşlattı. Fiyatlarımızı aşağı indirmedik, krizden dolayı çok büyük tavizler vermedik ve bazı firmaların yaptığı gibi inşaatımızı durdurmadık. Birçok firma taahhütlerini yerine getiremedi, İnsanlar tapu veremiyor. Evlerini bir sözleşmeyle satın alıyorlar.
Kriz rüzgarlarının şu anda esmediğini düşünüyorum. Bu konut kredisi oranlarının tekrar gelip gelmeyeceğini bilemeyiz. İnsanların artık zaman kaybetmeden gayrimenkul almalarında yarar var. Bahardan itibaren her kriz sonrasında olduğu gibi ilk yükselecek olan sektör gayrimenkul olacak. Kriz ortamında ilk zarar gören de, krizden çıkıldığında ilk ayağa kalkan da gayrimenkul sektörüdür.
Niteliksiz daireler var
Sektörün en önemli sıkıntısı, gücü olmayan birçok insanın çok kolay zannedip müteahhitlik yapması. Her önüne gelen inşaat yaptığı için, yapılan evler satılamıyor. Müteahhit krize giriyor. Piyasada da istenenden fazla ve niteliği olmayan daireler ortaya çıkıyor. Şu anda ihtiyacın oldukça üzerinde ve niteliksiz çok fazla konut var. Bence sektörün en büyük sıkıntısı bu. Nitelikli konut almak isteyen insanların iyi değerlendirmesi gerekiyor.
Aloha Evleri’ni 29 Ekim’de teslim etmeye başlıyoruz. Aloha Evleri’nin bulunduğu alana 150 metrekarelik 132 daire yapacağımıza, en küçüğü 224 metrekare olan 66 daire yaptık. 500 metrekareye kadar dairelerimiz var. Bizim için önemli olan kapı sayısını azaltmaktı. 132 tane sıradan daire yapsaydık, bu peyzajı, dekorasyonu yapmasaydık, inşaatımızda bu kaliteyi ortaya koymasaydık, tünel kalıp sistemi kullansaydık, mantolama yapmasaydık, koku ve ses izolasyonlarını yapmasaydık çok kar ederdik. Çok çabuk da satardık.
Hiçbir müteahhit ‘dairem lüks değil’ demez. Ancak bu iş sözle olmaz. Yaşamın kolaylaştırılması ve kalteli hale getirilmesi anlamında bir lüksten bahsediyoruz. Bir binanın otoparkından çıkamıyorsanız, camı açtığınızda bir başkasıyla karşılaşıyorsanız, tünel kalıp bir binada yaşıyorsanız, binanın otoparkında trafik, asansöründe kuyruk varsa, en alttaki daireden çıkan sesi duyuyorsanız lüksten söz etmek mümkün değil.
Yaşamsal anlamdaki lüks ile, malzemenin kalitesini ifade eden lüks olarak iki yönde hareket ettik.”

Türkiye’de bir ilk

“ÜZERİNDE çalıştığımız konsept, Türkiye’de ilk defa gerçekleşecek bir konsept. Bir oksijen clubımız var. Evinizde mayonuzu giyip özel asansörünüzle saunaya inebileceksiniz. Saunada, Ankara’yı ve bahçenizdeki çiçekleri seyredebileceksiniz, Spor alanımızda taze hava sirkülasyonu ve saf oksijen sistemi var. 72 bin 510 metrekare yeşil alanımızda sincap, tavşan, güvercin ve ördeklerimiz var. Yakıt tasarrufunu teknoloji ve mühendeslik anlamında iyi hesaplamalarla değerlendirdik. Biz burada müteahhitlik değil, 66 tane kendi oturacağımız daire yaptık. Keşke Türkiye’de bu tip projelerden çok sayıda olsa.”