Türkiye’nin en özgün 10 kasabası... Ne trafik var ne de kalabalık

Şehirden, gürültüden, betondan, kirli havadan bunalmadınız mı? Huzurun, doğal yaşamın, temiz havanın ve yöresel lezzetleri tadacağınız Türkiye'nin en havalı kasabalarından birine gitmeye ne dersiniz? Sizin için hem sessiz sakin hem de Instagram’da her paylaşımınızda bolca beğeni alacağınız en havalı kasabalarını listeledik.

KÖYCEĞİZ
Abartıdan uzak sahil kenarındaki birkaç restoran ve kafesiyle, az sayıdaki mütevazı moteliyle, maksimum üç katlı apartmanlarıyla, muazzam bir manzara sunuyor Köyceğiz… Küçük ama bir sahil kasabasından beklediğiniz her şeye cevap veriyor.

Sokaklarında yürürken duyacağınız tek ses, çiçekten çiçeğe konan uğurböceklerinin vızıltısı. Ayrıca Köyceğiz, yardımsever ve güleç yerlisiyle de kalbinizi fethedecek…

Yaz aylarında oldukça kalabalık olsa da şu sıralar biraz olsun kalabalıktan uzak, sakinlik arıyorsanız güzel bir sonbahar tatil adresi olarak tercih edilebilir.

KUÇUKKUYU
Antik dönemlerden bu yana birçok efsaneye konu olan, göz alabildiğine zeytin ağaçlarıyla kaplı, oksijen bolluğuyla insanın başını döndüren, yeşil cennet Kaz Dağları eteklerine çok sayıda tatil beldesi kurulu. Küçükkuyu da bu dingin köşelerden en güzeli. Kalabalık tatil beldelerinin aksine bir huzur durağı Küçükkuyu...

Popüler tatil yörelerinin yüksek sesli müzik içeren, birisine çarpmadan yürümenin imkânsız hale geldiği sokaklarının aksine dingin köşeleriyle sizi çağıran küçük bir belde... Ege’nin başladığı yer kabul edilen eski adı ‘Gargaron’ olan Küçükkuyu, tarihi dağ köyleri, berrak denizi ve zümrüt yeşili ormanlarıyla kalabalıktan uzaklaşmak isteyenlerin en doğru adreslerinden. Gündüz tertemiz denizin keyfini çıkarıp akşam marinada Ege’den henüz çıkmış tazecik balıkları yiyebileceğiniz yer. Nereleri gezmeli?

Adatepe: Küçükkuyu merkezden Kaz Dağları’na doğru kıvrılan bir yolla varılan, zeytin ağaçlarıyla çevrili güzeller güzeli Adatepe mutlaka uğramanız gereken adres.

Zeus Altarı: Adatepe Köyü’nün denize bakan kısmında bulunan, birçok efsanede geçen, mitolojide önemli bir yeri olan Zeus Altarı’ndan muhteşem bir manzara seyretmeye hazır olun.

Yeşilyurt Köyü: Adatepe gibi turizmin oldukça canlandığı Yeşilyurt, Küçükkuyu’nun en güzel köşelerinden…. Çok daha az turistin olduğu köyün sokakları pırıl pırıl, yeşille iç içe.

BİRGİ
İzmir merkeze iki saatlik uzaklıktaki Birgi Köyü, zamana direnen tarihi görünümü ile fotoğraf makinelerinizi hep hazır tutmanızı istiyor.

Zamanında Aydınoğulları Beyliği’ne başkentlik yapan Birgi, Lidyalılardan başlayıp, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerine kadar uzanan köklü bir tarihe sahip.

Birgi'ye gelince, kiremit rengi evleriyle adeta Siena'yı andıran sokaklarını, Şerif Aliağa tarafından 1761’de yaptırılmış Birgi Çakırağa Konağı’nı, Beylikler döneminden kalma Aydınoğlu Mehmet Bey Camii'ni ve yine aynı isimli hamamı gezmeden dönmeyin.

İNEBOLU
Doğal güzelliklerin ve tarihi dokunun korunduğu nadir yerlerden… Dar sokaklı yollarında dolaşırken başka bir dünyadaymışsınız gibi gelecek. Eşsiz manzaralara sahip tepelerinde doğa yürüyüşleriyle huzurun ve sakinliğin keyfini çıkarın.

Yöresel ve organik birçok ürünü bulabileceğiniz halk pazarlarına mutlaka uğramadan dönmeyin… İnebolu’da yapacağınız gezinti sonrasında ruhunuzun dinlendiğini hissedeceksiniz…

ŞİRİNCE
İzmir’in Selçuk ilçesine bağlı adı gibi şirin bir kasaba Şirince. Ulaşımı gayet kolay ve yaz, kış ziyaretinize açık. Bilinen en eski adı Kırkınca.

Efsaneye göre kendini dağlara vuran 40 kişi nedeniyle almış bu ismi. Ancak daha sonra Şirince adı verilmiş ve bu isim resmileştirilmiş. Şirince’nin meydanında bir çarşısı mevcut.

Burada el işçiliğinin bin bir çeşidini bulabiliyorsunuz. İlginç İlk Çağ örneklerinin bulunduğu bölgenin kırmızı eti meşhur.

KALKAN
İngiliz turistlerin güzelliğine hayran kalıp yerleştiği şirin bir turizm kasabası burası… Yaz aylarında yerli-yabancı birçok turisti ağırlıyor.

Şu sıralar yaz sezonuna göre odlukça sakin… Kalkan’a gelince görülmesi gereken yerlerin başında 13 km. uzaklıkta kuruluşu MÖ 8 yy’a kadar uzanan antik Likya Kenti Patara’yı listeye mutlaka eklemek gerek.

AMASRA
3 bin yıllık bir tarihe sahip. Kendine has doğası, antik tarihi, masmavi suları ve manzaralarıyla içinizi huzurla dolduracak bir adres Amasra. Ankara’dan özel araçla dört, İstanbul’dan ise yaklaşık altı saat sürüyor.

Oldukça küçük bir yer olmasına rağmen Amasra Müzesi, Göldere Şelalesi, Amasra Kalesi, Gürcüoluk Mağarası gibi keşfedilecek çok yeri var. Manzaraları ve tarihinin yanı sıra Amasra, mutfak lezzetleriyle de iddialı bir yer.

KAŞ
Antalya’nın en batısındaki ilçe, sahip olduğu eşsiz doğal güzellikteki koyları, plajları, tarihi antik yerleşimleri ve doğasıyla bu dünyadaki cennet gibi.

Dünyanın en iyi dalış noktaları arasında gösterilen Kaş’ta kano, dağ bisikleti ve yamaç paraşütü etkinlikleri de yapılıyor.

Binlerce yıllık tarihi kalıntılar ve Likya yürüyüş yolu ile Kaş sakinlik arayanların adresi…

AKYAKA
Muğla ve Marmaris'in tam ortasında bulunuyor Akyaka… 2010 yılında 'Sakin Kent' ilan edilen kasaba son yıllarda tatilcilerin en fazla rağbet ettikleri yerlerin başında geliyor. Bu kadar ilgiye rağmen yapısını ve doğasını hiç bozmayan nadir yerlerden…

Zorunlu mimari nedeniyle kasabada tüm otel ve evler, ahşap yapılardan oluşuyor. Böylece kasabanın görüntüsü hiç bozulmuyor. Buraya geldiğinizde Azmak Nehri'nde tekne turuna katılmak şart. En güzeli ise Akyaka sokaklarında yürüyüş yapmak ihmal edilmemeli…

DATÇA
Bir koluna Ege Denizi’ni, diğerine Akdeniz’i takan Datça Yarımadası, şairlere ilham veren sokakları, begonvillerle sarmalanan taş evleri ve Knidos antik kentiyle tam bir cennet…