Türkiye’nin GYY’lerinin fotoğrafı Cinsiyetçi Olmayan Medya konferansının belgesi oldu

Güncelleme Tarihi:

Türkiye’nin GYY’lerinin fotoğrafı Cinsiyetçi Olmayan Medya konferansının belgesi oldu
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 11, 2008 00:00

Arka sayfada "güzel", gündüz kuşağında "kurban", "iyi aile kızı" ya da "kötü kadın" olmaktan bıkan kadınlar var. Medyanın mutfağında çalışıp görünmez olmaktan da feci şekilde şikayetçiler. 25 kadın örgütünün girişimiyle kurulan Kadınların Medya İzleme Grubu (MEDİZ), Medyada Cinsiyetçiliğe Son kampanyasıyla bunlara dikkat çekiyor. Hürriyet’in 60. yılı için çekilen ve 12 gazetenin genel yayın yönetmenlerinin yer aldığı fotoğraf (solda) da basında kadının yerinin delili olarak gösterildi.

Medya İzleme Grubu MEDİZ’in Medyada Cinsiyetçiliğe Son kampanyası, medyada kadınların kurban, zavallı mağdur, cinsel nesne, kutsal ana, namus simgesi gibi geleneksel rollerle, erkeklere bağımlı bir şekilde sunulmasına itiraz ediyor. Kampanya, kadınların cinsiyetlerinden ötürü ayrımcılığa uğramadığı bir medya oluşturmayı hedefliyor. Ayrıca, erkeklerin egemen olduğu "tepe"ler ve "köşe"lerde kadınlara yer açmayı, cinsiyetçi olmayan bir medya etiği oluşturmayı amaçlıyor.

Kampanyanın ilk etkinliği, 3-4 Mayıs’ta İstanbul Bilgi Üniversitesi’ndeki "Cinsiyetçi Olmayan Medya İçin" başlıklı uluslararası konferanstı. Yeni Şafak yazarı Ayşe Böhürler, Radikal Genel Yayın Yönetmeni İsmet Berkan, Hürriyet yazarı Ferai Tınç, Hindistan Medyada Kadın Grubu üyesi Ammu Joseph, İsveçli akademisyen Asa Elden ve Mor Bülten yazarı Süheyla Doğan gibi konuşmacıların katıldığı konferansta, en çok medyadaki cinsiyetçi haberler, kadın stereotipleri ve reklamlar tartışıldı.

Katılımcılara göre, konferansta yan yana kullanılan iki resim, kadınların medyadaki durumunu simgesel de olsa somutlaştırıyordu: Arka sayfa ve üçüncü sayfada, reklamlarda, dizilerde ve gündüz kuşaklarındaki halleriyle kadın resimleri ile Hürriyet’in 60. yılı için çekilen ve 12 gazetenin hepsi de erkek genel yayın yönetmenlerinin yer aldığı resim. .

MEDİZ adına Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Doçent Hülya Uğur Tanrıöver yönetiminde yapılan araştırmanın sonuçları da konferansta açıklandı. Araştırmaya göre, kadınların medyada yer alma oranı yüzde 21 ila 32. Ancak kadınlar daha çok, üçüncü sayfada kurban ya da diğer sayfalarda magazin nesnesi olarak görünüyor. Erkeklerle eşit düzeyde medyada yer alan kadın sayısı iki haftada birkaç örneği geçmiyor. Araştırmanın yapıldığı dönemde başörtüsü ve türban tartışması, gündemin en temel maddelerinden biriyken, kadınların örgüt ve eylemlerine ilişkin haberlerin temsili yüzde 2 düzeyinde kaldı.

KÜNYELERDE ERKEK HAKİMİYETİ

Kadınlar medyanın üretim bölümlerinde geçmiş yıllara oranla görece daha yüksek oranda yer alıyor. Mesela, televizyonların ana haber bültenlerindeki muhabirlerin yüzde 35’i kadın. Ama haberlerde sıklıkla kullanılan "dışses"lerin sadece yüzde 24’ü kadın. Yönetim organlarında kadınların varlığı iyice azalıyor: Genel yayın yönetmenleri arasındaki oran yüzde sıfır. Televizyonların ana haber bültenlerindeki kadın yorumcu oranı da öyle.

Bu programlara katılanlar arasında, başörtüsü ve türban konusunun tartışıldığı programlarda bile kadınların oranı yüzde 26’yı aşmıyor. Bunun dışındaki konularda ise yüzde 11’e düşüyor. Gazete künyelerinde yer alan kadınların (Yüzde 21) yüzde 45’i ise "yatay ayrımcılık" çerçevesinde "kadınsı" bir alan olarak nitelenen reklam ve iletişim bölümlerinde çalışıyor. Öte yandan, internet haber sitelerinin künyelerinde (yüzde 36) görece daha yüksek oranda temsil edildiklerinde de sonuç değişmiyor; ortaya çıkan ürünlerdeki cinsiyetçi kalıplar kırılamıyor.

Kocan bütün gün ne yaptığını nevresimden mi öğreniyor hanım

MEDİZ’in son zamanlarda en çok tartıştığı konulardan biri kadının perdelerine bakarak, bornozlarını koklayarak nasıl mutlu olduğunu anlatan reklamdı. Hınzır bir grup üyesi, bu reklam filmini şöyle eleştirdi:

"Monoton diyorlar hayatıma" (Evet öyle diyoruz, bir zahmet çalışıp kocana bağımlı olma. Kimse onun hayatına monoton demiyor bak.)

"Perdeme bakarım ben, renklenir günüm hemen" (Yoksa perden sürekli kapalı mı? Dışarıya bakman yasak mı? Trene bakar gibi perdene bakmanın makul ve mantıklı bir açıklaması var mı? Kocanı işe yolcu eder etmez koşarak perdelere bakmanın bilinçaltı nedenleri konusunda profesyonel yardım almayı düşünmez misin?)

"Severim nevresimi, deseni anlatır beni" (Yalnızca üzerine yattığın bir kumaş parçasıyla duygusal bağ kurduğuna göre psikosomatik bir rahatsızlığın olmalı. Kocan akşam eve geldiğinde bütün gün ne yaptığını nevresimden mi öğreniyor?)

"Evimde mutluyum ben. Havluları katlarım, bornozları koklarım, ruhuma yer açarım" (Katlanmış havluları bozup yeniden mi katlıyorsun? Bu havlular kaç günde bir yıkanıyor? Katlanmış havlularla, koklanmış bornozların neresinde ruhuna yer açıyorsun? Yoksa ruhun da mı monoton hayatından sıkıldı ve teselliyi bornozlarda arıyor?)

RAKAMLARLA MEDYADA KADIN

TELEVİZYON HABERLERİNDE


Künyedeki yöneticilerinyüzde 16’sı

Muhabirlerinyüzde 35’i

Yorumcularınyüzde 0’ı

GAZETELERDE

Yöneticilerinyüzde 21’i

Köşe yazarlarınınyüzde 12’si

Haber kaynaklarınınyüzde 18’i

Genel yayın yönetmenlerininyüzde 0’ı
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!