Kaşlarım kalın diye çok iş kaçırdım

Güncelleme Tarihi:

Kaşlarım kalın diye çok iş kaçırdım
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 18, 2018 15:51

Doğal yaşam savunucularından biri olan Müge Boz, yıllardır yapay görüntüden de beslenmeden de uzak duruyor. Ünlü oyuncu, yeni hayatını Mag dergisine anlattı.

Haberin Devamı

◊ Hayatın nasıl oldu da bu yönde şekillendi?

 - Hep böyle yaşayan bir aileden geldiğim için temelleri küçük yaşlarda atıldı. Hazır yiyeceklerin popüler olduğu zamanlarda annem hiç oralı olmadı. Hep kendi yoğurdunu, ekmeğini yapmaya devam etti. Hazır pastalar, börekler yemedik hiç. Yapay yiyeceklerin tadını hemen alırdık, yemezdik. Onca yıl gerçek besinle beslendikten sonra, herkesin yediğinden yiyince sorunlar yaşamaya başladım. Alerjilerim vardı. Neden, nasıl diye araştırmalar yaptım, eğitimler aldım. Şimdi edindiğim bilgileri aktarmaya çalışıyorum elimden geldiğince.

◊ Televizyon dünyası Müge Boz’u nasıl keşfetti? Sen böyle bir dünyaya neden adım atmak istedin?

- Kendiliğinden oldu diyebilirim. Ben reklamcılık, sinema-tv ve halkla ilişkiler okudum. Kamera arkasında çalışırken “Hadi model bulamadık sen geç de çekelim” diye diye kamera önüne geçtim. Özel eğitimler, dersler almaya başladım. Bu dünyaya alışmam kolay olmadı. Örneğin “Kaşların çok kalın” derlerdi, hep almak isterlerdi. Hatta birçok iş kaçırmışımdır bu yüzden. 2-3 sene sonra kalın kaş dünyada moda olunca kabul edildi. Ya da manikürsüzlük modası... Tırnaklarımı kısacık, dibinden kesiyorum diye bakımsız oldum. Bazı şeyleri ilk yapan olunca insan bu tarz zorluklarla karşılaşıyor. Alıştım.

Haberin Devamı

◊ Doğa senin ilham kaynağın... Doğallık ise yaşam felsefen... Tüm iyinin, güzelin; doğanın, doğalın içinde bulunduğuna dair inanca nasıl sahip oldun?

- Baktım, gözlemledim ve gördüm. Çok fazla düşündüm, araştırdım, her felsefeyi ayrı ayrı inceledim. Eğitimlere, workshop’lara katıldım. Tüm teknikleri, seansları denedim. Ve sonunda her kapının doğaya ve doğala çıktığını gördüm. Ayaklarını toprağa basmak, ağaca tırmanmak, dalından meyve koparıp yemek... Bunların enerjisi çok yüksek. Zaten bu yüksek enerjiyi bir kere fark edince insan yapay olana dönemiyor. Hızla akan bir derede, ağaçların altında yüzdükten sonra, klorlu havuzlara giremiyor. Şu anda insanlık bu yapay havuzlarda, parlak kıyafetlerle çekilen fotoğraflara değer veriyor olabilir ama zamanla öze dönüş değerlenecek.

Haberin Devamı

TIRNAKLARIM UZUN OLSA YUMURTA BİLE KIRAMAM

◊ Bazen ipin ucu kaçabiliyor.

- Ben şehirdeki yoğun tempomu ve doğadaki sessiz kaçışlarımı en iyi şekilde dengelemeye çalışıyorum. Beni gece dışarıda görenler, “Aaa sen dışarı çıkar mıydın?” diyor. Evet ben de eğleniyorum. “Yoga yapan, tüm gün yoga yapar ve sıkıcıdır” önyargısı var toplumda. Bu da yakın zamanda kırılır umarım.

◊ Saç boyatmak, tırnak uzatmak, kaşlarla oynamak... Bunların hiçbirini sende göremiyoruz, neden?

- Saçımın doğal rengi zaten güzel. Neden boyatayım ki? Yazın deniz ve güneşle kendiliğinden rengi açılır, kışın koyulaşır. Bu sürece müdahale etmem. Kendimi iyi hissetmek için saçımı boyatmak yerine başka şeyler yapıyorum. Ama tabii dürüstçe sorarsam kendime “Saçımın rengi böyle olmasaydı boyatır mıydım?” diye... Belki, evet... Tırnak uzatmaya gelince; benim gibi sürekli çalışan, üreten ellerde mümkün değil. Yumurta bile kıramam uzun tırnakla! Bir de gerek görmüyorum. Tırnaklarımın uzun olması bana hiçbir şey katmıyor. Beğenmezlerse de beğenmesinler.

Haberin Devamı

◊ Raw–vegan bir mutfak kurdun. Bu şekilde beslenmek günden güne popüler hale geliyor. Sen nasıl tanıştın bu beslenme tarzıyla?

- “Daha güçlü, daha enerjik nasıl olabilirim?” diye araştırırken, 15 yıl kadar önce alkali beslenme ile tanıştım. Konu ilgimi çekti. Yemek yapmayı da sevdiğim için tarifleri denedim, uyguladım, zamanla geliştirdim kendimi. Profesyonel eğitimler almaya başladım. Raw çikolata yaptım... Giderek hem veganlık hem de glutensizlik popüler hale geliyor, çünkü aklın yolu bir. İnsanlar artık enerjisizlikten, hastalıktan kurtulmak istiyor. Çok seviniyorum bunları görünce. Elimden geldiğince de etrafımdaki herkesi bu konuda teşvik etmişimdir. Elinden tutup organik pazara götürdüğüm o kadar çok kişi var ki. 

Haberin Devamı

Kaşlarım kalın diye çok iş kaçırdım

 “EVLENİP KOCA PARASI YİYEYİM” DEMEDİM HİÇ

 ◊ Uzun süre kamera arkasında çalıştın; fotoğrafçılık, styling, prodüksiyon... İşin mutfağındayken neden kamera önüne geçmek ve rol yapmak istedin? Göz önünde olma hevesi mi, kendini birilerine kanıtlamak?

- Hayatta kalma mücadelesi diyelim. Hayallerimi gerçekleştirmek ve yaşayabilmek için çalışmam gerekiyordu. Ben kimsenin eline bakmayı sevmem. Özgürlüğüme düşkünümdür.

Evlenip koca parası yiyeyim gibi bir amacım olmadı hiç. Ailemin durumu da beni beslemeye yetmeyeceği için iş başa düştü. Birçok okul okudum, burs kazanıp Norveç’e gittim. Sonra çalışma hayatına atıldım. Ama gördüklerim hayalimdeki gibi olmadı. Çok üzüldüm, çok hayal kırıklığına uğradım. Tek başına İstanbul’da, bu piyasada var olmaya çalışan genç bir kızdım ama hiçbir zaman pes etmedim.

Haberin Devamı

Kimseye boyun eğmedim. Büyük hedefler için karakterimden uzaklaşmadım. Konu tamamen buydu aslında. Kendi paramı kazanmak. Kimseye muhtaç olmamak. O zamanlar kamera arkasında çalışırken tesadüfen önüne geçtim, hoşuma da gitti. Zaten sanat küçük yaşlardan beri hep hayatımdaydı, yadırgamadım.

◊ Fakat sonrasında da çok tanınmak, herkes tarafından sevilmek, takip edilmek gibi kaygıların olmadı. Bunun için sansasyon yaratarak kendini ön plana çıkarmaya çalışmadın.

- Çok tanınmak ve herkes tarafından sevilmek hiçbir zaman ilk amacım olmadı. Sansasyon yaratmaya, “Bakııın ben buradayım” diye çabalamaya ihtiyacım yok. Bir anda parlayıp sönen değil, uzun süre yanan bir ışık olmayı hedefledim. Anlık şöhretlere ve sansasyonlara değil, değerli ve gerçek hikayelere sırtımı dayadım. Giyinip süslenip ortalıklarda kendimi göstermektense okuyup araştırıp kendimi geliştirmeye vakit harcadım.

◊ Bugüne kadar canlandırdığın karakterlerden en çok hangisi sana şöhreti getirdi?

- Hiçbiri beni bir anda bir yere fırlatmadı. Adım adım, basamak basamak ilerleyerek bugün durduğum yere geldim. Öyle bir anda gelen bir şöhret hikayem yok. Bu da benim tekâmül sürecim.

◊ Dönem dizilerini nasıl buluyorsun?

- Dizileri bulmuyorum diyebilirim genel olarak!

 AŞK HASTALIKLI BiR DUYGU

 Aşk hayatınla hiç gündeme gelmiyorsun. Bunu nasıl başarıyorsun?

- Kendime özel taktiklerim var! Aşk skandallarıyla beslediğim bir hayatım yok benim...

Aşk nedir senin için, nasıl tarif edersin bu duyguyu?

- Aşk hastalıklı bir duygu bence. Her zaman iyi enerjiler barındırmıyor içinde. Çekiciliği de orada zaten. Farkında olmadan kendini içinde buluyorsun. Kontrol dışı kalıyorsun. Eğlenceli ve bir o kadar da öğretici.

Neler ararsın karşı cinste, nasıl bir erkek âşık eder seni kendine?

- Akışına ve anına bırakırım aslında. Plan yapmamaya çalışırım. Bu sorunun cevabını vermek de benim için çok zor. Hâlâ düşünüyorum...

BENi NEREDE GÖRECEĞiNiZ HiÇ BELLi OLMAZ

 Gelecekteki hayalin hep ekranda olmak mı yoksa başka alanlarda da seni görebilecek miyiz?

- Valla beni nerede göreceğiniz hiç belli olmaz. Sadece ekranlarda olmayacağım kesin ama... Şirket sahibi olmak ve marka kurmak beni çok heyecanlandırıyor. Girişimci olmak, yeni fikirleri hayata geçirmek, değer katmak; hayatımda bunlar da olsun istiyorum.
Hayattaki olmazsa olmazların neler?

- Gülmek, eğlenmek, iyi yemek yemek. Bunlar olmadan asla yapamam. Gerisi teferruat.

Peki en tahammül edemediğin şeyler?

- Cahillik, saygısızlık, bilgisizlik, seviyesizlik, basitlik, şark kurnazlığı....

Sebzeli Mini Kişler | Mucize Lezzetler

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!