Güncelleme Tarihi:
Ne zaman ilişkilerde yaş farkı gündeme gelse basit bir formül atılıyor ortaya: Yaşının yarısı artı 7. Yani 50 yaşındaki birinin partneri 32 yaşında olabilir. Tabii bunu çoğunlukla olgun erkek-genç kadın ilişkilerinde geçerli bir denklem olarak görüyoruz.
Tam tersi söz konusu olduğundaysa formüller rafa kalkıyor, fısıldaşmalar başlıyor.
Oysaki klişe bir tabirle yaş aslında sadece bir sayı. Uzun yaşama, kaliteli yaşlanma gibi kavramlar hayatımıza girdikçe daha da anlamını yitiriyor. Diğer yandan iş hayatında iyi pozisyonlarda görev yapıp bol sıfırlı maaş alan kadınların sayısının çoğalması ekonomik özgürlüğü de sağlıyor. Özetle genç biriyle çıkmanın cazibesi artık özgürleşen, kendini ve bedenini tanıyan daha fazla kadının aklını çeliyor. Belki de son dönemde olgun kadınların kendilerinden genç erkeklerle ilişkilerine dair filmlerin sık sık karşımıza çıkması tam da bu değişimden kaynaklanıyor. Geçen yıl dijital platformlarda gösterilen ‘Sen İhtimali’ (The Idea of You), ‘Bir Aile Meselesi’ (A Family Affair), ‘Yalnız Gezegen’ (Lonely Planet) ve bu hafta sinemalarda gösterime giren ‘Babygirl’...
Hepsi de olgun kadın-genç erkek ilişkisini anlatıyor. Anne Hathaway’in başrolünde olduğu ‘Sen İhtimali’nde 40 yaşında bekâr bir anne ile 24 yaşındaki müzisyenin (Nicholas Galitzine) aşkına tanık olduk. ‘Bir Aile Meselesi’nde Nicole Kidman kızının patronu olan genç aktörle (Zac Efron) ilişki yaşayan anne rolündeydi. Laura Dern (57) ve Liam Hemsworth’ün (34)
başrolleri paylaştığı ‘Yalnız Gezegen’de sevgilisinden ayrılmış yazarın Fas’taki kampta tanıştığı genç erkekle kurduğu romantik bağı anlatılıyordu. Başrolünde Meryem Uzerli’nin olduğu ‘Ru’ dizisinin konusuysa 38 yaşındaki Reyan ile 18 yaşındaki Uzer’in
aşk hikâyesiydi.
Özellikle kadın izleyiciler bu filmleri çok sevdi. Çünkü tam istediklerini buldular. Ne mi istiyorlardı? Uzmanlara göre menopoza girmiş, doğurganlığını yitirmiş kadınların tatmin edici cinsel yaşam deneyimleme kapasitesine sahip olduğunun bilinmesini, arzulayan ve arzulanan olabileceklerinin vurgulanmasını...
‘Babygirl’ün kahramanıysa bir şirketin CEO’su olan Romy (49). Nicole Kidman’ın canlandırdığı karakterin, yakışıklı eşi ve iki ergen kızıyla dışarıdan bakıldığında mutlu bir hayatı var. Ama büyük bir eksiklik yaşamakta ve bu da orgazm duygusu. Aynı şirkette staj yapan Samuel’le (24) ilişkiye giriyor ve bu, ikili arasındaki güç dengelerini değiştiriyor.
Sırada Bridget Jones var
Bu filmler her ne kadar kadının özgürleşmesi açısından bakıldığında olumlu birer adım olarak görülse de kadın kahramanların tümünün yetenek, başarı ve güzelliği içeren bir paket olarak sunulması zihinlerde soru işaretine neden oluyor. Bunun ‘kusurlu’ bir bakış açısının yansıması olduğunu savunanlar da var. Elbette üzerinde tartışılabilir.
Yılın ilk çeyreğinde gösterime girmesi beklenen bir film de ‘Bridget Jones Mad About the Boy’. Serinin 4’üncü filminde 50’li yaşlarındaki Bridget Jones, dul ve iki çocuk annesi olarak her zamanki savruk haliyle flört dünyasında yerini alıyor. Üstelik iki de genç talibi var...
Sınırları zorlamayı seviyor
‘Moulin Rouge!’da gece kulübü dansçısını, ‘Destroyer’da polis dedektifini, ‘Sonsuz İhtiras’ta (To Die For) seksi bir kadını canlandırdı. Karmaşık karakterleri güçlü oyunculuğuyla beyazperdeye taşıyan Kidman (57) sınırlarını zorlamayı seven bir oyuncu. W Magazine’e verdiği söyleşide yasak ilişki yaşayan evli bir kadını canlandırmanın kendisini korkutmadığını söylemişti: “Beni korkutmadı, büyüledi. Evet, filmde seks var ama bu, karakter için varoluşsal bir kriz. Bu ilişkide kim olduğunu keşfetmeye çalışıyor.” ‘Babygirl’ün yönetmeni Halina Reijn da aynı dergiye verdiği söyleşide olgun kadın-genç erkek ilişkisinin normalleşmesi gerektiğini savunarak şöyle demişti: “Artık bir kutunun içine sıkışıp kalmış değiliz. Kendimizi bundan kurtarmamız gerekiyor .”