Karaköy ve Galataport rehberi... Biraz tarih, biraz eğlence, bolca sanat!

İster ailece plan yapın, ister tek başınıza yürüyüşe çıkıp kendinizi bir kafede, bir restoranda ödüllendirin... Karaköy’den Tophane’ye kadar uzanan Galataport’un içinde birçok gözde mekân var. Karaköy’ün ara sokaklarıysa adeta açık hava müzesi gibi... Havalar ısındı, şehir hareketlenmeye başladı. Sanatla başlayan bir günü daha da tatlandırmak için önerilerimiz var.

İtalyan mimar Renzo Piano tarafından tasarlanan yeni İstanbul Modern binası mayıs ayında açıldı. Süreli sergilerle birlikte müze koleksiyonunun öne çıkanları görülebilir.

Gezintinize lezzet katın

Ebru Erke, Hürriyet Ekler gastronomi yazarı 

◊ Marriot Otel’in terasında bir şeyler içmeye bayılıyorum.

◊ Galataport’taki Muutto’yu çok seviyorum.

◊ The Peninsula’nın terası bence dünya çapında, çok güzel oldu. Burada bir çay saati yapabilirsiniz, yemek yiyebilirsiniz.

◊ Karaköy Lokantası bir klasik. Benim için de! Olmazsa olmazlarımdan…

Karaköy Lokantası

Alışveriş için...

Neslişah Şatıroğlu, Hürriyet Ekler stil yazarı

◊ Lokal Mağaza: Tamamen yerli üretim markaların ürünlerini satan Lokal Mağaza özel seçkisi ve sürdürülebilir moda yaklaşımıyla dikkat çekiyor.

◊ Fashion at Eye: Orijinal ürünler bulabileceğiniz, yerli üretim ve vintage gözlükler satan bir butik. Fransız Geçidi’nde.

◊ TAGG: Galataport’ta…Tasarımcı Gökay Gündoğdu’nun markasının Paket Postanesi’ndeki kıyafet mağazasında özel seçkiler var.

◊ Design Market: Takı, aksesuar, kıyafet ve hatta ev eşyası... Turistleri de cezbediyor.

◊ Atelier Rebul Heritage Store: Galataport’taki bu özel mağaza nostaljik havasıyla markanın mirasına gönderme yapıyor.

Fransız Geçidi

Semtin ‘en’leri...

Savaş Özbey, Hürriyet Ekler kent yazarı

◊ En iyi manzara: Sky Karaköy... Sadece karşı yakayı seyretmiyorsun, tarihin içinden bakıyorsun Boğaz’a. Önünde iki köprü, kafanı sağa çevirdiğinde Galata Kulesi… Yani manzaraya, manzaranın içinden bakıyorsun.

Sky Karaköy

◊ En yeni: Bo Karaköy. Sokak atmosferi, Akdeniz menüsü... Wasabi soslu somon ızgara yok satıyor. Etnik Türkçe house çalıyorlar. Kokteyller 210-250 lira.

◊ En eğlenceli: Frankie. Şehrin en cool mekânlarından Frankie sahile indi. Galataport’un tek eğlence mekânı. Bu yönüyle GQ partisi gibi etkinliklere de ev sahipliği yapıyor. Terası yeni açıldı. Müzikler DJ Aksak olarak bilinen Mehmet Koryürek’ten. Her perşembe organik disko gecesi yapıyor.

Frankie

◊ En gurme: Liman lokantası. Rasim Özkanca’nın Borsa Lokantası’nda başlattığı gastronomi geleneği burada devam ediyor. Cağ kebabı bir klasik ama Süryani usulü içliköfte bambaşka bir şey. Buranın bir avantajı Galataport’a yolcu gemisi yaklaştığında diğer mekânlar gibi bütün manzarasının kapanmaması.

Liman Lokantası

◊ En tarihi: Perşembe Pazarı’ndaki Eski Bir Yer. 1.000 yıllık bir hapishane.
Yani Mahkeme Lokantası’nda yargılanıyorsunuz, sonra burada hapis yatıyorsunuz. Türkçe yemek müzikleri çalıyorlar. İster gambilya favayla ister ateşte patatesle başlayın ama mutlaka acı-tatlı-tuzlu çikolatayla bitirin.

Çocuklar da eğlensin 

Gizem Coşkunarda, Hürriyet Ekler ‘Çocukla Hayat’ yazarı 

◊ Çocuklarla Karaköy’e gidince yapılacak en zevkli aktivitelerden biri Galata Köprüsü’ne yaya olarak çıkıp balık tutanlara takılmak, martılara simit atmak ve elbette bir hatıra fotoğrafı çektirmek. Dilerseniz sonrasında köprünün altındaki restoranlardan birine oturup manzaraya karşı bir şeyler içebilirsiniz. Gelip geçen vapur ve motorları izlemek bile çok zevkli.

◊ Yine çocukların çokça eğleneceği bir köşe... Fotoğraf çekmek için de güzel olan Kamondo Merdivenleri’ni ve asılı şemsiyeleriyle meşhur Çelebi Sokağı’nı görebilirsiniz. Her biri renkli ve birbirinden farklı dükkânlarla dolu Karaköy sokaklarında turlamak bile çocuklara çok eğlenceli gelebilir. Rotanızı Mumhane Caddesi’ne çevirdiğinizde birçok sanat galerisine ev sahipliği yapan Juma’yı ziyaret etmeyi unutmayın.

Hürriyet Ekler ekibinin favorileri 

◊ Galata Kulesi’nden aşağı salınıp Kamondo Merdivenleri’ne, sonra da Azapkapı Perşembepazarı Caddesi’nden Mahkeme Lokantası’na varmak... Bir diğer alternatif, biraz da keseye uygun olduğu için, Mumhane Caddesi’nde Karaköy Çorba Evi. Sabahları yolunuz düşerse aynı sırada Galata Simitçisi de güzel. Son bir öneri de Galataport’taki Baylan’dan kup griye… (Serhat Gürpınar, görsel yönetmen)

◊ Ayaküstü leziz bir şey yemek için Mehmet Usta’nın balık dürümlerini (80 lira) deneyebilirsiniz. Akşam saatlerinde uzun kalabalıklar oluşan balıkçıya erken gitmekte fayda var. Sosyal medya sayesinde de epey ünlü oldu. Hemen o sıradaki tantunici Tarihi Beşaltı Kirvem de iyi bir alternatif. (Fırat Karadeniz, haber koordinatörü)

◊ Nisan ayı sonlarında açılan müzik performans alanı Frankhan yerli ve yabancı müzisyenleri ve DJ’leri sahnesinde ağırlıyor. (Meltem Fıratlı, editör)

◊ Kabataş’tan Karaköy’e doğru yola koyulduysanız sizi ilk olarak Kahve Dünyası binasının kâr amacı gütmeyen sanat projesi Yanköşe karşılayacak. Şu sıralar Cansu Cürgen ve Avşar Gürpınar’ın ‘Balık Kavağa Çıkınca’ isimli, zaman kavramını konu alan led eserleri görülebilir.

Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi Okuma Bahçesi’ni de görmelisiniz… İstanbul Modern’den çıkıp Tophane tramvay durağından karşıya geçin. Girişi sanat merkezinin arka kısmındaki Defterdar Yokuşu’nda olan okuma bahçesi biraz soluklanıp dinlenmek için ideal. (Uygar Taylan, muhabir)

◊ Viyana Kahvesi. Galata Kulesi’nin hemen dibinde. San Sebastian cheesecake’inin ünü sınırlarımızı aştı. (Ceren Naz Büyük, muhabir)

Dev koleksiyonlar, butik galeriler... 

Meltem Fıratlı, Hürriyet Ekler editörü 

◊ Galataport’un dört bir yanı sanatla çevrili desek yanlış olmaz. Bir ucundaki İstanbul Modern Sanat Müzesi kısa bir süre önce açılmasına rağmen The New York Times’ın bu yıl görülmesi gereken 52 yer listesine girdi bile. Renzo Piano imzalı binada Sarkis, Mehtap Aydu, Belkıs Balpınar, Tracey Emin, Olafur Eliasson gibi birçok değerli ismin yapıtlarını görebilirsiniz.

◊ Galataport’un diğer ucu sayılabilecek bir noktadaki İstanbul Resim ve Heykel Müzesi ise Türkiye’nin ilk plastik sanatlar müzesi. Geçirdiği restorasyonun ardından 2021’de tekrar kapılarını açan ve 12 binin üzerinde esere ev sahipliği yapan müzenin özellikle resim ve heykel koleksiyonu mutlaka görülmeli.

◊ Karaköy, Bankalar Caddesi’ndeki etkileyici bir tarihi binada hizmet veren Salt Galata’da da sergiler düzenleniyor. Burası aynı zamanda bir ihtisas kütüphanesi niteliğindeki Salt Araştırma’ya da ev sahipliği yapıyor.

◊ Mumhane Caddesi’ndeki Mixer’de şu sıralar ‘Printed’23’ sergisi devam ediyor. Sergi çok sayıda sanatçının dijital baskı, serigrafi, litografi gibi alternatif baskı teknikleri kullanarak yaptıkları eserleri bir araya getiriyor.

◊ Yine aynı caddedeki bir diğer galeri x-ist’te Doğu Özgün’ün ilk kişisel sergisi ‘Takma Bıyık’ var. Sanatçının otorite-birey ilişkisini temel alan eserlerini 24 Haziran’a kadar görebilirsiniz.

◊ Anna Laudel Gallery ise Kazancı Yokuşu’nun Karaköy’e yakın bir noktasında. Şu sıralar galeride küratörlüğünü M. Gülben Çapan’ın üstlendiği karma sergi ‘Seni Sevmeyen Ölsün’ devam ediyor.

Tarihini öğrenin 

Saffet Emre Tonguç, Hürriyet Seyahat yazarı 

◊ İstanbul’un fethinden sonra camiye çevrilen ilk kilise olarak bilinen Arap Camisi Dominik keşişleri tarafından eski St. Paul Kilisesi’nin olduğu yere inşa edilmiş. Şimdiki adını 16’ncı yüzyılda İspanyol engizisyonundan kaçan Araplar tarafından kullanılması nedeniyle almış.

◊ St. Benoît Lisesi’nin en büyük özelliği, 1427’de kurulan kiliseye ait çan kulesi. Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi, 1431’den beri burada. Surp Hisus Pırgiç Ermeni Katolik Kilisesi ise 1834’te yapılmış.

◊ Gözden kaçan değerli yapılardan biri diğeri 17’nci yüzyılda inşa edilen Zülfaris inagogu. 1890’da Kamondo ailesi tarafından restore edilmiş.

◊ Rus hacıların Yunanistan’daki Athos Dağı’na veya Kudüs’e giderken mola verdikleri dinlenme evlerinin üstüne şapeller yapılmış. Bu çatı kiliseleri ‘Podvoriyes’ olarak biliniyor. Rahip, şapelin altındaki katta, misafirleriyse aşağı katlarda kalırmış. 1870, 1878, 1879 ve 1880’de inşa edilen dört tane var. Dördü de yasal olarak Athos Dağı’ndaki Rus Ortodoks manastırlarına bağlı.

◊ Yarbay S. Evren Caddesi’nin deniz tarafında iki han var. İlki Mimar Sinan imzalı. 1544-1550 arasında Sadrazam Rüstem Paşa için inşa edilen Rüstem Paşa Hanı ya da diğer ismiyle Kurşunlu Han. Bir diğeri dokuz kubbeli Bedesten. Burası Fatih Han olarak da biliniyor. Han, Fatih’in İstanbul’u aldıktan sonra yaptırdığı ilk eserlerden.... Hırdavatçılarla dolu bölge 18’inci yüzyılda Galata’nın neye benzediğini hatırlatacak nadir yerlerden biri.

Hürriyet Ekler ekibinin favorileri

◊ Galata Kulesi’nden aşağı salınıp Kamondo Merdivenleri’ne, sonra da Azapkapı Perşembepazarı Caddesi’nden Mahkeme Lokantası’na varmak... Bir diğer alternatif, biraz da keseye uygun olduğu için, Mumhane Caddesi’nde Karaköy Çorba Evi. Sabahları yolunuz düşerse aynı sırada Galata Simitçisi de güzel. Son bir öneri de Galataport’taki Baylan’dan kup griye… (Serhat Gürpınar, görsel yönetmen)

◊ Ayaküstü leziz bir şey yemek için Mehmet Usta’nın balık dürümlerini (80 lira) deneyebilirsiniz. Akşam saatlerinde uzun kalabalıklar oluşan balıkçıya erken gitmekte fayda var. Sosyal medya sayesinde de epey ünlü oldu. Hemen o sıradaki tantunici Tarihi Beşaltı Kirvem de iyi bir alternatif. (Fırat Karadeniz, haber koordinatörü)

◊ Nisan ayı sonlarında açılan müzik performans alanı Frankhan yerli ve yabancı müzisyenleri ve DJ’leri sahnesinde ağırlıyor. (Meltem Fıratlı, editör)

◊ Kabataş’tan Karaköy’e doğru yola koyulduysanız sizi ilk olarak Kahve Dünyası binasının kâr amacı gütmeyen sanat projesi Yanköşe karşılayacak. Şu sıralar Cansu Cürgen ve Avşar Gürpınar’ın ‘Balık Kavağa Çıkınca’ isimli, zaman kavramını konu alan led eserleri görülebilir.

Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi Okuma Bahçesi’ni de görmelisiniz… İstanbul Modern’den çıkıp Tophane tramvay durağından karşıya geçin. Girişi sanat merkezinin arka kısmındaki Defterdar Yokuşu’nda olan okuma bahçesi biraz soluklanıp dinlenmek için ideal. (Uygar Taylan, muhabir)

◊ Viyana Kahvesi. Galata Kulesi’nin hemen dibinde. San Sebastian cheesecake’inin ünü sınırlarımızı aştı. (Ceren Naz Büyük, muhabir)

Bankalar Caddesi ile Banker Sokağı’nı birleştiren Kamondo Merdivenleri adını Zülfaris Sinagogu’nu da restore ettiren Kamondo ailesinden alıyor.