Gözünüze bant takınca kör olmuyorsunuz!

Güncelleme Tarihi:

Gözünüze bant takınca kör olmuyorsunuz
Oluşturulma Tarihi: Kasım 29, 2020 07:00

Engelliler Günü benim için önemli günlerden. Bu dönemde etkinliklere koşar, konuşmalar yaparız. Halbuki 2 Aralık ya da 4 Aralık’ta da engelliyiz biz. Bu özel günleri kutlamayın, yaratıcı olun, özel hissettirin yeter; bir de yerimize geçmeye çalışmayın...

Haberin Devamı

Engelliler Haftası -takvimlerde Sakatlar Haftası olarak da geçer-, Beyaz Baston Günü ve 3 Aralık Engelliler Günü benim için önemli günlerdir. Konuyla ilgisi olan kurumlar ve kişiler senenin hep bu günlerinde çıkar karşımıza. Etkinlik teklifleri, konuşma teklifleri, gösteri teklifleri… Ayrıca sosyal medyada ve televizyonda bizimle vakit geçirip yaptıklarımızı konuşurlar, eh biraz da kendi reklamlarını yaparlar ve bir sonraki seneye kadar kimseyi bulamazsınız etrafınızda… Ama bizim hayatımız aynı engelle devam eder. Aralık ayının 4’ünde ya da 2’sinde farklı değiliz. Tüm o özel günlerin öncesinde ve sonrasında da varız.

Sadece o gün gelince mi benim anlattıklarım daha değerli oluyor, oysa herhangi bir gün de yapabiliriz engelli konulu bir programı sizinle…

Haberin Devamı

Bu tür günler neden benim en çok çalıştığım günler oluyor? Oysa benim normalden daha mutlu olacağım bir gün olması gerekmiyor mu bana atfedilen günün?

Ayrıca ‘Engelliler Gününüz kutlu olsun’ türü mesajlar alıyoruz... Şahsi fikrim bunun kutlanacak bir gün olmadığıdır. Benim gibi sonradan bir uzvunu kaybetmiş kişiler için bu ‘kutlama’ nasıl algılanır bir düşünmek ister misiniz? Tabii ki yas da tutmayalım. Yaratıcılığınıza güveniyorsanız, gayet güzel bir özel gün tertipleyebilirsiniz.

Bir de bizim yerimize geçmeye kalkışanlar var… Gözünü bağlayanlar, tekerlekli sandalyeye oturup dolaşmaya çıkanlar. Yapmayın! Empati bu kadar basit değil. Bu yaptıklarınızı kamera olmadan denediniz mi hiç? Gözünüzü bağlayıp çay içmek körlük olmuyor. Mesela ben şu an ekrana bakıyorum, parlak bir ışık var, parmaklarım klavyede, aklımdan geçenler... Gözünüzdeki bandı çıkarıp attığınız gibi körlüğü çıkarıp atamam. Bunu düşünüp bu duyguyu yaşama ihtimaliniz var mı? İşte empati böyle olur ve işte o zaman sizinle gerçekten doğru iletişim kurabiliriz.

Körüm ama yürüyebilirim!

Engelliler Haftası’nda yaşadığım bir anıyla bitireyim… Engellilerle ilgili konuşma yapmak için Trabzon’a davet edilmiştim. Havalimanındayım, THY görevlisi “Sizi buradan alacağız” dediği için kıpırdamadan bekliyorum. Zaman tükeniyor, endişeliyim. Tam o sırada “Trabzon uçağını mı bekliyorsunuz?” dedi. Yanıt vermeden önce, hangi kurumdan geldiğini sorup öğrendim. Tekerlekli sandalye getirmiş. İtiraz ettim. Yürüyebilirim! O ısrar etti, ben inat ettim. Münakaşaya döndü. Başka bir görevli geldi, haklı olduğumu söyleyip koluma girdi, beni uçağa götürdü. Sadece 5 dakika sürdü yerime geçmem. Bu  tantanadan sonra oturdum, yanımdaki amca “Uşağum hoş geldin, Trabzon’a mı yolculuk” demez mi! Sadece baktım, sinirim geçene kadar da bir şey demedim. İyi ki dememişim. Amca Trabzon’dan sonra gideceğim yeri soruyormuş meğer... Uçaktan inerken görevlinin yardımını reddedip amcayla çıktım havaalanından...

BAKMADAN GEÇME!