‘Dayanışma iyileştirir ama depremzedeyi zorlamayın’

Güncelleme Tarihi:

‘Dayanışma iyileştirir ama depremzedeyi zorlamayın’
Oluşturulma Tarihi: Şubat 26, 2023 07:00

Kimi depremzede doğup büyüdüğü topraklarda kalmayı tercih ediyor, kimi çevre illere göç ediyor. Onlara destek olmak hepimizin görevi ama travma yaşayan bu insanları incitmeden iletişim kurmak için nelere dikkat etmek gerek?

Haberin Devamı

Deprem bölgesi yaralarını sarmaya, çalışıyor. Giysi, yiyecek, hijyen malzemeleri gibi ihtiyaçlar elbirliğiyle karşılanmaya çalışılıyor. Ama böylesine büyük bir travma yaşayan kişiler manevi desteğe de ihtiyaç duyuyor. Depremi bire bir yaşamayanlara düşen görev her daim depremzedelerin yanında olmak. Uzmanlar bunu yaparken bazı noktalara dikkat edilmesi gerektiğini söylüyor.Türkiye Psikiyatri Derneği, Afetlere Hazırlık ve Müdahale Birimi’nde görev yapan Uzm. Dr. Rengin Güvenç “Eğer yakın çevremizde depremden etkilenen kişiler varsa, onların tüm duygu ve tepkilerini kabullenen bir tutum sergilemeliyiz” diyor. Dr. Güvenç öncelikle depremzedenin ihtiyaçlarına odaklanmamızı öneriyor: “Duygularını ifade etmesine izin vermek, empati kurmak önemli. Bu amaçla bireyin kendisini güvende hissettiği bir ortamda bulunmasını sağlamak, diğer insanlarla ilişki kurmasına yardımcı olmak, eğer evden çıkmakta zorlanıyorsa onu evden çıkmaya teşvik etmek, yakınlarından yardım istemesini sağlamak, gerekirse eşlik etmek, anlatırsa onu dinlemek, yargılanmadan kendini özgürce ifade ettiği bir iletişim ortamı oluşturmak, her türlü duygusunu hoşgörüyle karşılamak gerekir. Dayanışma iyileştirir ancak kişi size anlatmak istemeyebilir. Zorlamayın. Kişi ancak kendisini hazır hissettiğinde duygularını paylaşabilir.”

Uzm. Dr. Rengin Güvenç depremzeleri herhangi bir şey için zorlamama konusunun altını şöyle çiziyor: “Depremzedelerin güvendiği, kendisine destek olacağını düşündüğü kişilerle olayın detaylarını ve duygularını paylaşmasını öneriyoruz. Ancak deprem, zorlayıcı olayların yol açtığı psikolojik yaralanmalara bir örnek. Kişilerin kendi özerkliklerini ve karar verme yetisini elinden alır. Bu yüzden travma sonrası dönemde kişinin isteklerine ve kararlarına saygı göstermek çok önemli. Olay günüyle ilgili paylaşım yapmak istemiyorsa kesinlikle zorlamamak gerekir. Kendisi olay gününü anlatırken ruhsal açıdan kötü olduğunu hissettiğinizde isterse daha sonra dinlemek için konuya ara vermeyi önerebilirsiniz.”

Dr. Güvenç ayrıca depremzedelerin olanları unutmasının mümkün olmadığını belirtiyor: “Bu olayı unutması olanaklı değil. Unutturmak veya unutturmaya çalışmak bu travmayı zihinde işleme ve anlamlandırma sürecini bozacağı için aksine ‘yeniden yaşantılama’ şeklinde hatırlamasına yol açar. Bu da travma sonrası stres bozukluğunun ortaya çıkmasına neden olur. Travma, temel etkilerini bellek üzerinde yapar. İlk dönemdeki amacımız bireyin yaşadığı bu ağır travmayı kendi doğal sürecinde işlemlemesini ve bir kalıcı ruhsal bozukluk oluşmamasını sağlamak olmalı. Bu nedenle olay sırasında yaşananları ve duyguları dinlemeye hazır ve açık olduğumuzu hissettirmeliyiz. Olan olaylar yokmuş gibi unutturmaya yönelik davranışlardan kaçınmalıyız.”

‘Suçluluk duyabilirler’

Dr. Güvenç ayrıca “Yakınlarınızın veya çevrenize yerleşen depremzedelerin süreçle baş etmekte zorlandığını düşünürseniz psikolojik yardım almaları için yönlendirebilirsiniz” diyor ve ekliyor: “Yoğun suçluluk ve intihar düşüncelerinin olması, olayla baş etme döneminde alkol ve madde kullanımının olması, beslenme, uyku, kendine bakım gibi temel işlevleri yerine getirme güçlüğü durumlarında uzman görüşü almalı. Ayrıca ruhsal travma ile ilişkili belirtiler, baş edilemeyecek kadar ağır ya da yaşamı idame ettirmeyi zorlaştırıyorsa, geçmişte yaşanan bir ruhsal hastalığı tetiklemişse mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurmak gerek.”

Haberin Devamı

‘İzleyin, dinleyin ve bağ kurun’

Haberin Devamı

Deprem çocuklarda da psikolojik travmaya sebep oluyor. Depremzede çocuklarla ilişki kurarken dikkat etmemiz gereken konuları Psikolojik Danışman Ezgi Katı’yla konuştuk. Ezgi Katı “Deprem bölgelerinden gelmiş çocuklar için öncelikli olan izlemek, dinlemek ve bağ kurmaktır. Akabinde uzmanlarca psikososyal müdahalelere ve ihtiyaç devam ediyorsa psikoterapi desteğine geçilir” diyor ve devam ediyor: “Depremden etkilenmiş ve bölge değiştirmiş çocuklarla iletişim kurarken kendimize sormamız gereken şu soru çok önemlidir: ‘Bu kimin ihtiyacı?’ Çocuk daha konuşmadan, ilişki kurmadan ‘Ne oldu? Ne yaşadın, yazık,
ne gördün, enkazda ne düşündün?’ soruları bizim merakımızdır ve çocuğa hiçbir fayda sağlamaz. Kendimizi tanıtmak, onun kim olduğunu sormak ve bir ihtiyacı olursa elimizden geleni yapmak istediğimizi söylemek ilk adım olmalıdır. Konuşmayan çocuk anlatmaya zorlanmamalı; anlatan çocuk da susturulmamalıdır.”

Haberin Devamı

Tutamayacağımız sözler vermemeliyiz

* Duygularımızı paylaşmalı ama abartılı cümlelerden kaçınmalıyız. “Ne diyorsun, inanılmaz korkunç bir şey bu, sen kahramansın, seni çok iyi anlıyorum, şimdi çok güzel bir hayat seni bekliyor, ama sen hayattasın, üzülme” gibi cümlelerin hiçbir karşılığı yoktur.

* Tutamayacağımız sözleri asla vermemeliyiz.

* Duyguları bastırmaya ya da ağlayan bir çocuğun dikkatini dağıtarak susturmaya çalışmamalıyız. “Çok üzüldün, çok korkmuşsun, anlattıkların ne zor şeyler, benimle paylaştığın için teşekkür ederim” vs. demek, hatta bazen sadece izin isteyerek sarılmak ve onunla o duyguyu paylaşmak yeterli.

* “Aklıma bir oyun geldi. İstersen oynayalım” ya da “Biliyor musun bazen canımız sıkkın olduğunda öykü okumak, resim yapmak ya da oyun oynamak bizi iyileştirir. Bunlardan birlikte yapalım mı” diye sorulabilir.

Kendi çocuğumuzu da hazırlamalıyız

* Çocuklarımızın okuluna ya da yakınımıza bir depremzede çocuk geldiyse öncesinde ona bilgisini vermek ve ne düşündüğünü sormak ilk adım olabilir. “Biliyor musun yan dairemize bir aile taşındı, onlar deprem bölgesinden gelmiş ve senin yaşlarında bir çocukları var. Ben tanıştım, sen de tanışmak ister misin” denebilir. Ancak çocuklara asla ‘Şunu deme, şunu yapma’ diyerek akışları bozulmamalı.

BAKMADAN GEÇME!