50 yıldır alkışlıyoruz

Güncelleme Tarihi:

50 yıldır alkışlıyoruz
Oluşturulma Tarihi: Şubat 20, 2022 07:00

İdil Biret’in zekâsı, PJ Harvey’nin hayal kırıklığı… Ortadan kaybolan notalar, zorlu geçen söyleşiler… İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’nın (İKSV) 50 yıl boyunca düzenlediği etkinlikler, sanatseverlerin zihninde paha biçilmez anılara dönüştü. İKSV çalışanlarından ve yazarlardan, onların unutulmazlarını dinledik.

Haberin Devamı

Dr. Nejat F. Eczacıbaşı tarafından 1972’de kurulan İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı, İstanbul Festivali’yle yolculuğuna başlayıp yıllar içinde düzenlediği festivaller ve etkinliklerle 12 milyonu aşkın izleyiciyi ağırladı. Hayranı olduğumuz yerli-yabancı sanatçı ve topluluklarla bizi buluşturdu. Bir konsere gittik, hayatımız değişti. Bir tiyatro/film izledik, bambaşka dünyalarla tanıştık. Heyecan verici sanat eserleriyle büyülendik. İnsanlığın ortak değerlerini korumada sanatın ne kadar güçlü olabileceğini birçoğumuz vakıf sayesinde fark ettik.
İKSV 50 yılı geride bıraktı ama biz festivallerin tarihi yaklaştıkça yeni anılar biriktirmek için günleri saymaya devam ediyoruz.

50 yıldır alkışlıyoruz

Haberin Devamı

PJ HARVEY KULİSİ TERK ETTİ

Görgün Taner (İKSV Genel Müdürü)

Tarih 9 Temmuz 2001. Harbiye Açıkhava Tiyatrosu sahnesinde Nick Cave söylüyor. Kulisten dinliyoruz. Muhteşem! Yanımda PJ Harvey. Çünkü iki gün sonra onun da konseri var İstanbul Caz Festivali’nde. Bilenler bilir, 1995-97 arası fırtınalı bir aşk yaşadı PJ ve Nick Cave. İstanbul’a ayrı ayrı geldiklerinde ne yapacakları merak konusuydu... Konser acayip iyi gidiyor. Şarkı listesine göre sırada ‘Henry Lee’ var. Hani şu ikisinin düet yaptıkları, benim de favorilerim arasındaki şarkı... Sıra ‘Henry Lee’ye gelince PJ’in yüzüne baktım. Belli belirsiz “Keşke burada olduğumu, onu dinlediğimi fark etse de beni sahneye çağırsa” diyordu sanki. Ama Nick Cave şarkıyı atladı. Bir sonraki parçaya, ‘The Weeping Song’a geçti. O an PJ’in yüzü allak bullak oldu. Durdu, bir kuple dinledi ve sessizce kulisten ayrıldı, rehberine “Beni otele götür” dedi…

50 yıldır alkışlıyoruz

PJ Harvey, 2001’de Cemil Topuzlu Açıkhava’daydı...

BAZEN RÜYA GİBİ GELİYOR

Sevin Okyay (Yazar)

Nejat Eczacıbaşı festival fikrini ortaya attığında ben 30 yaşımdaydım. Pek küçük sayılmazdım ama gene de adı önce İstanbul Festivali olan festivalle birlikte büyüdük denebilir. Irek Mukhamedov gibi yıldız dansçılardan yağmurlu gecelere ama en çok caz yıldızlarının göktekilerle yarıştığı konserlere varana kadar... İstanbul Festivali dallanıp budaklandı: Müzik, film, caz, tiyatro, tasarım festivaleri, bienal oldu. Herhalde en çok film ve cazı izlemişimdir ve ikisine de özellikle film festivaline çok şey borçluyum. Bazen rüyaymış gibi geliyor. Ama hayır, olamaz! Çünkü bu yıl da Nick Cave&The Bad Seeds gelecek. Demek ki düpedüz mucize!

Haberin Devamı

HAVAİ FİŞEK GÖSTERİSİ...

Doğan Hızlan (Hürriyet yazarı)

İstanbul Müzik Festivali’nin görkemli açılışını unutamam. Nejat Eczacıbaşı bütün konuklarını kapıda karşılamıştı. Leyla Gencer’in piyanist Nikita Magaloff’la Aya İrini’de verdiği konser de dinleyenlerin belleğinde yer etmiştir. Müzik festivalinin 25’inci yılında Taksim’de havai fişek gösterisi yapılmıştı. Meğer o gece bir futbol maçı varmış, kazanan taraftarlar Dolmabahçe’den Taksim’e yürüdüler. Biz de otomobille Taksim’den Dolapdere’ye bir saatte inebildik. Hiç kuşkunuz olmasın araba durduruldukça biz de bu zaferi kutladık!

‘SAHNEDE İLK KEZ ÇIRILÇIPLAK BİR ERKEK GÖRÜYORDUM’

Meral Tamer (Yazar)

Haberin Devamı

İKSV Müzik Festivali’nin 50 yıldır sadık izleyicisiyim. 1973’teki ilk festivalde ünlü kemancı Yehudi Menuhin’i dinlerken büyülenmiştim. Efsanevi soprano Elisabeth Schwarzkopf’tan rüyalarımın piyanisti Emil Gilels’e dünyanın en ünlüleri 70’li yıllarda ayağımıza kadar gelmişti. Biz klasik müzik tutkunları için inanılmaz günlerdi. Gelelim en unutulmaz anıma....

1997 Tiyatro Festivali’ndeyiz. Açılışta Ismael Ivo, ‘Othello’daki rüya gibi dansında birden soyunup bir süre çırılçıplak kalmış, sonra kıyafet değiştirmişti. Tiyatro sahnesinde ilk kez çırılçıplak bir erkek görüyordum.

İki gün sonra ‘Kral Lear’i izlerken bu kez ünlü aktör Ian Holm sahnede soyundu, daha da uzun çırılçıplak kaldı. Birkaç gün sonra İtalyan yönetmen Strehler’den ‘Köleler Adası’nın ilk sahnesinde de efendi çırılçıplaktı. Ertesi gün Berliner Ensemble’dan ‘Arturo Ui’de sarışın bir Alman delikanlı, sahnenin önüne ve ortasına gelip striptiz yapar gibi çizmelerinden başlayıp, tüm giysilerini çıkarıp 2-3 dakika heykel gibi durmuştu. Anlaşılan o yıl dünya çapında ünlü yabancı topluluklarda erkeklerin tümüyle soyunması moda olmuştu.

Haberin Devamı

50 yıldır alkışlıyoruz

Yıl 1973. Efsanevi keman virtüozu Yehudi Menuhin ve İdil Biret aynı sahnede.

SENFONİNİN BELGESİ EKSİK

Yeşim Gürer Oymak (İKSV Genel Müdür Yardımcısı)

2014’te Sinfonia Varsovia’nın enstrümanlarını taşıyan kamyon, eksik belge nedeniyle Yunanistan sınırından döndürülmüştü. O sırada zamana karşı verdiğimiz yarışı unutamam. Kamyonu Bulgaristan sınırına yönlendirmiş, eksik geçiş kâğıdının da Varşova’dan İstanbul’a elden getirtilmesini sağlamıştık. Kâğıdı havaalanında alan rehberimiz, orkestra müdürüyle birlikte gece yarısı Hamzabey sınırına gitmiş, Bulgaristan polisi kâğıtlara bile bakmadan kamyonun Türkiye’ye girişine izin vermişti. Kamyon Aya İrini’ye geldiğinde bayram yapmıştık.

Haberin Devamı

50 yıldır alkışlıyoruz

‘Kral Lear’, Aya İrini, 1997. Başrolde Ian Holm vardı.

FİLMİN ADI YOKSA...

Nuray Muştu (İstanbul Film Festivali İletişim ve Operasyon Yöneticisi, 36 yıldır İKSV çalışanı)

Yıl 1989. Filmlerimize gümrük kanalıyla kavuştuğumuz zamanlar. Osman Kalyoncu isminde, tonton bir gümrükçümüz var. Filmlerin gümrük bilgileri geldikçe rahmetli Osman Bey’e veriyorum. Yugoslavya’dan ‘Za Sada Bez Dobrog Naslova’ (Türkçe adıyla ‘Filmin Adı Yok’) için bilgi vereceğim ama bir türlü derdimi anlatamıyorum. “Filmin adı yoksa nasıl çekeceğiz” diyor, başka bir şey demiyor. Tüm ekip gülmekten kırılıyor, ben de gülmekten konuşamıyor ve telefonu kapatıyorum…

‘KONSERİN NOTALARI ORTADAN KAYBOLDU!’

Zeynep Oral (Yazar)

İKSV’nin festivallerine ben ‘Mucize’ derim. Olanaksızı olur kılar. Dişidir. Bir festivalle başlayıp 5 festival ve bienali doğurmuştur. Kentin enerji ve eğitim kaynağıdır. Binlerce anımdan biri şöyle: İlk İstanbul Festivali. Yıl 1973. Muhteşem Yehudi Menuhin geliyor. İlk akşam Suna Kan ve Ayla Erduran’la Vivaldi’nin ‘Üçlü Keman Konçertosu’nu, ertesi akşam da Menuhin ve İdil Biret, Beethoven sonatları çalacaklar. Heyecan dorukta! Biletler çoktan tükenmiş. Birden skandal patlak verdi! İlk konserin notaları ortada yok! Kayıp! Millet birbirine girdi! Müthiş panik! Derhal İdil Biret bulundu. Orkestra partisyonunu piyanoda çalabilir miydi acaba? Muhteşem bir zekâ ve hafızaya sahip olan İdil Biret “Evet, çalarım” dedi. Ve ben bütün o heyecanı, keşmekeşi Muharrem Nuri Birgi ve Menuhin’le birlikte Darüşşafaka Salonu’nun minik kulis odasında yaşadım. Unutmam imkânsız! 

50 yıldır alkışlıyoruz

Irek Mukhamedov başdansçı olarak 1991’de Açıkhava Tiyatrosu’nda sahneye çıktı. Festivalin 19’uncu yılıydı...

DİVAYLA 10 DAKİKA...

Uğur Vardan (Hürriyet sinema yazarı)

İstanbul’a öğrenci olarak 1982’de adım attım; sonra festivaller hayatımın bir parçası oldu. Dünyamı, hayata bakış açımı genişlettim. Sinema yazarı olarak kalburüstü isimlerle söyleşi yaptım. En unutulmazı 2006’da Catherine Deneuve’le olanıydı. Fransız ‘Diva’sı bize ayrılan 10 dakikada öyle zorluklar çıkardı ki... Üstelik biz bu söyleşiyi yapmaya çalışırken Gerard Depardieu’nun gelip Deneuve’e “Biz Sultanahmet’e gidiyoruz, halı bakıp dolaşacağız” demesi de unutulmaz bir hatıraydı…

50 yıldır alkışlıyoruz

Catherine Deneuve 25. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde Sinema Onur Ödülü aldı. Deneuve, Şakir Eczacıbaşı ile...

FESLERİN KORUMASI OLDUK

Kanat Atkaya (Müzik yazarı)

1980’lerde bir Herbie Hancock konseriyle başladı İKSV’yle ilişkim. Liseli bir müzik delisiydim… Yıllarca festival arkadaşım olan Sevin Okyay’la John McLaughlin’e zorla kahvaltı ısmarlattık. Nick Cave’in çocuklarına aldığı hatıra feslerin geçici korumalığını ve Yellowjackets elemanlarına tur rehberliği yaptık. Spyro Gyra tayfasına caz kulüplerini gezdirmek, Wayne Shorter ile ‘Game of Thrones’ üzerine laflamak gibi pek çok tatlı hatıra birikti…

KUTLAMALARA DAVETLİYİZ

İKSV, 50’nci yılını 5 Haziran Pazar akşamı İstanbul’un farklı parklarında İstanbul Büyükşehir Belediyesi işbirliğiyle gerçekleştireceği ücretsiz konserlerle kutlayacak. Park ve açık hava mekânlarındaki klasik müzik ve caz konserleri temmuz sonuna kadar devam edecek.

‘Anna Karenina’ balesiyle Zürih Balesi ve Nick Cave&The Bad Seeds bu özel yılın konukları arasında.

İKSV, iki yeni tiyatro prodüksiyonunu da hayata geçiriyor. Özen Yula’nın yönettiği ‘Alelade Âşıklardan Farkımız’ Sabahattin Ali ve Aliye Ali’nin birbirlerine yazdıkları mektuplardan yola çıkan bir ‘müzikli teatral gösteri’ olacak. Serdar Biliş’in yönettiği ‘Saatleri Ayarlama Enstitüsü’ ise Ahmet Hamdi Tanpınar’ın unutulmaz eserine çağdaş bir yaklaşım sunacak. Her iki gösteri de sonbaharda prömiyer yapacak.

Bu yıl 80’inci yaşını kutlayacak Eczacıbaşı Topluluğu’nun desteğiyle 2022’de İKSV’nin tüm etkinliklerindeki öğrenci biletleri 10 lira olacak.

İKSV, 50’nci yıl şerefine, kurumsal arşivinden fotoğraflar, belgelerle hatıraları Instagram’da @İKSV_Albümleri hesabından paylaşıyor.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!