“İzleyecek hiçbir şeyim yok!” diyenlere dünyanın dört köşesinden yepyeni diziler

Güncelleme Tarihi:

“İzleyecek hiçbir şeyim yok”  diyenlere dünyanın dört köşesinden yepyeni diziler
Oluşturulma Tarihi: Nisan 13, 2019 08:30

Her hafta o kadar çok şey yükleniyor ki platformlara, hepimiz tıklım tıklım gardırobunun önünde dikilip “Ay giyecek hiçbir şeyim yok” diye hayıflanan kadınlara döndük. Aslında hepimize uygun bir şeyler illaki var, biraz didiklemek lazım sadece.

Haberin Devamı

beIN Connect’ten: Genellikle ABD’nin belli başlı kanallarındaki dizileri sunan platformda bu yılın en yenilerinden örnekler şöyle: ‘In the Dark’ta arkadaşının ölümünü çözmeye uğraşan görme engelli ve son derece bıçkın bir genç kadın var. ‘For the People’ genç hukukçuların davaları ve özel hayatlarıyla ilgili. ‘Black Monday’ Wall Street’in çöktüğü ‘Kara Pazartesi’ye giden dönemi, 1980’leri konu edinen bir komedi. İkinci tura dönen ‘Pretty Little Liars: ‘The Perfectionists’ ise küçük kasabada işlenen ilk cinayetin sonrasını ele alırken eski sırları da açığa çıkarıyor.

BluTv’den: BluTv yoluna sessiz sakin devam ediyor ve Avrupa ekranlarından yaptığı isabetli seçimlerle dikkat çekiyor. ‘Il Cacciatore’ İtalya’nın 1993’te mafyaya karşı verdiği mücadelenin hikâyesi. Amcasının ölümüyle 18 yaşındayken kendini tahtta bulan Kraliçe Victoria’nın öyküsü üçüncü sezonunda devam ediyor. Bizde de yayımlanan çok satan bir romandan uyarlanan ‘The Truth About Harry Quebert Affair’de ‘Grey’s Anatomy’nin ‘Mc Dreamy’si Patrick Dempsey ve saçları başrolde: Çok genç bir kızla ilişkiye girip, sonra da onu öldürmekle suçlanan bir yazarı canlandırıyorlar. ‘Deutschland 86’ daha önce izlediğimiz ‘Deutshland 83’ün devamı, Batı Almanya’da faaliyette olan Doğu Alman casuslarla ilgili. ‘Little Drummer Girl’ ise John Le Carre romanından uyarlama; oyuncu seçimiyle ve görsel yönetimiyle baş döndüren bir casusluk dizisi.

Haberin Devamı

“İzleyecek hiçbir şeyim yok”  diyenlere dünyanın dört köşesinden yepyeni diziler

Netflix’ten: 2016’da yılın ‘en iyi Nordik polisiyesi’ seçilen, Stockholm’de çok varlıklı ailelerin çocuklarının gittiği özel bir okuldaki trajediyle başlayan ‘Quicksand’ ise ilk sahnesinde insanı kavrayarak, benzerlerinin arasından sıyrılıyor. Yaşlı polis, genç polis, emekliliğine çok az kalmış amir, genç, güzel bir adli tıp uzmanı gibi klasik formüllerin hepsini barındıran ve neredeyse ‘Arka Sokaklar’ huzuru taşıyan ‘Carlo & Malik’ bir İtalyan polisiyesi. 2000-2018’de Meksika’da 118 gazeteci öldürülmüş; ‘Tijuana’ ülkedeki politik atmosferin arka planını gazeteciler üzerinden aralıyor. Anlatıcıları arasında Penelope Cruz, Salma Hayek gibi isimler de bulunan ‘Our Planet / Gezegenimiz’ belgesel dizisi, buz kaplı donmuş dünyalardan vahşi ormanlara kadar, dünyanın önemli canlı toplulukları veya habitatlarını ele alıyor ve gerçekten göz kamaştırıyor.

Haberin Devamı

(amazon) prime video’dan: Esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolan kocasını aramak için Kongo’ya giden ‘The Widow / Dul’u Kate Beckinsale canlandırıyor. Suç dünyasından çıkıp temiz bir yaşam kurma peşindeki ailenin çabasını konu edinen Berlin merkezli ‘4 Blocks’ta, ‘Hayat Şarkısı’nda ‘Berlinli Filiz’ olarak izlediğimiz Almila Bağrıaçık başrollerden birinde. Aynı isimli filmden uyarlanan ‘Hanna’ ise hem bir CIA ajanının hem de bir genç kızın yetişkinliğe geçiş döneminin hikâyesi.

 

 

BAKMADAN GEÇME!