Bu hayat benim hayalim değil

Güncelleme Tarihi:

Bu hayat benim hayalim değil
Oluşturulma Tarihi: Ekim 18, 2006 00:00

Petek Dinçöz, sahnede bir dişi olduğunu, günlük hayatın içinde ise tam bir erkek olduğunu söyledi.

Haberin Devamı

Sahnelerin genç assolisti Petek Dinçöz, iş ve özel hayatına dair çok özel açıklamalarda bulundu. Yıllar önce kurduğu hayallerin bugünkü hayatıyla uzaktan yakından ilgisi olmadığını söyleyen Dinçöz, "Ben sakin bir hayat ve çocuk istiyorum" dedi.

Bu işi yapmaktan mutlu musunuz? Çünkü bazen sizi mutsuz, keyifsiz görüyoruz. Sanki, "Benim buralarda ne işim var" der gibi bir haliniz, çekip gitmek isteyen bir duruşunuz var...

- "Çekip gitmek" ifadesi hariç, diğer söyledikleriniz doğru. Ben şu geçen beş yıllık sahne hayatımda çok yaşlandığımı düşünüyorum. Bulunduğum konum belki çok kişinin hayali olabilir ama benim değil. Sakin bir yaşam ve Allah kısmet ederse bir çocuk istiyorum. Hayatımı aileme, çocuğuma adamak istiyorum. Sahne ışıkları dışarıdan pırıl pırıl ama içerideyseniz, gözleri karartıyor.

Haberin Devamı

Petek Dinçöz, müzik camiasındaki yerini nasıl tanımlar? Hürriyet

- Belki ben istemedim ama genç yaşta assolist olarak anılmaya başlandım. Ama şimdi mutluyum. Bu durumun gençliğe ve benden sonra bu işe soyunacaklara cesaret vereceğini düşünüyorum. Müzik demişken, asıl sesimden söz etmek istiyorum. İlk şarkılarımla 5’inci albümdeki sesim arasında dağlar kadar fark var. Bu duruma gelebilmemin en büyük nedeni ise çok sık sahne almamdır. Sahne tozu benim boğazıma kaçmadı, tam tersine sesimi şu anda gerçekten keyifle dinlenebilir bir hale getirdi. Açık konuşmak gerekirse, şu anda ilk şarkılarımı dinlerken utanıyorum!

Sizin bu hayatta paniklediğiniz ya da korktuğunuz bir açığınız yok mu? Herkesin bir hikáyesi vardır ya, sizin hikáyenizde her şey dört dörtlük mü yoksa...

- Dört dörtlük olabilir mi?.. Ben anası-babası ayrı bir ailenin çocuğuyum. Çok zor günlerim oldu. Ama tam gençliğimin başında yani 19 yaşıma girmeden, hem de yaşgünümden bir gün önce Can’la (Tanrıyar) tanıştım. Çok neşeli ve yaratıcı bir insandı. Hiç aklımda yokken aşık oldum. Onunla birlikte hayatım, hatta hayata bütün bakış açım değişti. 19 yaşımdan bir gün önceyi hayatımın gerçek doğum günü olarak kabul ediyorum. Önceki zamanımı, çocukluk günlerimi, o zor hayatı hatırlamak bile istemiyorum. Çünkü doğrudan çok yanlışlar çıkıyor karşıma. Ama çocukluk deyip kestiriyorum ve henüz evlenmemiş olsak bile yedi yıldır Can’a yaptığım "eş"likle övünüyorum.

Haberin Devamı

ÇOCUK İSTİYORUM

 Hayatınızdaki en büyük pişmanlığınız, yüreğinizi acıtan olay nedir?

- Can’la tanıştığımda beş-altı aydır bir hanımla berabermiş aslında. O zaman ayrıca evliymiş ama boşanma aşamasındaymış. Ve ben, o sevgilisini bile üç-dört ay sonra öğrendim. Can, basından biri olduğu için tüm arkadaşları kıyak geçmiş, haber yapmamışlar. Sonra bir gün bir gazete manşet atınca öğrendim. Bu benim en çok yüreğimi acıtan olay oldu. Kendimi çok aptal buldum. O olayı yaşadığım için hálá Can’a güvenmiyorum. Onda her zaman böyle bir "aldatma" potansiyeli olduğunu düşünüyorum. Sürekli takipteyim!

  "Arkasını güçlü birisine yaslamış" cümlesi zaman zaman sizin için de söylenir. Kızıyor musunuz?

- Eskiden kızardım. Ama şimdi hiç kızmıyorum. Çünkü... Açık açık konuşayım, ben artık Can’dan hem maddi, hem de manevi olarak daha güçlüyüm!

Haberin Devamı

İlişkinizi televizyon ekranında yaşamak size doğru geliyor mu?

- Biz ilişkimizi medya önünde yaşamıyoruz. Yedi yıldır kaç gazete, kaç dergi, bizim Can’la birlikte bir stüdyoda resimlerimizi çekmek istedi, hálá kabul etmedik. Ama Can, Esra Ceyhan’la birlik olup bana bir şaka yapmaya kalkınca bir anda ilişkimiz medyaya yansıdı tabii.

Bu ilişki reklam beraberliği mi? Hürriyet

- Evet!.. Yedi yıldır reklam yapıyorum! Böyle bir şey olabilir mi?

Neden Pazar Keyfi ya da Uçankuş magazin programlarında ağırlıklı olarak varsınız? Çünkü sizi diğer programlarda fazla göremiyoruz.

- Can, babasını bile tanımaz. Nerede, kimden reyting alıyorsa yayınlar. Daha geçen gün benim çok kızdığım, hatırlamak bile istemediğim o çocukluk günlerime ait olan ve bana göre son derece çirkin görüntülerimi yayınladı. Bu konuda onunla çok ters düşeriz. Ben mesela, birlikte oturduğumuz evin kapılarını o işteyken, bir başka kanalın magazin programına açtım, kıskançlıktan evde ne olay çıkardı bilemezsiniz. Neymiş, işyerindeki arkadaşları, onunla dalga geçmiş "kendi evini" atladın diye. Ayrıca ben medyada fazla olmanın bir sanatçıya fazla bir şey kazandırdığına inanmıyorum. O yüzden gittiğim programları seçiyorum.

Haberin Devamı

CAN’SIZOLMAZ

Can Tanrıyar’sız bir Petek Dinçöz düşünebilir misiniz? Ya da tam tersi!

- Can Tanrıyar’sız bir Petek Dinçöz düşünebilirim ama Can Tanrıyar’sız bir "Petek" düşünemem! Bence Petek’siz bir Can Tanrıyar olabilir ama onu da aynı şekilde düşünemiyorum, yani "Petek’siz Can" olmaz!

Bundan sonraki planlarınız neler?

- Tam damarıma bastınız... Her şeyin boş olduğunu öğrendim. 26 yaşıma geldim. Tek planım, Allah’tan tek istediğim, bir çocuk.

Meslektaşlarınızla polemiğe girmeyi bıraktınız mı?

- Evet... Ama biri üstüme gelirse tepem atabilir, bu konuda kendime çok güvenemiyorum!

En yakın arkadaşım Ezgi

İşimde hiç hırslı değilim, aksine çok rahatım. Belki de bu rahatlık beni genç yaşta bir yere getirdi. Bakın şimdi de öyle oldu. "Acaba bayramda nereye tatile gideriz" diye plan yaparken, bir anda önüme tam altı konser birden çıktı. Bayramın en çok konser verecek olan ismi oldum. Mersin, Çeşme, Antalya, Kıbrıs ve iki gün de İsviçre’de olacağım konser için. Bunun nedenini de çocuklar olarak görüyorum. Çünkü beni en çok 12-16 yaş grubu seviyor. Bayram da, asıl çocuklar için olduğundan doğal olarak listenin başına geçtim. Tabii bir de özel hayatımın düzgün olmasının etkili olduğunu düşünüyorum. Hanımlar, beni eşleri için tehlike olarak görmüyor. Sahnede belki tam bir dişiyim ama masada erkekten daha erkeğim. O yüzden pek sanat dünyasından arkadaşım olmuyor. Sadece Hakan Ural’ın eşi Ezgi ile görüşüyorum.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!